BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə14/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   38

MEDİNE AYAKLANMASI


Medineliler için, Yezid'in sapıklığının, İslâm'ı tanımazlığının, zorbalığının ve azgınlığının tek kanıtı Şam'a gidip gelen heyetin eleştirileri değildi kuşkusuz. Bilakis, Yezid'in ve valilerinin İslâm topraklarının çeşitli bölgelerinde zulüm uyguladıklarını, günah işlediklerini, halkı ağır baskılar altında inlettiklerini, ilahi haramları tevil götürmeyecek şekilde çiğnediklerini bizzat gözlemliyorlardı. Peygamberin (s.a.a) gülü, cennet ehlinin efendisi Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib'i korkunç bir şekilde öldürmesi nasıl tevil edilebilirdi? Ailesini ve ev halkını esir alması ne ile izah edilebilirdi? Yüce Allah'ın açık nass ile haram kıldığı şarabı içmesi tevil edilebilir miydi?

Bunun yanında Emevîler, Ensar'a karşı derin bir kin besliyorlardı. Bu kinlerini her fırsatta dışarı vurmaktan da çekinmiyorlardı. Medineliler, Yezid'in atadığı valiyi şehirden çıkarmakta tereddüt etmediler. Şehirdeki Emevîleri ve onlara bağlı olanları kuşattılar. Peygamberin (s.a.a) Ehl-i Beyt'inin (a.s) amansız düşmanı Mervan b. Hakem, İmam Zeynülabidin'le konuşarak kendisine eman vermesini diledi. İmam (a.s), büyüklüğünü göstererek, bu adamın, Ehl-i Beyt'e karşı işlediği onca suça, özellikle İmam Hasan'ın (a.s) defni hususunda sergilediği düşmanca tavra ve Yezid için biat alınması hususunda İmam Hüseyin'e (a.s) baskı uygulanmasını sağlamasına rağmen, ona eman verdi. Bu suçlarını görmezlikten geldi.

Medine halkının isyan ettiği haberi Yezid'in kulağına gidince, isyanı bastırmak üzere Müslim b. Ukbe'yi gönderdi. Evet, Resulullah'ın şehri ve Allah'ın vahyinin indiği bu mekandaki isyanı bastırmak için gönderdiği bu adama verdiği son derece özel direktiflere kulak verin:

"Halkı üç kere sana isyanı sona erdirmeye çağır. Eğer olumlu karşılık verirlerse ne ala, değilse derhal onlarla savaş. Onları yenilgiye uğrattığın zaman, Medine'yi üç gün her şeyin mübah olduğu serbest bölge ilan et. Şehirdeki mallar, hayvanlar, silahlar ve yiyecekler askerlere aittir."1 Bu arada yaralıları ve arkasını dönüp kaçanları varsa onları da öldürmesini emretti.2

Yezid'in ordusu Medine'ye vardı. Medine halkına karşı verilen şiddetli bir savaşta Medineliler dinlerini savunma hususunda övgüye değer kahramanlıklar sergilediler. Şehri savunanların büyük bir kısmı şehit düştü. Bunlar arasında Abdullah b. Hanzala ve bazı sahabeler de vardı. Şehir Yezid’in ordusunu eline geçince ordu komutanı efendisinin emrini yerine getirdi. Askerlerine Medine'nin kendileri için serbest bölge olduğunu ilan etti. Askerler evlere saldırdılar, kadınları, çocukları ve yaşlıları kılıçtan geçirdiler. Bir çoklarını da esir aldılar.

Tarihçi İbn Kesir şöyle der: "Müslim b. Ukbe-ki selef ona Müsrif (Allah'ın sınırlarını aşan) b. Ukbe adını vermişti. Allah yüzünü kara çıkarsın bu çirkin önderin, ne de cahilmiş!- Medine'yi, Yezid'in -Allah ona hayır vermesin- emrettiği gibi üç gün serbest bölge ilan etti. Şehrin ileri gelenlerinin ve Kur'an hafızlarının bir çoğunu öldürdü. Şehir halkının mallarını çoğunu yağmaladı… Yanına bir kadın geldi ve: "Ben senin yakınınım," dedi, "oğlum esirler arasındadır." Dedi ki: "Çabuk oğlunu ona getirin." Çocuğu getirdiklerinde boynunu vurdu. Sonra, kadına oğlunun kesik başını verin, dedi.

Askerler bu süre zarfında kadınlara tecavüz ettiler. Denildiğine göre, bu günlerde bin kadın kocasından başka erkeklerden hamile kalmıştı.

Medaini, Hişam b. Hassan'dan rivayet eder: "Hirre olayından sonra Medine'de bin kadın, evli olmadığı halde doğum yaptı." Zühri'nin şöyle dediği rivayet edilir: "Hirre günü yediyüz kişi öldürüldü. Bunlar Muhacir ve Ensardan ileri gelenlerdi. Bir de mevalilerin ileri gelenleri vardı. Ayrıca hür, köle ayrımı yapılmadan on binlerce insan öldürüldü."1

Şamlı askerler bir keresinde bir eve girdiler. Evde bir kadın ve bir çocuktan başka kimse yoktu. Evde alacakları bir şeyin olup olmadığını kadına sordular. Kadın, yanında mal namına hiçbir şey olmadığını söyledi. Bunun üzerine çocuğunu alıp kafasını duvara vura vura öldürdüler. Çocuğun beyni duvara yapışmıştı.2

Sonra Müslim b. Ukbe'nin üzerine oturması için bir kürsü getirildi. Medine halkından esir alınanlar getirildi ardından. Esirlerin her birinden şu sözleri söyleyerek biat etmesini istiyordu: "Ben, Yezid b. Muaviye'nin kulu-kölesiyim. O, Canim, kanım, malım ve ailem hakkında dilediği gibi hükmeder."!!!3

Yezid'in kulu olduğunu söylemekten kaçınan, bu şarta bağlı olarak biat etmek istemeyen ve ısrarla Yezid'in değil Allah'ın kulu olduğunu söyleyenlerin akıbeti kılıçtan geçirilmekti.4

Müslim'in yanına Yezid b. Abdullah -Hz. Peygamberin (s.a.a) eşi Ümmü Seleme onun nenesiydi- Muhammed b. Huzeyfe el-Adevi ile birlikti getirildi. İkisinden biat etmelerini istedi. Biz, Allah'ın kitabı ve peygamberinin (s.a.a) sünneti üzerine biat ederiz, dediler. Müslim şöyle dedi: "Hayır, Allah'a yemin ederim ki, bununla sizi asla serbest bırakmam." Sonra ikisinin boynunu vurdu.

O sırada orada bulunan Mervan b. Hakem şöyle dedi: "Subhanallah! Can güvenliğini almak için getirilen Kureyşten iki adamın boynunu mu vuruyorsun?" Müslim elindeki değnekle Mervan'ın böğrünü dürttü ve: "Allah'a yemin ederim, eğer sen, onların söylediklerini söyleseydin, gökyüzünü bir parlama anı kadar dahi göremezdin (mutlaka öldürülürdün), dedi."5

Sonra bir başkası getirildi. Adam: "Ben, Ömer'in sünneti üzere biat ediyorum," dedi. Müslim: "Öldürün," dedi. Derhal adamın boynunu vurdular.1

Derken İmam Zeynülabidin (a.s), Müslim b. Ukbe'nin yanına getirildi. İmam (a.s), Müslim'e kızgındı. Ondan ve atalarından beri olduğunu vurguladı. Müslim, İmam'ın (a.s) yanına gelmekte olduğunu görünce, titredi ve ona saygı göstermek üzere ayağa kalktı. İmam'ı (a.s) yanına oturttu. Ne ihtiyacın varsa benden iste, dedi. İmam (a.s), boynu vurulmak üzere Müslim'in yanına getirilenlerin tümü için şefaatte bulundu. Sonra oradan ayrılıp gitti.

Ali b. Hüseyin'e (a.s): "Dudaklarının kıpırdadığını gördük. Ne söylüyordun?" diye soruldu.

Dedi ki: "O sırada şöyle dedim: 'Ey yedi kat göğün ve bu göklerin gölgelediği tüm varlıkların, yerlerin ve bu yerlerin içinde barındırdığı varlıkların rabbi olan Allah'ım! Büyük arşın rabbi! Muhammed'in ve tertemiz Ehl-i Beyt'inin rabbi! Bu adamın şerrinden sana sığınıyorum. Bu katilin kan dökmesini seninle savıyorum. Onun iyiliğini bana ulaştırmanı ve onun şerrinden de beni korumanı diliyorum."

Müslim'e soruldu: "Daha önce bu delikanlıya ve geçmişlerine sövüp durduğunu görmüştük. Ama senin yanına getirildiği zaman, onu katında yüksek bir yere oturttun, bunun sebebi nedir?" Dedi ki: "Bu gördüğünüz tavır benim kendi yaklaşımım, kendi görüşümden kaynaklanan bir şey değildir? Kalbim, onu gördüğümde korku ile doldu. Onun için böyle davrandım." İmam (a.s) Yezid'e biat etmedi. Ali b. Abdullah b. Abbas da Kinde kabilesinden olan dayılarının himayesine sığınarak biat etmedi. Bunun üzerine Müslim b. Ukbe'nin naibi Husayn b. Numeyr şöyle dedi: "Kız kardeşimizin oğlu, ancak Ali b. Hüseyin gibi biat eder."2

Tarihçiler anlatıyor: İmam Zeynülabidin (a.s), Hirre olayında Abdumenaf oğullarından dört yüz kadını himayesine aldı. Müslim'in ordusu Medine'yi boşaltıncaya kadar bu kadınların iaşesini üstlendi.3

Bir çok kanaldan gelen bir rivayette şöyle deniyor: Müsrif (Müslim) b. Ukbe Medine'ye gelince, Ali b. Hüseyin'i (a.s) çağırdı. İmam (a.s) gelince, onu yakınına getirdi ve saygı gösterip ikramda bulundu. İmam'a (a.s) dedi ki: "Emirü'l-Müminin sana iyi davranmamı ve seni diğerlerinden ayrı tutmamı emretti…"1

Bunun anlamı gayet açıktır. Eğer İmam'dan (a.s) Yezid'e kulluk bildirimi esasında biat istenseydi, o, kesinlikle bunu reddedecekti. Reddetmenin kaçınılmaz sonucu ise, mübarek kanının dökülmesiydi. Bu da Emevî uygulamalarına karşı halkın yüreğinde yeni bir kin dalgasının kabarması anlamına gelirdi. Özellikle egemen rejimin temellerinin sarsıldığı böyle bir konjonktürde böyle bir girişimde bulunmak uygun olamazdı.

Peygamberin (s.a.a) şehrinin üzerine çöken bu kanlı günlerin sonunda Müslim b. Ukbe şunları söyledi: "Allah'ım! Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın kulu ve Resul-ü olduğuna şehadet getirdikten sonra, Medinelileri öldürmekten daha iyi bir amel işlemiş değilim. Ahiretten de bir beklentim yoktur."2

O günlerde Müslim yetmiş yaşını geçmişti. Yani ölümü yakındı. Nitekim çok geçmeden, henüz Mekke'ye varmamışken yolda öldü. İslâm'ın sadece adını taşıyanlardan biriydi. Bu gibi insanlar Kur'an ve hadisi, daha geniş çaplı cinayetler işlemek için kullanırlardı. Muaviye b. Ebu Süfyan'a samimiyetle bağlı kimselerden biriydi. Sıffin savaşında, Müslümanların meşru halifesi olan İmam Ali b. Ebu Talib'e (a.s) karşı Muaviye b. Ebu Süfyan'ın ordusuna komutanlık etmişti.3

Belki de Peygamber efendimizin (s.a.a) Medine ile ilgili şu hadisini duymamıştı: "Medinelileri korkutanı Allah korkutsun. Allah'ın, meleklerin ve bütün meleklerin laneti onun üzerine olsun."4

Belki de sözünü ettiğimiz bu hadisi duymuştu, fakat Peygamberin (s.a.a) halifesi olduğunu iddia eden kişinin, Peygamberin (s.a.a) kızının oğlunu öldürmeye, Peygamberin (s.a.a) kızlarını bir şehirden diğerine esirler gibi gezdirip teşhir etmeye cüret ettiğini, buna karşılık hiç kimsenin bu iğrenç cinayete ses çıkarmadığını görünce, Medine'ye saldırmak için kimden korkayım? diye düşünmüştü!

Medinelilerin isyanını vahşice bastırdıktan, ayaklanmayı sona erdirdikten sonra, Müslim, Abdullah b. Zübeyr'in Emevî yönetimine başkaldırısını ilan ettiği Mekke'ye yöneldi. Fakat yolda öldü. Husayn b. Numeyr, Yezid'in emirleri uyarınca Emevî ordusunun komutasını ele aldı. Mekke'nin yakınlarına varınca, şehri kuşattı, Kabe'yi mancınıkla dövdü ve yaktı.1

Mekke'nin Emevî ordusu tarafından kuşatma altında tutulduğu günlerde Yezid öldü. Kimin adına savaşacağını bilmeyen ordu komutanı, İbn Zübeyr'le görüşmelerde bulundu. Bu görüşmelerde, Şam'a kendisiyle birlikte gelmesi şartıyla kendisine biat etmeyi kabul edebileceğini bildirdi. Fakat İbn Zübeyr bu şartı reddetti. Husayn de ordusuyla birlikte Şam'a döndü.


Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin