BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله


Aşura Günü İmam Zeynülabidin (a.s)



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə11/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   38

Aşura Günü İmam Zeynülabidin (a.s)


Risalet Ehl-i Beyt'inin ve onları sevenlerin yüreklerini dağlayan en yakıcı dram hiç kuşkusuz Hamid b. Müslim'in şu rivayetinde gizlidir. Hamid, İmam Hüseyin'in (a.s) şehit edilmesinin ardından aşura günü öğlenden sonra olup bitenleri bizzat görmüş ve şöyle anlatmıştır:

Eşlerinden, kızlarından ve ailesinden kadınların birer birer elbiselerini sırtlarından almaya çalıştıklarını görüyordum.

Sonra Ali b. Hüseyin'in (a.s) bulunduğu yere geldik. Yatağa uzanmıştı. Ağır hastaydı. Şimr'in yanında bir grup adam vardı. Ona dediler ki: "Şu hastayı öldürsene?" Dedim ki: "Subhanallah! Çocuk da öldürülür mü? O, bir çocuktur ve gördüğünüz gibi hastadır. Durmadan karşı çıktım ve sonunda onları oradan uzaklaştırdım."

Bu sırada Ömer b. Sa'd geldi. Kadınlar yüzüne bağırdılar ve ağladılar. O da adamlarına şöyle dedi: "İçinizden hiç kimse şu kadınların çadırlarına girmesin ve şu hasta çocuğa da dokunmayın. Bu kadınların eşyalarını alanlar da geri versinler. Allah'a yemin ederim, hiç kimse aldığını geri vermedi."2

İmam Zeynülabidin (a.s), babası, Peygamberin (s.a.a) torunu Hüseyin'in (a.s) tağutlara karşı verdiği savaşa katıldı. Ancak o babası, ailesinden seçkin şahsiyetler ve arkadaşları ile birlikte şehadet şerbetini içemedi. Çünkü Allah, babasından (a.s) sonra ümmetin önderliğini üstlensin, kendisi için hazırlanan rolü oynasın, dedesinin risaletini azgın sorumsuzların elinde oyuncak haline gelmekten, batıl taraftarlarının saptırıcı çarpıtmalarından, İslâm'ın merkezine hakim olmuş ve gün geçtikçe etkinliğini artıran bidatların yıkıcı etkilerinden muhafaza etsin diye onu korumuştu. Bu da onun Aşura vakasında hastalnmasıyla gerçekleşmişti.

3. BÖLÜM

● İmam Zeynülabidin (a.s) Kerbela'dan Medine'ye

● İmam Zeynülabidin (a.s) Medine'de

● İmam Zeynülabidin'in (a.s) Şehit Edilmesi



İMAM ZEYNÜLABİDİN (a.s) KERBELA'DAN MEDİNE'YE

AŞURA TRAJEDİSİNDEN SONRA İMAM ZEYNÜLABİDİN (a.s)


Tarihçiler, olayı bizzat gören bir tanığın şu sözlerini aktarırlar: Hicri 61 senesinin muharrem ayında Kûfe'ye gitmiştim. O sırada Hüseyin b. Ali (a.s) ve kadınlar Kerbela'dan getiriliyordu. Çevrelerini askerler sarmıştı. İnsanlar onları görmek için evlerinden çıkmışlardı. Onları eğersiz, semersiz bir şekilde develere bindirilmiş hallerini görünce, Kufeli kadınlar ağlamaya ve göğüslerini dövmeye başladılar. Bu sırada hastalıktan bitkin düşmüş, boynunda demir bir halka, elleri boynuna kelepçelenmiş Ali b. Hüseyin'in (a.s) cılız bir sesle şöyle dediğini duydum: "Şu kadınlar ağlıyorsa, bizi kim öldürdü?"1

İmam Seccad (a.s), İbn Ziyad'ın yanına götürülürken, kimsin sen? dedi. "Ben, Ali b. Hüseyin'im", dedi. Dedi ki: "Allah, Ali b. Hüseyin'i öldürmemiş miydi?" İmam Ali (a.s) dedi ki: "Ali isminde bir kardeşim daha vardı, insanlar onu öldürdü." Bunun üzerine İbn Ziyad: "Aksine, Allah onu öldürdü," dedi. Ali b. Hüseyin (a.s): "Allah, öleceği zaman ölen kişinin canını alır." dedi. Bu cevap karşısında İbn Ziyad öfkelendi ve: "Bana cevap verme küstahlığında bulunabiliyorsun. Gördüğüm kadarıyla bana karşı çıkma duygusunu hala içinde taşıyorsun! Götürün bunu ve boynunu vurun," dedi.2

Halası Zeyneb, ona sarıldı ve şöyle dedi: "Ey İbn Ziyad! Bu kadar kanımızı döktüğün yetmez mi!" Sonra İmam'ın (a.s) boynuna sarıldı ve şöyle dedi: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, onu bırakmayacağım. Eğer onu öldürürsen beni de onunla beraber öldürmen gerekir. Ali (a.s) halasına şöyle dedi: "Sus, halacağım! Bırak onunla ben konuşayım." Sonra İbn Ziyad'a döndü ve şöyle dedi: "Beni öldürmekle mi tehdit ediyorsun, ey İbn Ziyad?! Öldürülmenin bizim için gelenek olduğunu ve Allah katındaki onurumuzun da şehadet olduğunu bilmiyor musun?" Sonra İbn Ziyad, Ali b. Hüseyin (a.s) ve ailesinin büyük mescidin yanındaki bir eve götürülmelerini emretti. Sabah olunca İbn Ziyad, Hüseyin'in (a.s) kesik başının getirilmesini istedi. Kesik baş, Kûfe'nin bütün sokaklarında ve kabileler arasında dolaştırıldı. Kesik başın Kûfe sokaklarında halk arasında dolaştırılma işi tamamlanınca, sarayın kapısına getirildi.1

Sonra İbn Ziyad, Kerbela'da öldürülenlerin kesik başlarını Kûfe'de ağaçların başlarına dikerek teşhir etti. Daha önce Müslim b. Akil'in kesik başını Kûfe'de teşhir ettiği gibi.

İbn Ziyad, Yezid'e bir mektup yazarak Hüseyin'in (a.s) öldürüldüğünü ve ailesinin durumunu ona bildirdi.2 Aynı şekilde Medine emiri Amr b. Sa'd b. As'a da -o da Emevî sülalesindendir- Hüseyin'in (a.s) öldürüldüğü haberini iletti.

İbn Ziyad'ın mektubu Şam'a ulaşınca, Yezid, Hüseyin'in (a.s) ve onunla beraber öldürülen diğer insanların kesik başlarının kendisine gönderilmesini emretti. Bunun üzerine İbn Ziyad, Hüseyin'in (a.s) eşlerine ve çocuklarına hazırlanmalarını emretti. Ali b. Hüseyin'in (a.s) de boynuna zincir vurulmasını istedi. Sonra onları Mucfer b. Sa'lebe el-Aizi ve Şimr b. Zilcevşen'le birlikte kesik başları taşıyan kafilenin ardından gönderdi. Develere bindirilmişlerdi. Onlar da kafileyi, tıpkı kafir esirlerin götürüldükleri gibi götürdüler. Böylece kesik başları götüren kafileye yetiştiler. Şam'a ulaşıncaya kadar Ali b. Hüseyin (a.s) onlardan hiç kimseyle bir kelime dahi konuşmadı.3


Ehlibeyt (a.s) Esirleri Şam'da


Şam, Müslümanlar tarafından fethedildiği günden beri, Halid b. Velid ve Muaviye b. Ebu Süfyan gibi kişiler tarafından yönetilmişti. Şamlılar Hz. Peygamberi (s.a.a) görmemişlerdi, onun hadislerini doğrudan ondan dinlememişlerdi. Peygamberin (s.a.a) ashabının hayat tarzına da onların yanında bizzat gözlemlemek suretiyle tanık olmuş değillerdi. Gerçi Hz. Peygamberin (s.a.a) ashabından az sayıdaki bazı kimseler Şam'a yerleşmişlerdi, fakat onların halk üzerinde pek bir etkileri yoktu. Sonuç olarak Şamlılar, Muaviye b. Ebu Süfyan ve adamlarının hayat tarzının Müslümanların sünneti olduğunu düşünüyorlardı. Öte yandan Şam bölgesi uzun asırlar Roma imparatorluğunun egemenliği altında kalmıştı.

Bu yüzden aşağıdaki olaya benzer olayları tarih kitaplarında okuduğumuz zaman şaşırmıyoruz:

Hz. Muhammed'in (s.a.a) ailesinin esirleri Şam'a girdiği zaman yaşlı bir adam İmam Seccad'a (a.s) yaklaştı ve: "Sizi mahveden ve emirin sizi yenmesini sağlayan Allah'a hamd olsun," dedi.

İmam (a.s): "Ey yaşlı adam! Sen Kur'an'ı okudun mu?" diye sordu.

Yaşlı adam: "Evet, okudum," dedi.

İmam (a.s): "Peki 'De ki: Ben sizden akrabalarımı sevmenizden başka bir ücret istemiyorum.' ayetini okudun mu?" dedi.

Yaşlı adam: "Evet", dedi.

İmam: "Ey yaşlı adam! İşte Peygamber’in (s.a.a) o akrabaları biziz," dedi.

Sonra şöyle dedi: "Akrabalara hakkını ver" ayetini okudun mu?

"Evet, bu ayeti okudum," dedi.

Buyurdu ki: "Ey Yaşlı adam! O akrabalar biziz. Peki: 'Bilin ki, ganimet olarak aldığınız şeyin beşte biri Allah'ın, Resulünün ve akrabalarındır.' ayetini okudun mu?"

"Evet," dedi.

İmam (a.s) dedi ki: "O akrabalar, biziz."

Ey Yaşlı adam! 'Ey Ehl-i Beyt! Allah ancak sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz kılmak ister.' ayetini okudun mu?

Yaşlı adam: "Evet, dedi.

İmam (a.s) dedi ki: "İşte yüce Allah'ın, özel olarak haklarında tathir ayetini indirdiği Ehl-i Beyt biziz."

Yaşlı adam: "Allah hakkı için, siz onlar mısınız?" dedi.

İmam (a.s): "Allah'a andolsun ki, biz onlarız, bunda hiçbir kuşku yoktur. Dedemiz Resulullah'ın (s.a.a) hakkı için biz onlarız."

Yaşlı adam ağlamaya başladı. Sarığını çıkarıp yere attı ve ellerini göğe kaldırarak şöyle dedi. "Allah'ım! Al-i Muhammed'in (s.a.a) düşmanlarından teberri ederek sana yöneliyorum."

Tarihçiler anlatıyor: Hüseyin (a.s) öldürülüp Ali b. Hüseyin (a.s) de Kerbela'dan getirilince, İbrahim b. Talha b. Ubeydullah onu karşıladı ve: "Ey Ali b. Hüseyin! Kim galip geldi?" diye sordu. Devenin hörgücünde ve başını örtmüş vaziyetteydi. Ali b. Hüseyin (a.s) ona şöyle dedi: "Kimin galip geldiğini bilmek istiyorsan, namaz vakti girdiğinde ezan oku ve kamet getir."

Ali b. Hüseyin'in (a.s) cevabı şu anlama geliyordu: Mücadele, ezan, Allah'ın ululanması ve Allah'ın birliğinin vurgulanması uğruna verilmişti. Haşimoğullarının iktidara gelmesi için değildi. Hüseyin'in, ailesinden seçkin kimselerin ve arkadaşlarının şehit düşmesi, Muhammedî İslâm'ın, Emevî cahiliyesine ve onların safında yer alıp da iman ve İslâm'ın tadını almamış diğer sapıklara karşı bekasını ve kalcılığını sağlamıştı.



Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin