itük: Sevinçli haber, müjde.
iyğağ/ iygag: 1.Dedikodu. 2.Haykırış. Şirazlı Hafız’dan:
سوسن بسرزنش چوتيغى كشيده زبان
ايغاغ چومردم شقايق گشوده دهان
Zebân keşîde çû tığî be-ser-i zeneş sûsen
Dehân kuşûde şekayık çû merdum-u iyğağ
Susen çiçeğindeki tığ gibi kendisini ayıran heybet
Ağzını açmış şakayık çiçeği gibi haykırıyor.
iynagçi: Arkadaş, musâhib. Çoğulu→(T+F) İynakçiyân
İz: İz.
K
kab: Kap.
kaba/ qaba/ qeba: Üste giyilen elbise, kaftan.
kaburğa/ qaburğa: Kaburga, kaburga kemikleri.
kaçak: Kaçak. Kaçak →kaçakçî: Kaçakçı.
kaftan/ qaftan: Kaftan.
kahveçî/ qahveçî: Kahveci.
kala: Kale. “Kale, kala” Bu kelimenin aslı “Galga”dır. Kale, hisar, çit, siper, istihkâm, askerî savunma hattı, askerin toplanma yeri demektir. Zamanla bugünkü “Kale” formunu almıştır. Arapça’daki “Kale” kelimesi ile ilgisi yoktur. Farsça’da “Kâlâ, kelâ ve Kelat” şeklinde kullanılmaktadır.
kalabegî: ( î mensubiyet eki ile) Kale muhafızı.
kalî/ qalî: Halı.→qAli-bâfî: (T+F) Halı dokuma →qalîçe: (T+F) Küçük halı, seccade
kaliskaçı: (R+T, kaliska+çı) Faytoncu.
Dostları ilə paylaş: |