BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə7/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   38

Zühdü


İmam (a.s), yaşadığı dönemde insanların en zahidi (dünyadan ve dünya nimetlerinden uzak duran) olarak ün salmıştı. Hatta ez-Zühri'ye insanların en zahidi kimdir? diye sorulduğunda: "Ali b. Hüseyin (a.s)", cevabını vermişti.1

İmam (a.s) bir gün ağlayan bir dilenci gördü. Adamın durumuna üzüldü ve şöyle dedi: "Eğer bütün dünya şu adamın avucunda olsaydı ve düşüp kaybolsaydı, yine de bu şekilde ardından ağlamaya değmezdi."2

Said b. Müseyyeb şöyle der: "Ali b. Hüseyin (a.s) insanlara va’zeder ve onları dünyadan uzak durmaya ve ahirete dönük ameller işlemeye çağırırdı. Bu amaçla her Cuma Resulullah'ın (a.s) mescidinde şu sözleri tekrarlardı, ki bu sözleri ezberlenmiş ve yazılmıştır:

"Ey insanlar! Allah'tan korkup sakının ve bilin ki, siz Ona döneceksiniz… Ey Ademoğlu! Ecelin sana en çabuk gelen şeydir. Sana doğru bir uğultu geliyor, senin peşindedir ve seni yakalaması an meselesidir. Sanki ecelin dolmuş, ölüm meleği ruhunu kabzetmiş, kabrine yapayalnız konulmuş, orada ruhun tekrar sana geri dönmüş, münker ve nekir melekleri başında durmuş ve seni sorgulamakta, çetin bir imtihana tutmaktaymışlar gibi… Allah'tan korkun, ey Allah'ın kulları! Bilin ki, yüce Allah, dünyanın çekici güzelliklerini ve geçici nimetlerin velilerinden hiçbiri için istemez. Onları, bu gibi şeyleri elde etmeye de teşvik etmez, dünyanın çekici güzelliklerini ve göz alıcı süslerini kazanmaya yöneltmez. Allah, dünyayı ve dünya ehlini, onları orada sınamak için yaratmıştır, kimler ahiretleri için en güzel ameli yerine getirecekler diye belirlemek için var etmiştir. Allah'a yemin ederim, bu hususta size örnekler verildi, akleden bir toplum için bütün ayetler tanıtıldı. Güç ancak Allah'tandır. Dünya hayatında, yüce Allah'ın sizin azığınız olarak öngördüğü şeyleri azık edinin. Dünyayı sürekli kalış yeri ve ebedi yurt edinenler gibi dünyaya ve onun geçici süslerine meyletmeyin. Çünkü dünya kısa bir yaşama yeridir, bir oturumluk mekandır. Amel yurdudur. Dünyada salih ameller işleyerek azık edinin, dünya hayatının günlerinden ayrılmadan önce hazırlığınızı yapın. Allah'ın dünyanın yıkılmasına izin vermesinden önce. Allah, bizi de sizi de dünya hayatının geçici nimetlerinden ve çekici süslerinden uzak duran, ahiret sevabını arzu eden zahitlerden eylesin. Çünkü biz ahiretle ve ahiret için varız…"1

Allah'a Yönelişi


İmam'ın (a.s), Zeynülabidin (İbadet edenlerin süsü) ve Seyyidu's-Sacidîn (secde edenlerin efendisi) nitelikleri ün salmış olması, onun Allah'a yönelişinin, kendini O'na adayışının hayatının ve gidişatının ayırıcı özelliği haline geldiğinin en somut göstergesi, kişiliğinin belirgin çizgisinin ifadesidir.

Ayrıca Sahife-i Seccadiye'deki dualar, bu gerçeğe ilişkin diğer bir kanıt konumundadır. Duaların başlıklarına şöyle bir göz gezdirmek bile, İmam'ın (a.s) dünya hayatıyla ilgili işlerinde Allah'a ne denli sığındığı hakkında bize bir fikir verecektir. İmam'ın (a.s) hiçbir tavrı ve duruşu yoktur ki, bununla ilgili bir duası ve yakarışı olmasın. İmam'ı (a.s) tamamen farklı kılan bu duaların içerikleri ise bambaşka bir kanıt mahiyetinde ve yetkinliktedir. İmam (a.s), Allah sevgisinde erimişti, samimiyetin ve içtenliğin en son noktasına kadar O'na ihlasla bağlanmıştı. Bu duygu, onun bütün hareketlerine ve duruşlarına yansımıştı.

Tarihçiler anlatıyor: İmam (a.s), bir gün yolda yürürken, zengin bir adamın kapısında oturmuş bir adam gördü. Hemen adamın yanına gitti ve şöyle dedi: "Varlık içinde şımarmış bu zorba adamın kapısında niçin oturuyorsun?" Adam: "Yoksulluktan dolayı oturuyorum." İmam ona dedi ki: "Kalk, sana onun kapısından daha hayırlı bir kapı, ondan daha hayırlı bir Rab göstereyim…"

Adam onunla beraber kalkıp Resulullah'ın (s.a.a) mescidine gitti. İmam ona namazı, duayı ve Kur'an okumayı öğretti. İhtiyaçlarını Allah'tan istemesini, O'nun sağlam kalesine sığınmasını tavsiye etti.2


Ailesiyle İlişkileri


İmam Zeynülabidin (a.s), ailesine karşı insanların en şefkatlisi, en çok iyilik yapanı ve en merhametlisiydi. Kendini onlardan ayrı ve ayrıcalıklı tutmazdı. Şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bir pazara girsem, yanımda dirhemler olsa, bunlarla, uzun süreden beri et yemeyen ailem için et satın alsam, bu, bir köle azat etmekten daha sevimli gelir bana."3

Ailesinin rızkını temin etmek için sabah erkenden evden çıkardı. Ona: "Nereye gidiyorsun?" diye sorulduğunda: "Sadaka vermeden önce, aileme sadaka vereceğim", derdi. Sonra şöyle derdi: "Helal rızık kazanmaya çalışan kimselere bu Allah'tan kendilerine bir sadakadır."1

Evin ihtiyaçlarının giderilmesinde ailesine yardım ederdi. Özel işleriyle ilgili olarak kimseden bir şey yapmasını istemezdi. Özellikle ibadetle ilgili olan hususlarda kendi işini kendi görürdü. İbadetlerde kimsenin yardımını istemez, bu konuda başkalarından hazırlık yapmasını beklemezdi.

Anne ve Babasıyla Münasebetleri


İmam (a.s), mürebbiyesinin, annesinin kendisine aktardığı bütün iyilikleri en güzel şekilde karşılamaya çalışırdı. Annesine yönelik iyiliği o düzeye varmıştı ki, annesiyle birlikte yemek yemezdi. Bu davranışını duyan insanlar onu kınayacak oldular ve ısrarla bunun sebebini sordular: "Sen, insanların en iyisi ve akrabalık bağlarını en çok gözetenisin. Niçin annenle birlikte yemek yemezsin?" Onlara öyle bir cevap verdi ki, dünyada bunun gibi edep ve kemal timsali olan bir söz daha duyulmamıştır: "Annemle birlikte yemek yersem, onun gözünün iliştiği bir lokmayı, elimin ondan önce almasından, dolayısıyla anneme asi olmaktan korkuyorum."2

Anne ve babasına yönelik iyiliklerinden biri de onlar için yaptığı duadır. İdeal İslâm terbiyesinin ana direklerinden birini temsil eden üstün bir örnektir bu dua. Bu ölümsüz dua levhasından bazı bölümler aktarmak istiyoruz:



"…Allah'ım! Katındaki şeref ve saygınlığı ve esenliği anneme ve babama tahsis et, ey merhamet edenlerin en merhametlisi! Onlar için yapmam gerekenleri bana ilham et. Bütün bunları eksiksiz bir şekilde bilmemi sağla. Bana ilham ettiğin bu bilgilere göre amel etmemi müyesser et. Bana gösterdiğin bu ilimde basiret ve bilinç ver. Onlardan, güçlü bir sultandan korkar gibi korkmamı ve şefkatli bir anne gibi onlara şefkat etmemi nasip et. Anne babama itaati, onlara iyilik etmeyi, benim için, yorgun kimsenin uyuduğu uzun ve dinlendirici bir uykudan, susuzun içtiği sudan daha çok mutlu eden bir göz aydınlığı yap. Ta ki, onların arzusunu kendi arzuma tercih edeyim. Onların rızasını kendi rızamın önüne geçireyim. Onların bana yaptığı iyilik az da olsa, bana çok göster, benim onlara yaptığım iyilik çok da olsa bana az göster. Allah'ım! Onların karşısında sesimi alçalt, sözlerimi onlar için tatlı kıl, huyumu onlar için yumuşak et. Kalbimin onlara karşı şefkatli olmasını sağla. Beni, onlara yoldaş, onlara karşı şefkatli kıl. Allah'ım! Bana verdikleri terbiyeden dolayı onları mükafatlandır, bana yaptıkları ikramdan dolayı onları ödüllendir, beni küçükken korudukları gibi onları koru… Allah'ım! Namazlarımın sonunda, gecenin bir vakitlerinde, günümün her saatinde onları dua ile yad etmeyi bana unutturma… Allah'ım! Muhammed'e ve aline salat et. Onlara dua ettiğim için beni bağışla ve bana karşı gösterdikleri iyilikten dolayı onları da affet…"1

Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin