Usulüne uygun kurulmuş bir şirket tüzel kişiliğinin kuruluş sermayesi, nasıl olur da örtülü kazanç olarak nitelendirilir ve iadesi istenebilir? Koza Altın İşletmelerinin A.Ş., % 100 hissedarı olduğu Koza Ltd. Şti.’ye, kuruluş sermayesi olarak 60 milyon Pound tahsis etmiştir. SPK’nın soruşturmaya konu kararından anlaşıldığı kadarıyla, şirketin kuruluş sermayesinin, müvekkillerim Hamdi Akın İpek ve Cafer Tekin İpek tarafından Koza Altın İşletmeleri A.Ş.’ne iade edilmesi istenmektedir.
Böyle bir talebin hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Koza Ltd. başlı başına, ayrı bir tüzel kişiliktir. Kuruluşu, İngiltere Ticaret Kanununa dayanmaktadır. Bir şirketin, sermayesinin iadesi şeklinde verilen bir karar, hangi meri mevzuata dayanmaktadır? Şirketin tasfiyesi mi istenmektedir? Hangi hakla ve yetkiyle istenmektedir? SPK bu yetkiyi nereden almaktadır? Kurulmuş bir ticari şirkete tahsis edilen sermayenin, Türk hukuku ve mevzuatı kapsamında dahi bu şekilde iadesi mümkün değilken, İngiltere yasalarına göre kurulmuş bir şirketin sermayesinin iadesine SPK nasıl karar vermektedir?
Koza Ltd. Şti., bir tabela şirketi değildir. İngiltere’de tabela şirketi kurulması da zaten mümkün değildir. Yasalar ve denetimler son derece sağlam ve sıkıdır. Koza Ltd.’nin İngiltere’de yürüttüğü projeler ve kurduğu iş ortaklıkları mevcuttur. Tüm bu projeler ve kurulan ortaklıklar kapsamında, taahhütleri ve sorumlulukları bulunmaktadır. Sermayenin iade edilmesi gibi hukukta yeri olmayan bir karar, tüm şirket faaliyetlerinin durdurulması anlamına gelmektedir ki; bunun hukuki sorumluluğu son derece ağırdır. SPK kararı, Anayasal “teşebbüs hürriyetinin” açıkça ihlali niteliğindedir.
MASAK tarafından hazırlanan 04.08.2014 tarihli mezkur raporun sonuç kısmında bu iddia ile ilgili olarak sadece "İngiltere'de 60 Milyon GBP ile şirketin kurulmuş olmasının bu sermayenin Türkiye'yi terk etme eğiliminde olduğu, dolayısıyla konunun Savcılık Makamınca değerlendirilmesinin gerektiği" ifade edilmiştir.
Bununla birlikte daha sonra Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişliği'nden Savcılık Makamının 11.11.2015 tarih ve 2017/119687 sayılı yazısı ile 4 numaralı maddesinde yazı ekinde gönderilen bu bilirkişi raporunun değerlendirilerek düzenlenecek raporun Savcılık Makamına iletilmesi talep edilmiştir. Maliye Bakanlığı Vergi Müfettişliği tarafından bu konuda hazılanan raporda ilgili bilirkişi raporunda yer alan hususların doğru olmadığı ve gerçeklerle uyuşmadığı açıklıkla ifade edilmiştir.
Nitekim Savcılık Makamının talebiyle hazırlanan raporda bilirkişi raporunda bahsi geçen tespitlerin gerçek durumla uyuşmadığı aşağıdaki ifadelerle açıklıkla dile getirilmiştir: