Halkla ilişkilerin çağımızda ortaya çıkmasının nedenlerini, gerek kamu kesimi gerekse özel kesim kuruluşlarının çevreyle düzenli ilişki kurmaya zorlanmaları, bunu demokratik anlayışın bağımlı bir sonucu olarak görmeye başlamaları ve en önemlisi gelişen demokrasi anlayışı içinde halkın kendisini bir güç olarak toplumsal sistemin öteki kurumlarına kabul ettirmeye çalışması gerçeğinde aramak gerekir.
Halkla ilişkilerin çağımızda ortaya çıkmasının nedenlerini, gerek kamu kesimi gerekse özel kesim kuruluşlarının çevreyle düzenli ilişki kurmaya zorlanmaları, bunu demokratik anlayışın bağımlı bir sonucu olarak görmeye başlamaları ve en önemlisi gelişen demokrasi anlayışı içinde halkın kendisini bir güç olarak toplumsal sistemin öteki kurumlarına kabul ettirmeye çalışması gerçeğinde aramak gerekir.
Özetle, halkla ilişkilerin önem kazanmasında etkin olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz: “Demokratikleşme, teknolojik gelişmeler, sosyokültürel gelişmeler ve bütünleşme sorunu, meşruiyet sorunu, rekabet olgusunun küreselleşmesi”.
Kâr amacı güden kuruluşların halkla ilişkilere duydukları ilginin hızla artmasının bir diğer nedeni ise, halkla ilişkiler etkinliklerinin reklâma göre çok daha inandırıcı olmasında yatar. Halkla ilişkiler aktiviteleri paralı reklâmlardan çok daha fazla güvenilirliğe sahiptir. Doğrudan bir iş yaratmamakla birlikte, marka farkındalığı ve müşteri bağlılığı açısından daha uzun süreli olumlu bir etkiye sahiptir. Halkla ilişkilerin verdiği mesajların tıpkı reklâmlarda olduğu gibi, hedef kitle üzerinde duygusal bir etki oluşturmak için kolaylıkla dramatize edilebileceği akılda tutulmalıdır. Ayrıca, giderek daha fazla artan reklâm çılgınlığı da, reklâmın etkisinin azalmasına yol açmıştır. Tüketiciler, kendilerine yönlendirilmiş pazarlama mesajlarının çok az bir kısmına ilgi gösterirler. Bu nedenle, birçok şirket daha fazla hedef kitleye ulaşmada daha yüksek potansiyel taşıyan mesajlar oluşturmak ve daha güvenilir olmak için yüzlerini halkla ilişkilere çevirmişlerdir.
“Halkla ilişkiler ne zaman başlamıştır?” sorusuna verilebilecek en güzel yanıt, “halkla ilişkilerin insanlığın var oluşuyla başladığı” şeklinde olmalıdır. Zamanla yöneten ve yönetilen ilişkisinin ortaya çıkması ise iletişim ve halkla ilişkileri etkin bir araç haline dönüştürmüştür.
“Halkla ilişkiler ne zaman başlamıştır?” sorusuna verilebilecek en güzel yanıt, “halkla ilişkilerin insanlığın var oluşuyla başladığı” şeklinde olmalıdır. Zamanla yöneten ve yönetilen ilişkisinin ortaya çıkması ise iletişim ve halkla ilişkileri etkin bir araç haline dönüştürmüştür.
Halkla İlişkiler, 20. Yüzyılın bir fenomeni olarak görülmekle birlikte, gerçekte tarihin çok eski dönemlerine kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Çünkü kamuoyu her dönemde yönetimin dikkate almak zorunda olduğu bir güçtür. 1807 yılında Thomas Jefferson’un ülkenin dış ilişkileriyle ilgili olarak kullandığı halkla ilişkiler deyimi, bugünkü anlamına en yakın biçimde Yale Hukuk Okulunda hukukçu Dorman Eaton tarafından 1882 yılında kullanılmıştır. ‘Halkla ilişkiler ve mesleğin görevleri’ deyişiyle Eaton, halk yararını dile getirmek istemiştir. Aslında, uygulamada halkla ilişkiler, kavram olarak kullanılmadan çok önceleri de vardı. Örneğin, pek çok yazar, halkla ilişkilerin başlangıcını eski Yunan ve Roma imparatorluğu dönemine kadar eskiye götürerek, Julius Cesar ve Cicero’nun kamuoyunun biçimlendirilmesi konusunda ilk örnekleri verdiklerini savunmaktadır.
Diğer yandan 1900’lü yıllara gelindiğinde kamuoyunu dikkate almayan ve kamuoyunun desteğini kazanamayan yönetim ve şirketlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları da, modern anlamda halkla ilişkilerin doğuşuna zemin hazırlamıştır.
Diğer yandan 1900’lü yıllara gelindiğinde kamuoyunu dikkate almayan ve kamuoyunun desteğini kazanamayan yönetim ve şirketlerin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları da, modern anlamda halkla ilişkilerin doğuşuna zemin hazırlamıştır.
Modern halkla ilişkilerin 1900’lü yılların başlarında Ivy Lee ile başladığı genel bir kabul görmüştür. Pennsylvania’da bir tren kazası olduğunda Lee, tren yollarında halkla ilişkilerden sorumluydu. Lee, gazetecileri kaza mahalline davet ederek ve haber yapmalarında onlara yardımcı olarak bir örnek oluşturdu. Bu çabası gözlerden kaçmadı ve 1920’li yıllarda birçok organizasyon ve üniversitede halkla ilişkiler bölümü kuruldu.
Yönetimlerde olduğu kadar, özel kesimde de halkla ilişkilerin düzenli bir çaba olarak ortaya çıkması, birbirini tümleyen teknolojik, toplumsal değişikliklerin bir sonucudur. Halkla ilişkilerin 20. Yüzyılda daha çok işlerlik kazanmasının nedenleri; “gerek kamu gerekse özel kesim örgütlerinin toplumsal sorumluluk duygularının güçlenmesi, iletişim teknolojisindeki büyük gelişmeler, devletin görevlerinin giderek çoğalması ve yönetimin karmaşıklaşmasının olumsuz sonuçlarını gidermek” olarak görülmektedir.
Dünyada mesleğin en yaygın olarak uygulandığı Amerika Birleşik Devletleri’nde halkla ilişkilerin tarihsel gelişimi ise şöyle özetlenebilir:
Dünyada mesleğin en yaygın olarak uygulandığı Amerika Birleşik Devletleri’nde halkla ilişkilerin tarihsel gelişimi ise şöyle özetlenebilir:
Daha yakın dönemlerde Amerikan devriminin, Samuel Adams, Thomas Paine, Benjamin Franklin, Alexander Hamilton ve Thomas Jefferson gibi kamuoyunu etkilemek için ses ve kalemlerini kullanan küçük bir grupla başladığını görürüz. Adı geçen öncüler, basına yazı yazarak, konferanslar vererek ve broşür yayımlayarak kamuoyunun görüşlerini yaymaya çalıştılar. Public Relations Rewiev dergisinde yayınladığı yazısında, Cutlip’e göre Samuel Adams ABD devrimi sırasında broşür, açıkhava toplantıları gibi iletişim yöntemlerini kullanmış, organize grubun oluşturulması ve halkla ilişkiler kampanyalarının sürekli olması gibi bugünkü uygulamaların temel özelliklerinden yararlanmıştır. 1879 yılında Andrew Jackson başkan olduğunda Amos Kendall, Jackson’un konuşma metinlerini yazarak, basın bültenleri hazırlayarak ve kamuoyu yoklamalarını yöneterek, basın sözcülüğünün ötesinde bir görev üstlenmiştir. Ancak, Amos Kendall’ın en başarılı uygulaması, o yıllarda yaygın olmamasına karşın, yönetimin kendi gazetesini yayımlamasıdır. 1850’lerden itibaren ise, halkla ilişkiler uygulamaları, dört ayrı model altında incelenmektedir. 1850-1900 yılları arası, “Basın Ajansı” ve “Tanıtım” modeli uygulamaları söz konusu iken, 1900’lerden başlayarak 1920 yılına kadar uzayan dönemde ise, “Kamuoyunu Bilgilendirme” modeli gündemdir. “İki Yönlü Asimetrik Model” 1920’lerde uygulamaya girerken; “İki Yönlü Simetrik Model” ancak 1960’ların sonu ve 70’lerde ortaya çıkmıştır.