Dırma'da mecburi ikamete tâbi tutuldu



Yüklə 1,22 Mb.
səhifə33/35
tarix17.11.2018
ölçüsü1,22 Mb.
#82921
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35

GALATA

İstanbul'da tarihî bir semt.

Semtin adının, çevresinde ahırlar bu­lunmasından dolayı "süt" anlamına ge­len galaktus veya İtalyanca "merdivenli yol" demek olan calatadan geldiği ileri sürülmekle beraber kelimenin menşei tam olarak aydınlanmış değildir. Bura­ya genel olarak Bizans döneminde "kar­şı" mânasında Pera denirdi. Bu kelime, yabancı tüccarların yaşadığı bölgeye kar­şı yerli Bizans halkının yabancılığını da ifade etmekteydi. Klasik Osmanlı devrinde bugünkü Tünel-Galatasaray arası Galata'nm kuzey sınırını, bugünkü Ka­sımpaşa batı sınırını, Tophane ise doğu sınırını meydana getirmekteydi. XV. yüz­yıla kadar Galata surlarıyla çevrili bölge (intra muros) Pera diye bilinmekteydi ve Bizans dönemi Galata'sı da bu kısmı içi­ne almaktaydı. Bu topografik sınırlama Galata'nm sosyokültürel tarihi bakımından da geçerli olmalıdır. Çünkü XVI. yüz­yıldan itibaren surun dışında kalan ve Beyoğlu denilen kesimde, buraya yerle­şen yabancıların ve bunların temsilcilik­leri, kiliseleri ve sivil mimarileriyle eski Galata'dan ayrı bir fizikî sosyal doku or­taya çıktı. İstanbul tarihi içinde bu iki di­limin farklı olarak ele alınması gerekir.

Osmanlı fethinden sonra Galata'daki Cenevizlilerde Fâtih Sultan Mehmed eski özerk statülerini vermedi ve başların­daki podestaya da Halil İnalcık'ın belirt­tiği şekilde sadece "kethüda" unvanını kullanmasına müsaade etti. Fetihten son­ra burada kalan ve özellikle Kırım'ın zap­tının ardından buraya getirilen Ceneviz­liler Galata'nın başlıca Latin ve yabancı unsurunu oluşturdular. Ancak bunların içinde Osmanlı tebaası olup zimmî sta­tüsüne geçenler de vardı. Cenevizlilere tanınan haklan belirten ve Fâtih tara­fından 857 Cemâziyelevveli sonlarında (1453 Haziran başları) verilen ahidnâme İnalcık'a göre bir imtiyaz ve bir kapitü­lasyon niteliği taşımaktadır. Yine İnal-cık'ın yayımladığı 1 Muharrem 860764 tarihli cizye toplamak için yapılan tahririn sonuçlarını gösteren def­tere göre Galata'da ismi geçen kiliseler ve etrafındaki Latin cemaati St. Anna. St. Benedetto, St. Giovanni, St. Sebas-tiani, St. Antonio, St. Georgio, St. Maria ve St. Nicolo'dur765. Osmanlılar bölgelerinde Ro­ma-Katolik kilisesiyle doğrudan diplo­matik ilişkiye girmediler. Bununla bir­likte cemaatin işine bakan bir "cardina-le-protettore" (patriarchal vicar) vardı. Ni­tekim cemaatin Babıâli ile olan ilişkile­ri, diğer zimmî gruplarla olduğu gibi, 9 Ocak 1907 tarihli bir irâde-i şâhâne İle tarif edilmektedir. Buna göre Latin ce­maati yabancılara ait olan kiliselere bağ­lıdır ve rahipler yabancı tebaalıdır; hü­kümetle olan günlük işleri bir vekil vasıtasıyla görülür (Latin vekâleti) ve bu bir muhtarlık gibidir. Diğer gayri müslimler gibi bir millet teşkilât ve işleyişi söz ko­nusu değildir.

Muharrem 860766 tahririyle Galata'nın Osmanlı hâkimiyetine girdik­ten sonraki yeni fizikî düzeni de sağlan­dı. Buradaki ahali vergi tesbiti için sa­yıldı ve hâne sayıları kaydedildi. Buna gö­re, tesbit edilen on üç mahallede daha çok Cenevizli hıristiyanlar varken 1460'-lardan itibaren Floransalılar da buraya yerleşip giderek nüfuz kazandılar767. Galata Cenevizlileri ise Kırım'da Kefe ve Ege'de Sakız adası ile teması ve ticari ilişkiyi devam ettiren grup ol­dular768. 1455 tahririne göre İtalyanlar emlâkin % 6O'ı-na, Rumlar % 35'ine sahiptiler. Emlâk sahibi olarak kayıtlı iki nefer Ermeni var­dı, yahudi ev sahibi ise hiç yoktu. İnal­cık, Kırım'daki Kefe'nin Galata ile nüfus yapısındaki benzerliği ve özellikle Cene­vizli nüfusun iki şehir arasında devamlı kayması üzerinde önemle durmaktadır. 1478 sayımına göre Galata'da 535 hâ­ne müslüman. 592 hâne Rum, 332 hâ­ne Latin (ecnebi), altmış iki hâne Erme­ni vardı769. Yahudiler bu­raya çok daha sonraki dönemlerde yer­leşmeye başladılar. Karaköy-Hasköy ise XV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyılda yahudi ve Karay nüfusla tanışmıştır denebilir. Bu dönemde Galata'da Cenevizli, Vene­dikli zengin tüccarlar cizyeden muaf ola­rak yaşıyor, ticaret yapıyor, yıllık belli bir vergi veriyordu. Bu ecnebi grup da "ga­ni, evsat, fakir" diye üç kategoriye ayrıl­mıştı. Gerçekten Galata ve sonra da Be­yoğlu XX. yüzyıla gelene kadar her sınıf ve özellikle de fakir İtalyanlar için göç ve umut kapısı olmuştur.

Fetihten sonra Galata Rumları, Cene­viz yerleşmesinin etrafındaki mahalleler­de toplanmış durumdaydı. Dolayısıyla Rumlar Galata'da çevre bölgede ikinci sınıf bir yerleşmeye sahiptiler. Ancak bu durum Osmanlı devri boyunca değişti; aynı şekilde Ermeni nüfusu da benzeri bir gelişme gösterdi. Yahudiler bu dö­nemde çok az olup İspanya'dan yapılan göçten sonra sayılan arttı. Müslüman­lar ise Fâtih Sultan Mehmed'in vakfiye-leriyle kurulan alt yapı sayesinde kala-balıklaştılar ve bir asır içinde Rumlar'ı takip eden en kalabalık grup haline gel­diler. Galata'da İspanya'dan göçen müs-lümanlann varlığı da bilinmektedir. Ni­tekim bölgedeki eski Dominiken kilisesi olan San Domenico'nun Arap Camii adı­nı almış olması bu ihtimali kuvvetlendir­mektedir. Semavi Eyice, San Francesco yerine XVIII. yüzyılda Yeni Cami'in yapıl­masından ve San Michele'in XVI. yüzyıl­da Rüstem Paşa Hanı haline getirilme­sinden bahseder. Osmanlılar devrinde Galata'nın han, bedesten gibi yeni alt yapı eserleriyle hem mimari hem de nü­fus bakımından değişim geçirdiği açık­tır770. Büyüyen Galata'da sanıldığının aksine Latin-Ka­tolik. Rum ve Ermeni nüfusu azalmak­ta ve müslümanlar artmaktaydı. Tabii idarî ve coğrafî bir çevre olarak Galata eski surlar dışına doğru giderek taşma­ya başladı. Galata iç surla çevrili beş böl­geden meydana gelirken batıda Hisariçi ile Azapkapı arasındaki boş alanda Türk mahalleleri kurulmuştu. Bunlar kıyı ke­siminde Azapkapı'ya doğru, üst kesim­de ise Okçumusa caddesi ve Başhisar çevresinde teşekkül etmişti. Galata su­rundan dışarı açılan kapılar Meyyitkapısı. Azapkapı, Kürkçükapı, Balıkpazarıkapı-sı. Yağ kapanı kapısı, Karaköykapısı, Kur-şunlumahzenkapısı, Kireçkapısı, Demir-kapı, Tophanekapısı, Küçükkule ve Bü-yükkule kapılan idi.

Osmanlılar devrinde İstanbul şehri. İs­tanbul ve bilâd-ı selâse (Eyüp, Galata, Üs­küdar) olarak idarî-adlî bölgelere ayrılmıştı. Galata, mevleviyet pâyeli kadılar tarafından idare ediliyordu. Galata ka­dısına tâbi nâiblerin yetki alanı Hasköy ve Boğaz'dan Yeniköy'e kadar uzanan bir alanı kapsıyordu. Dolayısıyla idarî yön­den Halic'in kuzey ve Boğaz'ın Avrupa yakası Galata kadılığına bağlıydı.

XVII ve XVIII. yüzyıllarda Galata dener idarî bölge Venedik Sarayı, Fransa Sara­yı, Polonya (Lehistan) sefareti, Hollanda, İsveç elçilikleriyle ve yeni kilise ve yerle­şim üniteleriyle eski surların dışına taş­tı. Bu yüzyıllarda Fransa Doğu Akdeniz'­de en etkin ticarî, kültürel ve dinî ku­rumlara sahipti. Bu dönemlere ait Ga­lata kadı sicilleri gibi zengin tarihî ka­yıtların yanında Başbakanlık Osmanlı Ar-şivi'ndeki "Düvel-i Ecnebiyye defterleri" serisi ve şüphesiz Fransa, Avusturya. Ve­nedik arşivleri Galata'nın içtimaî hayatı­nı çizen zengin belgeler ihtiva etmekte­dir. Pera denen Galata'da Adorno, Cam-pofegoso, Doria, Botteghe, Ocase gibi aileler vardı. Bu Cenevizli tüccar ailele­rin İtalyan tipi hayat tarzları yerini XVII. yüzyıldan itibaren ağırlıklı olarak Fran­sız dili, kültürü ve hayat tarzına bırak­maya başladı.



XVIII. yüzyılda, .yani Osmanlı Devleti'-nin VVestphalia barışına göre oluşan mil­letlerarası diplomatik düzeni benimse­meye başlamasına kadar Galata'daki ya­bancı misyonların günlük yaşayışı ken­dine has bir gelişme gösterdi. Yabancı elçilik heyetleri ve onlara bağlı tüccar ve rahip grupları arasındaki ilişkiler Ga­lata'nın sosyal hayatına canlılık kazan­dırdı. Diplomatlar arasında protokol dü­zeni bazı hallerde çekişmelere bile se­bep olurdu. Nitekim 1587 yılında Fran­sa kralının İstanbul'daki elçisi Jacques Savary ile (Seigneur de Lancosmes) Alman -Avusturya İmparatorluğunun İstanbul elçisi Bartholemeus Pezzen arasında, o sıralarda Pera'nın en büyük kilisesi olan San Francesco'da yer ve protokol önce­liği için meydana gelen ve önemli akis­lere yol açan kavga bu çekişmelere ör­nek olarak gösterilebilir. Lancosmes, "rex christianissimus" yani "roi trĞs chretien-ne'nin temsilcisi olduğunu ileri sürerek öncülüğü Avusturyalı meslektaşına bı­rakmak istemiyordu. O zaman Pera'nın en büyük Katolik kilisesi olan ve San Be-nedetto, San Antonio, Santa Anna, San­ta Mana, San Giovanni deli Ospedale, San Giorgio, San Sebastiani. San Pietro kiliseleri gibi İtalyan rahipleri tarafın­dan kurulan, Ayvansarâyfye göre 1697'-deki yangından. Pera tarihçisi Alphonse Belin'e göre ise 1697'de müsadere edil­dikten sonra yerine Yeni Cami inşa edi­len {Histoire de la tatinite de Constanü-nople, s. 201-202, 209-210) San Frances­co'da başköşeye Roma imparatorunun temsilcisi olduğu iddiasıyla Avusturya­lı Pezzen oturmak istemiş, Fransız sefi­ri ise onun efendisinin (imparatorun) ne Babıâli ne de kendince böyle bir önceli­ğe sahip olduğunu, Fransa sefiri olarak önceliğin kendisinde bulunduğunu ileri sürmüş, hatta onun pazar âyini için kur­durduğu sâyebanı (baldachin) yıktırdığı gibi erkenden muhafızlarıyla kiliseye gi­dip başköşeye yerleşmişti. Lancosmes'un gürültülü kilise işgali Galata'da duyulun­ca Musevî, müslüman, Rum ve Ermeni ahali kilisenin dışında birikerek çıkacak kavgayı beklemeye başlamış, Pezzen ise bu durumda kiliseye gitmeyip kendi se-fâretindeki "chapelle"de ibadeti tercih etmiş ve "küstah ve zincire vurulacak bir deli" olarak nitelediği Fransız sefiri­ni, yaptıkları için sadrazama şikâyet et­mişti. Bu olaydaki gibi Galata'nın yerli ahalisi ve kuruluşları ile ecnebiler ara-

1 Merzübânî, s. 317

2 Ebû Dâvûd, "Cihâd", 99

3 Ferâve; Yâ-küt, IV, 245, muhtemelen bugün Türkme­nistan sınırları içinde bulunan Kızilarvat

4 Haziran 1136

5 23 Temmuz 1136

6 nr. 252, vr. la-9a, 18a-25b, 673-68a, 85b-86a

7 Mecmua, nr. 87, vr. 214-217; nr. 22, vr. 26-27

8 Bk. Firda

9 Aralık 1085

10 a.g.e., vr. 132a-143b

11 a.g.e., vr. 114b-I23b

12 Meselâ bk. Süleymaniye Ktp., Ayasof-ya, nr. 2378, vr. I5b,-183, 108b

13 Ayasofya, nr. 2378

14 Bk. İsagüci

15 Nûzhetü'l-a'yün, s. 459-460

16 el-Bakara 2/53; el-Enfâl 8/41

17 el-Bakara 2/185; Al-i İmrân 3/4; el-Enfâl 8/29

18 el-Furkân 25/1

19 Me­selâ bk. CâmCu'l-beyân, II, 146; III, 167; XVIII, 179

20 Zeccâc, I, 375

21 el-Bakara 2/53; el-Enbiyâ 21/48

22 Me­selâ bk. Taberî, 1, 284

23 Me'âni'l-Kur'ân, 1, 134

24 Fethul-kadîr, 1, 92-93

25 Watt, s. 146

26 Mefâtthul-ğayb, XV, 153-154

27 Câmicu't-beyân, IX, 225-226

28 el-Keşşâf, II, 154

29 Âl-i İmrân 3/4; el-Furkân 25/1

30 Meselâ bk. Müsned, II, 357, 415; Tirmizî; "Şevâ-bü'1-Kur'ân", 1; Ma'mer b. Müsennâ, 1, 3, 18; SüyÜtî. 1. 143, 147

31 Abdullah Mahmûd Şehhâte, I, 259

32 Ayrıca Bk. Furkan

33 âyet 20

34 âyet 4, 5

35 âyet 32

36 âyet 7, 8, 9

37 âyet 31

38 âyet 32

39 âyet: 40-44

40 âyet 45-57

41 Meselâ bk. Taberî, XIX, 32-35; Zemahşerî, III, 99

42 Mese­lâ bk. Zemahşerî, III, 234; Beyzâvî, II, 172

43 1b-nu 1-Cevzî, I, 239-241; Zerkeşî, I, 432

44 Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1026/ 3, vr. 20-49

45 İstanbul 1312

46 Cidde 1987

47 Kahire 1986

48 Kahi­re 1987

49 Dimaşk 1412/1991

50 Mihr, Kum 1342 hş., S. 55-58; Dî, 1342 hş., II, 39-45;Hordâd 1343, IV, 25-32

51 Risâle-tân fi'l-luğa, s. 77

52 el-Fark, s. 16-20

53 nşr. Hüsâmeddin el-Kudsî, Kahire 1353

54 nşr. İzzet Hasan, Dımaşk 1969-1970; Beyrut 1413/1993

55 nşr. Mus­tafa es-Sekkâ v.dğr., Kahire 1938; nşr. Faiz Muhammed, Beyrut 1413/1993; nşr. Ce­mâl Talebe, Beyrut 1414/1994

56 nşr. Seyyide İbtisâm Mer-hûn es-Saffâr, Bağdad, ts

57 Kahire 1316

58 İstanbul 1310

59 nşr. Muhammed Rıdvan ed-Dâye, Dımaşk 1980

60 Beyrut 1889

61 Haydarâbâd 1340/1921

62 I-Il, Kahire 1348/ 1928

63 Beyrut 1969

64 Bağdad 1971

65 nşr. Mâcid Hasan ez-Zehebî, Dımaşk 1406/1986

66 nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1895

67 nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1885; nşr. Bedrâvî Zehrân, Kahire 1989

68 nşr. Mu­hammed Muhyiddin Abdülhamîd, Kahire 1932; Beyrut 1405/1985

69 nşr. Fethullah Salih Ali el-Mısrî, Kahire 1407/1987

70 Kahire 1325

71 nşr. P. Brönnle, Kahire 1913

72 Beyrut 1305; Kahire 1313; Halep 1345

73 nşr. Muhammed Hasan Avvâd, Beyrut 1411/1991

74 İstanbul 1311

75 Beyrut 1981

76 ez-Zümer 39/9

77 el-Mucâyât fi'l-'akl eui't-furük, s. 22

78 Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye, Fik-hu Şafiî, nr. 277

79 Brockelmann, GAL SuppL, I, 667

80 nşr. Muhammed Ebü'l-Ecfân-Hamza Ebü Fâris, Beyrut 1992

81 el-Hizânetü'1-melekiyye bi'r-Rabât, nr. 261, 144 varak

82 nşr. Muhammed Fâris, Beyrut 1993

83 el-Furûk ftfürû'i'l-Hanefiyye, nşr. Muhammed Tamum, I-1I, Kuveyt 1982

84 Dârü'l-kütübİ'z-Zâhiriyye, Usûlü-fıkh, nr. 2745; Leibzig Universitâts Bibliothek, nr. 389

85 lslamica, 11/4, s. 525-537

86 Kitâbü TelkihiI-"ukül fi't-furûk beyne ehti'n-nukül, TSMK, III. Ahmed, nr. 1181/2; Sü-ieymaniye Ktp., Vehbi Efendi, nr. 467/ 1; Dârü'l-kütübi'z-Zâhiriyye, Fikhü Hanefî, nr. 982

87 Tunus 1302; Kahire 1344

88 nşr. Abdüifettâh Ebû Gud­de, Halep 1967

89 nşr. Suûd es-Sübeytî, Mekke 1988

90 Keşfuz-zunûn, II, 1257

91 İslamica, 11/4, s. 515-524

92 nşr. Hamza Ebû Fâris, Beyrut 1990

93 Fıkh âm, nr. 344

94 Riyad 1985

95 nr. 4848

96 nr. 5013

97 Süyûtî, s. 544-560; İbn Nüceym, s. 150-158

98 el-Fet-hu'l-müheb fi'l-hükm bi'ş-şıhha ue'i-mû-ceb, Dârü'l-kütübi'l-Mısriyye. nr. 25597; bk. Brockelmann, GAL, 11, 114; Suppl., II, 110

99 Dârü'l-kütübi'l-Mısriy-ye, Usul-Tal'at, nr. 176; bk. Brockelmann, GU Suppl, II, 115

100 Dârü'1-kütübi'l-vata-niyyebi-Tûnis, nr. 7329, vr. 215a-220b

101 GAL Suppl., I, 356

102 Bk. Furok

103 Tunus 1302

104 I-IV, Kahire 1347

105 Dâru'l-kütübi'l-vataniyye bi-Tünis, nr. 14982, 21186

106 Dârü'l-kütübi'l-vataniyye bi-Tü­nis, nr. 14946; Ezher, nr. 3954, 15936

107 Yk. bk

108 Yk. bk

109 Mektebetü Âli İbn Âşür, nr. 83, 16 varak

110 Doğ­rul, s. 530

111 Şehhâte, 1,347

112 Buhari, "Tefsir", 41/2; Müslim, "Münâfikîn", 5;Tirmizî, "Tefsir", 41/2; Süyûtî, ed-DCtrrü'l-menşur, VII, 319

113 Süyûtî, a.g.e., VII, 330

114 âyet 5

115 Âyet 1-8

116 Âyet 9-18

117 Âyet 19-25

118 Âyet 26

119 Âyet 33-45

120 Âyet 46-54

121 Âyet 53

122 Âyet 51

123 Şucabul-Tmân, II, 486; Süyütî, ed-Dürrü'I-menşur, VII, 312

124 Meselâ bk. Zemah-şerî, IV, 162; Beyzâvî, V, 395

125 İbnü'l-Cevzî, I, 239-241; Zerkeşî, I, 432; İbn Hacer, IV, 162

126 Bk. Kahire

127 Bk-Tusi, Nasirüddîn

128 Bk. Usûlü'l-Fıkh

129 Bu kay­nakların bir listesi için bk. Aydın, s. 83-97

130 Me­selâ bk. I, 3. 24; II, 55-57, 132-137

131 Meselâ bk. I, 205-206, 286-287; II, 141, 181, 256-257, 288, 297, 311, 316, 399 vd.; ayrıca bk. Aydın, s. 125-126

132 Meselâ bk. II, 100-104,417-422 vd.

133 İstanbul 1289

134 me­selâ Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 691; Mil­let Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 57l

135 Süleyma-niye Ktp., Hamidiye, nr. 420, Lâleli, nr. 732, Yeni Cami, nr. 322; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 604

136 Süleymaniye Ktp., Reî-sülküttâb, nr. 291 |müellif hattı|

137 Brockelmann, GAL, II, 303; SuppL, II, 328

138 Fu-şûsû'l-hikem, s. 47

139 a.g.e,, s. 100; Fütûhâtü'1-Mek-kiyye, III, 323

140 Fuşûşü'l-hikem, s. 214

141 Haydar el-Âmülî, el-Mukaddimât min Kitabi tiaşsi'n-nuşûş fnşr. H. Corbin-Osman Yahya, O. Yahya'nın girişi, s. 12-13; Ebü'1-Alâ el-Arîfî, s. 70-97

142 Tahralı, s. 351

143 el-Fütûhâtul-Mekkiyye, I, 59; II, 456

144 Fuşoşü'l-hikem, s. 48

145 a.g.e., s. 14

146 Müeyyidüddin el-Cendî, s. 5

147 Kttâbü'l-Fûkak, s. 180-184

148 Tecelliyâtü arâ'isi'n-nuşş, 1,7; 11,489

149 nr. 1933

150 Ester Sbâdî, s. 355

151 nr. 1882

152 Cârullah Efendi, nr. 986

153 Kahire 1946

154 New York 19801

155 La sagesse de prophetes, trc.Titus Burck-hardt (Paris 1955)

156 Haydarâbâd 1948, il, 27. risale

157 W. Chittick. MW, CLXXXII [1992], s. 225

158 nşr. W. Chittick, Tahran 1977

159 nşr. N. M. Herevî, Deh Risâle-i Mütercem-i İbn cAmbT içinde, s. 81-138

160 Bursa Eski Yazma ve Basma Eser­ler Ktp., Hüseyin Çelebi, nr. 460

161 is­tanbul 1328

162 W. chittick, MW, CLXXXI (1992), s. 234

163 Süleymaniye Ktp., Yahya Efendi, nr. 2397, vr.-23

164 Beyazıt Devlet Ktp., nr. 3758

165 Edirne Seli­miye Ktp., nr. 615; Süleymaniye Ktp., Şe-hid Ali Paşa, nr. 1438

166 "ibn al-'Arabîs Own Summary of the Fusûs", Journal of the Muhyiddin ibn al-Arabi Society, I, 30-93

167 Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5322, vr. 217b-226b

168 nşr. M. Hocevî, Tahran 1992

169 nşr. Seyyid Celâleddîn-i Âştiyânî, Tahran 1983

170 Süleymaniye Ktp., Yahya Efendi, nr. 2654, vr. l3-75b

171 GAL Suplt., II, 792-793

172 Meşhed 1982

173 Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 293

174 Süley­maniye Ktp., Cârullah Efendi, nr. 2129, vr. 158a-159b

175 İÜ Ktp., AY, nr. 4480

176 İÜ Ktp., AY, nr. 2982

177 nşr. Mahmûd Fâzıl, Meşhed 1981

178 2. bs., Tahran 1991

179 Tahran 1985

180 Bestâ-mî Râd, nr. 964

Yüklə 1,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   35




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin