Sahte Olarak Düzenlendiği İddia Edilen Faturalarla İlgili Giderler Vergi Matrahından İndirilmemiş Olup Devletin Vergi Kaybı Tutarı Sıfırdır (0).
İddianamede esas alınan Vergi Suçu Raporunda sahte olduğu iddia edilen faturaların Özdemir Antimuan AŞ tarafından dönem sonunda KKEG olarak dikkate alındığı, bizzat Vergi Müfettişi tarafından aynı raporun 2 nci sayfasında ifade edilmiştir. Malumunuz olduğu üzere, KKEG olarak dikkate almak, bir şirketin yapmış olduğu giderleri vergi matrahından indirmemesi ve normalde ödeyeceği vergi, yaptığı gidere tekabül eden miktar kadar azalacakken, şirketin bu kararıyla ödenecek verginin azalmamasıdır. Vergi Müfettişi yapmış olduğu detaylı incelemede mevzuu bahis olan faturalarla ilgili durumun da bu yönde olduğunu tespit etmiş ve bunu raporunda açıkça yazmıştır. Dolayısıyla devletin bu işlemlerden ötürü hiçbir vergi kaybı yoktur.
Bir an için faturaların kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınmadığını ve vergiden düşüldüğünü varsayalım. Bu durumda 2012 yılında gider yazılacak tutar 92.550,40 TL olup, bu da yaklaşık 18.500 TL daha az kurumlar vergisi ödenmesi sonucunu doğuracaktır. 2011, 2012, 2013 ve 2015 yılında Koza Altın AŞ üzerinden 317 milyon TL vergi ödeyen, kendisini dünyanın en itibarlı ve tavizsiz uluslararası bağımsız kuruluşlarına denetlettirip, denetime ilişkin raporları yayınlattıran, tüm faaliyetleri ve mali tabloları yeminli mali müşavir tarafından denetlenip tasdik edilen, daha önce Maliye Bakanlığınca yapılan vergi incelemelerinde bu tür işlemleri hiçbir şekilde tespit edilmeyen Koza Grubunun, sadece bir şirketinde ödenen kurumlar vergisinin % 0,01’i (on binde bir) oranında bir tutarı ödememek için sahte belge düzenlemek gibi suç teşkil eden ve şirketin itibarını yerle bir edecek bir fiili işlemeye tevessül etmesi hayatın olağan akışına ve ticari icaplara hiçbir şekilde uymamaktadır. Kaldı ki, bu miktarı vergiden de indirmemiştir. Koza Grubunun şirketleri bünyesinde bir yılda yaklaşık 800.000 adet fatura düzenlenmektedir. Hem fatura adedi hem de tutarı bakımından bu kadar büyük bir hacme sahip, itibarlı ve kurumsal bir şirketlerden oluşan Grup içerisinde sadece “3” adet faturanın vergi avantajlarından faydalanmak için sahte olarak düzenlenmesi fiilinin işlenmesi için en küçük bir sebep gösterilemeyeceği herkesçe kabul edilecek bir gerçektir. Nitekim vergi müfettişi de raporunda buna dair, veriye yer vermek bir yana, bir cümlelik yorumda dahi bulunamamıştır.
Vergi Müfettişi, gıda yardımları kapsamında şirketin Vakfa bağışladığı gıda maddelerine ilişkin olarak düzenlediği faturaların sahte olduğu iddiasının dayanağı olarak söz konusu gıda maddelerinin Vakfa hiç teslim edilmemesi olarak göstermektedir. Şunu ifade etmek gerekir ki, vergi müfettişi söz konusu gıda maddelerinin Şirket tarafından satın alınmadığını iddia edememektedir. Bunun yanında, müvekkilimizin gerçekten satın aldığı gıda maddelerinin yardıma ihtiyacı olan kişilere teslim edilmediğini de iddia edememektedir. Müfettişin iddiası sadece gıda maddelerinin Vakfa teslim edilmediği hususuna inhisar etmektedir. Bunun da amacının mevzuatın öngördüğü usule uyulmuş gibi göstererek vergi avantajından faydalanma olduğu ifade edilmektedir ki bu vergi avantajından da faydalanılmadığını bizzat raporunda ifade etmektedir. O halde, gerçekten satın aldığı ve ihtiyaç sahiplerine dağıttığı gıda maddeleri için sahte fatura düzenleyerek Vakfa teslim edilmiş gibi gösterilmesinin hiçbir makul gerekçesi bulunmamaktadır.
Suç İddiası Münhasıran Koza İpek Eğitim Sağlık Hizmet Yardım Vakfı Tarafından Yapılan Gıda Malzemeleri Teslim Tutanaklarını Bizzat İmzalayan Muhtarın Aksi Yöndeki Beyanına Dayanmaktadır.
Müvekkillerimiz hakkında ileri sürülen sahte belge düzenleme suçu iddiası sadece Vakıf tarafından gıda malzemeleri bağışında bulunulan Ayvatlar Köyü Muhtarı Hasan Hüseyin ATAŞ’ın aksi yöndeki beyanına dayandırılmaktadır. Vergi Tekniği Raporunun ekinde de yer aldığı üzere Vakıf tarafından Ayvatlar Köyü Muhtarlığına yapılan gıda bağışlarına dair 2012, 2013, 2014 yıllarında düzenlenen teslim tutanaklarının altında bizzat Muhtarın imzası yer almaktadır. Ancak adı geçen şahıs, 2016 yılındaki ifadesinde ise bu tutanaklardan sadece ikisinde yer alan malzemeleri teslim aldığını diğerlerini teslim almadığını iddia etmektedir. Bir kişinin özellikle de köyün muhtarının bir evraka imza atarken evrakın muhteviyatının ne olduğunu bilmemesi düşünülemez. Kendisinin beyanında ifade ettiği gibi boş evrakı imzalaması ise basiretli hareket eden bir kişinin hiçbir şekilde başvurmayacağı bir yol olup hayatın olağan akışına aykırı durum teşkil etmektedir. Böyle bir iddiada bulunan kişinin iddiasını ispat etmesi gerekir. Ancak Raporda böyle bir husus yer almamaktadır. Bu durum ise adı geçen kişinin ifadesinin şahitliğinin kabul edilemeyeceği sonucunu doğurmaktadır. Nitekim bu kişi ve diğer kişilerin ifadelerinin siyasi ortamın baskısı altında alındığı ve ifadelerin buna göre şekillendiğini açıktır.