BiRÇok insanin hafife aldiğI sakinilmasi gereken haramlar



Yüklə 1,36 Mb.
səhifə17/26
tarix12.08.2018
ölçüsü1,36 Mb.
#69816
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   26

Haram yemek:


Allah’tan korkmayan kimse, malını nereden kazandığına ve nereye harcadığına aldırmaz.Hatta bütün arzusu, malını daha da artırmak olur.Hırsızlık, rüşvet, gasp,sahtekârlık, haram olan şeyleri satmak, fâizcilik, yetim malı yemek veya kâhinlik, fuhuş ve müzik gibi haram kılınmış işler karşılığı ücret almak, müslümanların beytül-malına ve umuma âit mallara saldırmak,başkasının malını zorla veya dilenerek veyahut da buna benzer haram yollarla almak, sonra da bu paradan yemek, giyinmek, araba almak, ev yaptırmak veya kiralamak ve evi döşemek. Böylelikle midesine haram lokma girdirmiş olur.

Oysa Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( كُلّ لَحْمٍ نَبَتَ مِنَ السُّحْتِ فَالنَّار أَوْلَى بِهِ.))

[رواه الطبراني في الكبير وصححه الألباني]



"Haram ile beslenen her bedene, cehennem ateşi daha lâyıktır."2

Kişi, kıyâmet günü malını nereden kazandığı ve nereye harcadığından sorulacaktır.

İşte helak olup hüsrana uğramak, orada olacaktır. Üzerinde haram mal kalan kimsenin bundan kurtulmak için acele etmesi gerekir.Bu, bir insanın hakkı ise, onu sahibine geri vermesi, dinar ve dirhemle değil sevaplar ve günahlarla hesaplaşıldığı gün gelmeden önce helallik ve kendisini affetmesini dilemesi gerekir.

Bir damla bile olsa içki içmek:


Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:

﴿ يَٰٓأَيُّهَا ٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ إِنَّمَا ٱلۡخَمۡرُ وَٱلۡمَيۡسِرُ وَٱلۡأَنصَابُ وَٱلۡأَزۡلَٰمُ رِجۡسٞ مِّنۡ عَمَلِ ٱلشَّيۡطَٰنِ فَٱجۡتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمۡ تُفۡلِحُونَ ٩٠ ﴾ [سورة المائدة الآية: ٩٠]



"Ey îmân edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları, şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz."1

Bir şeyden uzak durmanın emredilmesi; o şeyin haram kılındığının en kuvvetli delillerindendir.İçki,kâfirlerin ilahları ve putları olan dikili taşlarla birlikte zikredilmiştir. Böylelikle; "(Allah) içkinin haram olduğunu söylemedi, sadece ‘ondan uzak durun’ dedi!" diyenin dayanabileceği hiçbir gerekçe kalmamıştır.

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinde de içki içen ile ilgili olarak tehdit gelmiştir.

Nitekim Câbir b. Abdullah'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

(( كُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ، إِنَّ عَلَى اللهِ عَزَّ وَجَلَّ عَهْدًا لِمَنْ يَشْرَبُ الْـمُسْكِرَ أَنْ يَسْقِيَهُ مِنْ طِينَةِ الْـخَبَالِ. قَالُوا يَا رَسُولَ اللهِ! وَمَا طِينَةُ الْـخَبَالِ؟ قَالَ عَرَقُ أَهْلِ النَّارِ أَوْ عُصَارَةُ أَهْلِ النَّارِ.)) [رواه مسلم]

"Sarhoşluk veren her şey haramdır. Allah -azze ve celle-, sarhoşluk veren şeyi içen kimseye,'Tînetu’l-Habâl’den içireceğini vâdetmiştir.

(Sahâbe):



-Ey Allah’ın elçisi! ‘Tînetu’l-Habâl nedir? Dediler.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

-O, cehennemliklerin teridir veya cehennemliklerin bedenlerinden çıkan irin, kusmuk ve kanlardır."1

Abdullah b. Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

((مَنْ مَاتَ مُدْمِنَ خَمْرٍ، لَقِيَ اللهَ وَهُوَ كَعَابِدِ وَثَنٍ.)) [رواه الطبراني وصححه الألباني]

"İçki bağımlısı olarak ölen kimse, Allah’ın huzuruna, puta tapan kimse gibi çıkar."2

Çağımızda içki ve sarhoşluk veren içeceklerin çeşitleri oldukça çoğalmış; bira, arpa suyu, alkol, rakı, votka ve şampanya gibi çeşitli isimlerle adlandırılmıştır.

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in haklarında:

(( لَيَشْرَبَنَّ نَاسٌ مِنْ أُمَّتِي الْخَمْرَ يُسَمُّونَهَا بِغَيْرِ اسْمِهَا.))

[رواه أحمد وصححه الألباني]

"Allah'a yemîn olsun ki ümmetimden birtakım insanlar mutlaka içki içip onu (helal kılmak için ismini değiştirerek) başka isimle adlandıracaklardır."3

Diye haber verdiği, bu ümmette bazı insanlar ortaya çıkmıştır. Bunlar akılları karıştırmak ve gerçeği saptırmak amacıyla içkiyi "ruhî içecekler" şeklinde isimlendirirler.

Onlar, Allah Teâlâ'nın, haklarında şöyle buyurduğu kimselerdir:

﴿ يُخَٰدِعُونَ ٱللَّهَ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَمَا يَخۡدَعُونَ إِلَّآ أَنفُسَهُمۡ وَمَا يَشۡعُرُونَ ٩ ﴾

[سورة البقرة الآية: ٩]

"Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve mü’minleri aldatırlar.Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir."1

İslâm, bu konuyu temelinden çözen ve istenilen yöne çekme sûretiyle yapılan saptırmaya fırsat bırakmayan önemli bir ölçü ortaya koymuştur.

Bu ölçü, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in şu sözüyle bildirilmiştir:

(( كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ، وَكُلُّ مُسْكِرٍ حَرَامٌ.)) [رواه مسلم]

"Sarhoşluk verici her şey içkidir.Sarhoşluk verici her şey de haramdır."2

Bu sebeple aklı bulandıran ve sarhoş eden her şeyin azı da, çoğu da haramdır.

Nitekim Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmuştur:

(( مَا أَسْكَرَ كَثِيرُهُ، فَقَلِيلُهُ حَرَامٌ.)) [رواه أبو داود وصححه الألباني]

"Çoğu sarhoş eden şeyin, azı da haramdır."3

Adları ne kadar çok ve farklı olursa olsun,adlandırılan şey aynıdır ve hükmü de bellidir.

Son olarak, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in içki içen kimseler için buyurmuş olduğu şu öğüdüne kulak verelim:

(( مَنْ شَرِبَ الْخَمْرَ وَسَكِرَ، لَمْ تُقْبَلْ لَهُ صَلاَةٌ أَرْبَعِينَ صَبَاحًا، وَإِنْ مَاتَ دَخَلَ النَّارَ، فَإِنْ تَابَ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ، وَإِنْ عَادَ فَشَرِبَ فَسَكِرَ، لَمْ تُقْبَلْ لَهُ صَلاَةٌ أَرْبَعِينَ صَبَاحًا، فَإِنْ مَاتَ دَخَلَ النَّارَ، فَإِنْ تَابَ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ، وَإِنْ عَادَ فَشَرِبَ فَسَكِرَ، لَمْ تُقْبَلْ لَهُ صَلاَةٌ أَرْبَعِينَ صَبَاحًا، فَإِنْ مَاتَ دَخَلَ النَّارَ، فَإِنْ تَابَ تَابَ اللَّهُ عَلَيْهِ، وَإِنْ عَادَ كَانَ حَقًّا عَلَى اللَّهِ أَنْ يَسْقِيَهُ مِنْ رَدَغَةِ الْخَبَالِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ. قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ! وَمَا رَدَغَةُ الْخَبَالِ؟ قَالَ: عُصَارَةُ أَهْلِ النَّارِ.)) [رواه ابن ماحه وصححه الألباني]

"Kim, içki içer ve sarhoş olursa,kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer, tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Sonra tekrar döner, içki içer ve sarhoş olursa, kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer, tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Sonra tekrar döner, içki içer ve sarhoş olursa, kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer, tevbe ederse, Allah onun tevbesini kabul eder. Yeniden tevbesinden dönüp içki içer ve sarhoş olursa, Allah’ın, kıyâmet günü ona 'Radeğatu’l-Habâl"dan içirmesi haktır.

(Sahâbe):



-Ey Allah’ın elçisi! ‘Radeğatu’l-Habâl' nedir? Dediler.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- buyurdu ki:

-O, cehennemliklerin bedenlerinden çıkan irin, kusmuk ve kanlardır."1

Yüklə 1,36 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   26




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin