Dırma'da mecburi ikamete tâbi tutuldu



Yüklə 1,22 Mb.
səhifə36/119
tarix09.01.2022
ölçüsü1,22 Mb.
#96713
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   119

Eserler

Türkçe, Farsça ve Arapça eser veren Fuzûlî'nin manzum ve mensur on beş kadar eseri vardır. Türkç Eserleri.



1- Divan. Mensur bir mukaddimeden sonra iki tevhid, dokuz na't, yirmi yedi kaside, 302 gazel ile musammatlar, kı­ta ve rubâîlerden oluşan divanın Türki­ye ve dünya kütüphaneleriyle özel eller­de yüzlerce nüshası mevcuttur. Divanın, ilki 1244'te Tebriz'de olmak üzere Baku, Hîve, Kahire, İstanbul ve Ankara'da ya­pılmış elliden fazla baskısı bulunmakta­dır. Bunlardan Abdülbaki Gölpınarlı ile280 Kenan Akyüz, Süheyl Be-ken, Şedit Yüksel ve Müjgân Cunbur'un281 yaptıkları en iyi yayımlar­dır. Ali Nihad Tarlan, Fuzûlî Divanı Şer­hi adıyla sadece gazellerini üç cilt halin­de şerhetmiştir282. Di-vanındaki kasideler arasında yer alan "sabâ", "su", "gül" ve "hançer" redifli na'tlar türlerinde birer şaheser sayıla­bilecek nitelikte eserlerdir. Bağdat'ın Ka­nunî Sultan Süleyman tarafından zaptı vesilesiyle kaleme aldığı kaside de aynı mahiyettedir. Ancak kasidelerinden çok gazelleriyle şöhret kazanan Fuzûlî ga­zellerinde lirizmin, tasavvufî aşk ve heyecanın âdeta doruğuna ulaşmıştır,

2- Leylâ vü Mecnûn. Türk. İran ve Arap edebiyatlarında Fuzülî'ye asıl şöhretini sağlayan bu eser, Türk edebiyatının kla­sik döneminde yazılmış mesnevilerin en güzelidir. Arap, İran ve Türk edebiyatla­rının ortak konuları arasında ilk planda yer alan "Leylâ ve Mecnûn" kıssası, en tesirli ve samimi şekilde Fuzûlî'nin ese­rinde ifadesini bulmuştur. Türkiye ve dünya kütüphanelerinde pek çok yaz­ma nüshası bulunan Leyİd vü Mecnûn, gerek Fuzûlî külliyatı arasında gerekse müstakil olarak aynı zamanda en çok baskısı yapılan mesnevilerin başında gel­mektedir. LeyJd vü Mecnün'un yeni harflerle iki baskısı Necmettin Halil Onan283 ve Hüseyin Ayan284 tarafından hazırlanmıştır. Eser Almanca, İngilizce ve İspanyolca'ya da çevrilmiştir.

3- Beng ü Bade. Afyonla şa­rabın karşılaştırılarak şarabın üstün tu­tulduğu 440 beyitlik bu mesnevi Fuzû­lî'nin mesnevi tarzındaki ilk denemesi­dir. Şah İsmail'e ithaf edilen eser, bazı­larına göre Osmanlı Padişahı II. Bayezid ile Şah İsmail arasındaki mücadeleyi sembolize etmektedir. Buna göre esra­ra alışık padişahla şaraba düşkün şahın açık-kapalı mücadeleleri söz konusu edi­len mesnevide bade, arak, boza, afyon, berş, nukl ve kebap gibi içki ve yiyecek­ler teşhis sanatıyla canlandırılarak bunların maceraları anlatılmıştır. Ancak yu­karıda da işaret edildiği gibi eserin Şah İsmail ile Müşa'şaî Hükümdarı Ali b. Muhsin arasındaki mücadeleyi anlattığı da ileri sürülmüştür. Fuzûlî külliyatı için­de defalarca basılan bu eserin son yayı­mı Kemal Edip Kürkçüoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir285. Ese­ri Necati Lugal ve Osman Reşer Alman-ca'ya tercüme etmişlerdir.286

4- Hadîs-i Erbain Tercümesi. Molla Câ-mî'nin Hadîş-i Erba'în adlı eserinin, Ali Şîr Nevâî'nin aynı eserin tercümesi olan Çifti Hadisinden de faydalanılarak ya­pılmış çevirisidir. Mensur bir mukaddi­me ile başlayan risalede hadisler kıtalar şeklinde çevrilmiştir. Eser Abdülkadir Karahan287 ve Kemal Edip Kürkçüoğtu288 tarafın­dan yayımlanmıştır. Kürkçüoğlu yayı­mında hadislerin Arapça asılları ve Câ-mî'nin Farsça manzum tercümesi birlik­te verilmiştir.

5- Sohbetü'l-esmâr. Fuzû-lî'ye ait olduğu henüz kesinlik kazanma­mış 200 beyitlik bir mesnevidir. Eserde bir bağda meyvelerin konuşmaları, ken­dilerini övmeleri ve tartışmaları anlatı­larak insanların da gerçek değerlerini düşünmeden boş yere anlaşmazlıklara düştükleri alegorik bir şekilde ifade edi­lir. Eser önce Hamit Araslı tarafından yayımlanmış289, daha sonra Araslı'nın Kiril harfleriyle yayımladığı me­tin esas alınarak Kemal Peker290 ve Şe­dit Yüksel ta­rafından neşredilmiştir. Risaleyi Gunnar Jarring The Contest of the Fruits adıy­la İngilizce'ye çevirmiştir.291

6- Hadîkatü's-süadâ. Arada bazı manzum parçaların da yer aldığı mensur bir eser­dir. Hüseyin Vâiz-i Kâşifî'nin Ravzatü'ş-şühedâ'sı esas alınarak hazırlanan ki­tapta Hz. Hüseyin'in Kerbelâ'da şehid edilişi anlatılmaktadır. Hadîkatü's-sü­adâ, İslâmî Türk edebiyatında maktel türünün bir şaheseri olup artistik Türk nesrinin de Önde gelen örnekleri arasın­da yer almaktadır. Özellikle Şiî müslü-manlarca çok tutulan eserin Türkiye ve dünya kütüphanelerinde birçok yazma nüshası bulunduğu gibi İstanbul ve Mı­sır'da da birçok defa yayımlanmıştır292. Ha­dîkatü's-süadâ'nın tenkitli neşri bir ta­nıtma ve değerlendirmeyle birlikte Şey-ma Güngör tarafından yapılmıştır.293

7- Mektuplar. Fuzûlî'nin bu­gün elde bulunup yayımlanan mektup­larının sayısı beştir. Bunlar Nişancı Celâl-zâde Mustafa Çelebi, Musul Mirlivası Ah-med Bey, Bağdat Valisi Ayaş Paşa, Kadı Alâeddin ve Kanuni Sultan Süleyman'ın şehzadelerinden Bayezid'e gönderilmiş­tir. Mektupların ilk dördü Abdülkadir Karahan294, diğeri Hasibe Çatbaş (Mazıoğlu)295 tarafından yayımlanmış­tır. Fuzûlî'nin mektupları arasında en tanınmışı. Nişancı Celâlzâde Mustafa Ce-lebi'ye gönderilmiş olan ve edebiyat ta­rihlerine "Şikâyetname" adıyla geçen mektuptur.

Farsça Eserleri.



1- Dîvân. Fuzûlî bu di-vanı ile. Farsça'yı herhangi bir klasik İran şairi kadar iyi bildiğini ortaya koymuş­tur. Bu şiirlerde eri çok Hâfız-ı Şîrâzî ile Molla Câmî'nin etkisinde kaldığı hisse­dilmektedir. Üç münâcât, bir na't kırk attı kaside, 410 gazelle bir terkibibend. İki musammat kırk altı kıta ve 106 ru-bâî ihtiva eden Farsça divan hacim iti-, bariyle Türkçe divandan daha büyüktür. Eserin Türkçe'ye tercümesi Ali Nihad Tarlan296, tenkitli neşri ise Hasibe Mazıoğlu297 tarafın­dan yapılmıştır.

2- Hett-câm. Sâkinâme adıyla da tanınan ve tamamı 327 beyit dan bu mesnevi, otuz sekiz beyittik bir mukaddime ile yedi bölümden meyda-

na gelmektedir. Tasavvufî mahiyetteki eserde şair ney, def, çeng, ud, tanbur, kanun ve mutrip gibi yedi farklı mûsiki aletiyle münazaraya girişmektedir. Fu­zûlî'nin diğer eserleri arasında Sâkfnâ-me adıyla birçok defa basılan eser Fars­ça divanı içinde de yayımlanmıştır.298



3- Enîsü'1-kalb. 134 beyitlik Farsça bir kasidedir. Aslın­da bu kaside Hâkânî-i Şirvânî'nin Bah-rü'1-ebrâr adlı kasidesine bir nazîre-dir. Aynı kasideyi Emîr Hüsrev-i Dihle-vî "Mir'âtü's-safâ", Molla Câmî "Cilâü'r-rûh" adlı manzumeleriyle tanzîr etmiş­lerdir. XVII. yüzyılda Nef'î de "Enîsü'l-uşşâk" adlı doksan yedi beyitlik bir man­zumeyle aynı kasideye nazîre yazmıştır. Kaside önce Cafer Erkılıç tarafından ter­cümesiyle birlikte yayımlanmış299, daha sonra Farsça divan yayımının içinde kasideler kısmında yer almıştır.300

4- Risale -i Mu'am-meyât Fuzûlî'nin çoğu Farsça, bir kısmı da Türkçe hayli muamması vardır. Mu­amma hakkında bilgi veren ve 190 adet Farsça muammayı toplayan bu eser. şai­rin kırk adet Türkçe muamması da ek­lenerek Kemal Edip Kürkçüoğlu tara­fından yayımlanmıştır.301

5- Rind ü Zöhid. Mistik bir görüşle ka­leme alınan eserde, Fuzûlî'nin eski ede­biyatın sınırlı imkânlan içinde bir dere­ceye kadar da olsa kendi dünya görüşü­nü yansıttığı söylenebilir. Zâhid bir ba­ba ile rind oğlu arasındaki tartışmaları ihtiva eden bu mensur eserde rind şairin gönlünü, zâhid de düşüncesini temsil etmektedir. Eser önce Tahran'da yayım­lanmış (1275), tenkitli neşri Kemal Edip Kürkçüoğlu tarafından yapılmıştır302. Rind ü Zâhid'i Salim Efen­di Türkçe'ye tercüme etmiştir.303

6- Hüsn ü cAşk. Genellikle Sıhhat u Maraz olarak tanınan esere Rûhnâ-me adını verenler de bulunmaktadır. Ta­savvufî ve alegorik mahiyetteki eserde ruh ve beden ilişkisi sembolik olarak ele alınmaktadır. Bu eser Fuzûlî'nin eski tıp ilmine vukufunu göstermesi bakımın­dan önemlidir. Kahramanları hüsn, aşk, ruh, kan, safra, balgam, sevda, mizaç, sıhhat dimağ, maraz ve perhiz olan eser­de dervişin sulukta ilerleyerek fena fıl-lâha erişebilmesi için neler yapması ge­rektiği anlatılır. Fuzûlî'nin bu eseri Fet-tâhî'nin Hüsn ü Dil adlı eserinden etki­lenerek yazdığı söylenmektedir. Hüsn ü cAşk, M. Ali Nâsih tarafından Sefaret-nâme-i Rûh adıyla yayımlandığı gibi304 Necati Lugal ile Osman Reşer tarafından da müstakil olarak neş­redilmiştir305. Eseri Lebib Efendi Türkçe'ye çevirmiş306, kitapçı Ahmed Hamdi de bunun sade­leştirilmiş bir baskısını yapmıştır307. Sıhhat ve Maraz adıyla yapı­lan son tercüme ise308 Abdülbaki Gölpınarlı'ya aittir.

Arapça Eserleri,



1- Dîvân. Sadece Hz. Muhammed ve Hz. Ali vasıflarında söy­lenmiş on bir kaside ile bir hatimeden meydana gelen 470 beyitlik bu küçük eser mürettep bir divan niteliği göster­mediği halde bu adla anılmıştır. Anlaşıl­dığı kadarıyla bu şiirler Fuzûlî'nin Arap­ça divanından bazı parçalardır. Çünkü gerek Sâdık! gerekse Bursalı Mehmed Tâhir, Lebib Efendi'den naklen Fuzûlî'­nin Arapça bir divanı olduğunu belirtir­ler. Hatta abartarak bunun 30.000 be­yit (3.000 |?|) ihtiva ettiğini söylerler. Eser üzerinde çalışan İbrahim Daköki de el­deki şiirlerin esas divanın parçalan ol­duğu kanaatindedir. Fuzûlî'nin Arapça şiirleri üzerinde duran Bertels, bunlann Arap şiirinde kayda değer bir mevki ala­bilecek durumda olmamakla beraber Arap dilinin bütün özelliklerini aksettirdi­ğini belirtir. Bu şiirler Hamit Araslı ta­rafından yayımlanmıştır.309

2- Matla'u'î'ictikâd' iî marifeti'l-meb­de3 ve'l-mecâd. İnsanın ancak bilgi edin­mek suretiyle kâinatın sırlarını, başlan­gıç ve sonunu öğrenerek Tann'ya ula­şabileceğini anlatan mensur bir eserdir. Fuzûlî burada önce bilgiden ve onu elde etmenin yollarından söz etmekte, daha sonra kâinatın başlangıcı ve insanın ma­hiyeti gibi konulan ele almaktadır. Bun­ları da Allah'ın zât, sıfatlan, fiilleri, gü­zellik ve çirkinlik, hayır ve şer bahisleri takip etmektedir. Önce Arapça şiirleriy­le birlikte Hamit Araslı tarafından ya­yımlanan eser 310 önsöz ve not­lar ilâvesiyle Muhammed Tancî tarafın­dan neşre hazırlanarak M. Esad Coşan ve Kemal Işık'ın tercümeleriyle beraber yayımlanmıştır.311

Fuzûlî, Türk edebiyatında şiirleri dinî ve lâdinî türlerde bestelenen şairler ara­sında en önde gelmektedir. Halen nota­sı elde bulunan, bilinen ve icra edilen 100'den fazla eser Fuzûlî'nin güftelerin­den seçilmiştir. Bunlar arasında, "Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı" güftesi on defa, "Öyle sermestim ki idrâk etmezem dünyâ nedir" mısraı ile başlayan şiir ise sekiz defa çeşitli form­larda bestelen mistir. Hüseyin Sadettin Arel, Fuzûlî'nin şiirlerinden çoğu gazel formunda olmak üzere en fazla beste yapan sanatçıdır312. Gü­nümüz bestekârlarından Bekir Sıtkı Sez­gin ve Cinuçen Tanrıkorur gibi tanınmış kişilerin beste çalışmalarında Fuzûlî'nin şiirlerini güfte olarak seçmeleri, onun tesirinin halen sanat muhitlerinde de­vam ettiğini göstermesi bakımından dik­kat çekicidir.




Yüklə 1,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   32   33   34   35   36   37   38   39   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin