DÜĞÜN PLANI,
- Şiir –Müzik eşliğinde-
-Takdim Konuşması
-Gelin ve damadın salona alınışı-
- Düğün Sunusu
-Takdim konuşmasına devam
-Kur’an-ı Kerim
-Koro
-Sohbet( Müftü)
-Fıkra ,Anı anlatımı
-TEMEL’in BİLGİ YARIŞMASI
-
-Pasta kesimi –ikram-
-Koro
-Pasta kesimi
-Dua
-Takı merasimi
-Kapanış
* Gelin salona davet edilmeden önce
Bir şiir okunur.
(Sonra sessizlik sağlanınca aşağıdaki takdim yapılır)
AYDIN VE ÇETİN AİLELERİNİN DEĞERLİ KONUKLARI,
Bu gün ,anlamlı ve güzel bir günü ve akşamı ,
hep birlikte yaşamanın mutluluğu içindeyiz.
Bu mutluluğu bizlere bahşeden Yüce Rabbimize hamdediyor,
Değerli Rasulüne salat-ü selam ediyoruz.
Erdal AYDIN kardeşimizle İle Fatma ÇETİN kızımızın düğün programı için bugün burada toplanmış bulunmaktayız.
Bu akşam bu güzel salonumuzda siz değerli misafirlerimizin tanıklığında
Ailelerimizin göz nuru iki evladımızı ,
evlilik yoluna uğurlayacağız.
Dünürler adına ,
Uzaktan yakından bu günkü cemiyetimize
teşrif eden siz değerli Misafirlerimize
Gönül akışı içerisinde
en kalbi duygularla
hoş geldiniz Safalar
getirdiniz diyoruz.
(Damat ve gelin içeride beklemektedir.sıra damat ve gelin çiftinin salona alınmasına gelmiştir, )
Değerli Misafirler,
AYDIN Ve ÇETİN aileleri birbirlerine Dünür oldular.
Resmi nikahlarını yapmak sureti ile hısım da oldular.
Şimdi,
Bu hısımlığa vesile olan
ERDAL ve KALAFAT çiftini alkışlarla
huzurlarınıza davet ediyoruz.
Değerli Misafirler,
Erdal-FATMA çiftinin
düğün programı için hazırlanan 3 dakikalık
bir slayt gösterimi var
Şimdi hep birlikte bu slaytı izliyoruz.
Evet teşekkür ediyoruz.
Değerli Misafirler,
Her canlı , neslinin devamını ister,
İlahi kanun budur.
Yüce Mevla canlıları bu istek üzerine yaratmıştır.
Yüce Yaradan ,bu fıtri isteğe kavuşmanın yolunu ilahi iradeye bağlamıştır.
AYDIN ve ÇETİN aileleri,
bu iki kardeşimizi
Hakkın emri ile birbirlerine hayat arkadaşı
olarak münasip görmüşler,
Dini ve milli örf ve adetlerimiz icabı aralarında gereken anlaşmaya varmışlar.
Ve bizleri bu hayırlı teşebbüslerinden haberdar ederek buraya davet etmişlerdir.
Bizler de bu hayırlı teşebbüslerini yürekten destekliyor,
kararlarına katılıyoruz.
Peşin dilek ve temennimiz şudur ki,
Yüce Allah, her iki ailenin muhabbet ve bağlılıklarını daim ve baki eylesin,
Bilhassa bu anlamlı kararı veren bu iki gence mutluluklar versin ,
dünya ve ahiret saadeti nasip eylesin.
Sağlık ve afiyet içerisinde hayatlarını sürdürmek ve hayırlı akibetlere kavuşmak nasip eylesin.
Değerli Misafirler,
Bizleri yoktan var eden,
Sayamayacağımız kadar çok nimetlerle bizleri nimetlendiren,
Kullarını çok seven ve kullarına cennetleri
Va’d eden Yüce Rabbimizin kelamından bir bölüm okuyarak programımıza başlamak istiyoruz.
(Kur’an-ı kerim okuyacak kişi takdim edilir, ve sonunda teşekkür edilir)
Değerli Konuklar,
Düğün cemiyetleri ,birlik ve beraberliğin yaşandığı toplantılardır.
Bu tür programlar vesilesi ile aileler , dostlar bir araya gelirler.
Kaynaşırlar,
muhabbet ederler
ikramlar olur,
hediyeleşmeler olur,
eğlenceler , latifeler,
yarışmalar vs olur.
Hulasa, Bizden olan ve bize benzeyen her şey bu tür düğünlerde olur.
Şimdi programımızın bu bölümünde;
Ruh ve gönül dünyamızda hoş esintiler bırakacak , kulaklarımızın pasını silecek ve bizi büyük ceddimiz Osmanlı ile buluşturacak mehter marşlarından bir demet sizlere sunmak istiyoruz.
(koromuza çok teşekkür ediyoruz)
Değerli Konuklar,
Programız hızla akışını devam ettiriyor.
Aramızda çok değerli hocamız Hüseyin DEMİRTAŞ Beyefendi var. Değerli hocamızdan bu akşamki düğünümüzle ilgili söyleyeceklerini dinlemek üzere mikrofonu kendisine veriyorum.
(bu anlamlı ve doyurucu konuşmalarından dolayı hocamıza çok teşekkür ediyoruz)
Değerli Misafirler,
Yüce Rabbimizin bizlere örnek olarak gösterdiği değerli insanlar var.
Bunların başında güzeller güzeli
Hz. Muhammed Mustafa (sav) gelir.
O yüce peygamber, hayatın her alanında bizlere örnektir.
Bir eş olarak,
Bir baba olarak, bir dede olarak
Bir dost olarak
Bir idareci olarak,
O güzeller güzeli Sevgili peygamberimiz daima mütebessim bir insandı.
Her zaman hayata çoşku ile bakar, nükteler de yapardı.
kültürümüzde bu nüktelere latife denir.
Hz. Peygamber hiçbir zaman ,
latifelerinde hak ve hakikatın dışında bir şey söylememiştir.
Evet değerli konuklar,
Milli kültürümüz içerisinde de gerçekten
bizlerde hoş esintiler bırakan ve ince göndermeler yapan latifelerimiz vardır.
Şimdi programımızın bu bölümünde
sizlere bazı fıkralar anlatacağız.
Aramızda çok değerli hocamız İlyas ARMUTÇU Bey efendi var.
Saygıdeğer hocamızdan,
bizleri düşündürecek ve ince dokunuşlarla bizleri uyandıracak latifelerini dinlemek üzere sahneye davet ediyorum.
Buyurun Hocam
(Fıkra sonrası kendisine teşekkür edilir)
Değerli Misafirler,
Programımız hızla akışını devam ettiriyor.
Ve şimdi sıra
“ kim 1 trilyon ister “ adlı bilgi yarışmasına geldi.
Evet şimdi yarışmayı sunmak üzere
Muhammet ASLAN kardeşimize mikrofonu veriyorum.
Değerli konuklar,
İnşallah birazdan Erdal-Fatma çifti
Düğün Pasatasını birlikte kesecekler.
Sizlere de ikramda bulunulacaktır.
Ama ondan önce biz,
sizlere bir hediye vermek istiyoruz.
Biliyorsunuz ,Hediye vermek ve almak kültürümüzde güzel bir davranış olarak değerlendirilir.
Hediyeler ,Kalpleri ısındırır.
Bizler her şeyimizi Allah rızası adına yaparız.
Hediyeler de Allah rızası dışında başka bir beklenti ile alınıp verilmemelidir.
Ayrıca Hediyenin küçüğü de büyüğü de birdir.
Bunları belirttikten sonra ,
Şimdi gelelim bizim hediyelerimize.
Evet , biz sizlere kitap hediye edeceğiz…
Fakat bakıyorum,kalabalık bir davetli topluluğu var.
Bizim de hediye Kitaplarımız sınırlı..
O zaman ne yapalım.
Diyorum ki ,
Ufak bir bilgi yarışması yapalım.
Değerli konuklar,
Şimdi sizlere dinimiz ve kültürel değerlerimizle ilgili bazı sorular soracağız.
Soruların cevapların öncelikle çocuklar ve gençlerden almak istiyoruz.
Soru sorulduğunda,
cevabını bilen parmağını kaldıracak ve ben kendisine söz verdiğimde cevabını o zaman verecek inşallah.
Evet yarışmamıza başlıyoruz.
-
sorumuz.
(Tebrik ediyorum)
2…………..
(soruların cevabını veren kişiye muhakkak
takdir ifadeleri kullanılır, alkışlıyoruz, tebrik ediyoruz vs gibi)
Değerli Misafirler,
(düğün Pastası kesme bölümünde aşağıdaki konuşma yapılır.
(öncelikle pastanın getirilmesi sağlanır.
Pasta gelince aşağıdaki konuşma yapılır)
Atalarımız “nikahta keramet vardır” demişler.
Gerçekten de nikahla başlayan evlilik hayatı , insanı rastgele yaşamaktan kurtarır.
Eşlerin hayatına düzen ve tertip getirir.
Öte yandan ,İnsanın en önemli ihtiyacı, kalbine karşı bir kalbin bulunduğunu bilmesidir.
Kalbine karşı kalp bulmuş olanlar, beraber ağlayıp , beraber gülerler.
Candaştırlar, sırdaştırlar iki cihanda arkadaştırlar.
Nikah böyle bir sözün verilmesi ve sonsuza giden yolda, bozulmayacak bir arkadaşlık anlaşmasına imza atılmasıdır.
Attıkları bu imza sevgi sözleşmesidir.
Bu sözleşme ile çiftler sevgi denizine dalarlar, sevgi havası solurlar ve hayatlarını sevgiden ibaret hale getirirler.
Erdal-Fatma çifti resmi nikahlarını daha önce yaptılar.
Resmen birbirlerine eş oldular.
Ama henüz düğün pasatasını kesmediler.
Evet şimdi alkışlarınızla
Erdal- Fatma çiftini
pastalarını kesmek üzere alkışlarınızla yerlerine alıyoruz.
…………………………..
Az sonra sizlere bu pastadan ikramlar sunulacaktır.
(Davetlilere pasta ikramı yapılırken koro davet edilir)
Değerli Konuklar ,
Sizlere pasta ikramı yapılırken
Koromuzu sahneye davet ediyorum.
( koroya teşekkür edilir)
Değerli Misafirler,
Az sonra takı merasimine geçeceğiz.
Ama ondan önce düğün duamızı yapacağız.
Düğün duasını yapmak üzere mikrofonu
Hocamıza veriyorum.
Değerli Misafirler
Değerli Misafirler şimdi takı merasimine geçiyoruz.
(Takı merasiminde düzen ve rahat bir ortamın olabilmesi için –gerekiyorsa- düzenleme yapılabilir.Sıraya girelim vs gibi sözler söylenir.)
Kültürümüzde şöyle bir deyiş vardır.
Ne dilersen eşine, o gelir başına.
Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına.
Ne verirsen elinle o gider seninle.
Sabreyle işine, hayır gelsin başına.
Evet , şimdi
Öncelikle dünürleri sahneye davet ediyoruz.
Sonra akraba ve dostları alıyoruz.
………………
Evet değerli misafirlerimiz,
Bu günkü düğün töreni ile evlilik hayatına adımlarını atan Erdal Ve Fatma çiftine mutluluklar dilerken,
Dünürler AYDIN VE ÇETİN ailelerine göz aydınlığı diliyoruz.
Düğünümüze teşrif eden siz değerli dostlarımıza çok teşekkür ediyoruz.
Hayırlı geceler diliyoruz.
Hoşca Kalın,
Allah’a ısmarladık.
Uzun yıllar önce Memleketin birinde bir kız evlenir ve aynı evde kocası ve kayınvalidesi ile birlikte yaşamaya başlar.
Birkaç ay sonra bitmez tükenmez gelin-kaynana kavgaları başlar. Evde huzur yerine , buğz ve düşmanlıklar yerini alır.
Bir şeyler yapmak gerektiğine inanan gelin, doğru babasının eski bir arkadaşı olan baharatçıya gider ve derdini ona anlatır.Kayınvalidesinden kurtulma çareleri arar.
Yaşlı adam, ona bitkilerden bir ilaç hazırlar ve bunu 3 ay boyunca her gün azar azar kaynanası için hazırladığı yemeklerin içine koymasını söyler.
Zehir , az az verilecek, böylece onu , gelininin öldürdüğü , zehirlediği belli olmayacaktır.
Yaşlı adam ,genç kıza,
kimsenin ve eşinin şüphelenmemesi için kaynanasına çok iyi davranmasını, ona en güzel yemekleri yapmasını da söyler.
Sevinçle eve dönen gelin bunları aynen uygular. Her gün kaynanasına en güzel yemekleri yapar. Ona çok iyi davranarak tabağına azar azar zehri damlatır.
Fakat bir süre sonra kayınvalidesi çok değişir ve ona kendi kızı gibi davranmaya başlar.
Evde artık barış rüzgarları eser.
Gelinde de değişimler başlamıştır.
Artık gelin, yaşlı kadının ölmesini istemez olur ve verdiği zehirlerden pişman bir vaziyette baharatçı dükkanının yolunu tutar.
Yaşlı adama, kaynanasına verdiği zehirleri temizleyecek bir çare için yalvarır.
Yaşlı adam yaşlı gözlerle şöyle konuşur:
" Sevgili Kızım, sana verdiklerim sadece vitaminlerdi. Gerçek zehir, senin beyninde idi. Sen ona iyi davrandıkça onunda nefreti sevgiye dönüştü. Böylece siz gerçek bir ana-kız oldunuz.”
Evet değerli misafirler,
Çare bizde,
Davranışlarımızı değiştireceğiz. İyilik edip iyilik bulacağız.
Gül veren elde, gül kokusu kalır."
değil mi?
GELİN_KAYNANA
(Şimdi sizlere anlatacağım fıkra, gelin kaynana arasında olmaması gereken bir diyalog örneğidir. Gelin-kayın valide iletişimi böyle olmamalıdır)
Memleketin birinde;
Gelin kaynana karşı karşıya oturmuşlar
kaynana demiş ki geline;
- gelin ,sen daha yenisin birbirimizin huyunu suyunu oturup konuşarak anlayalım demiş.
gelinde ;
- tabi anne konuşalım demiş.
kaynana başlamış anlatmaya.
- aman kızım benim üç halim vardır dikkat et. saçıma gül takmışsam;neşeli olurum. her yola gelirim.
kulağımın arkasına gül takmışsam havamda olmam. çok ısrarcı olma.
eğer ki yakama gül takmışsam sakın etrafımda dolaşma çok sinirli olurum.
gelin kaynana lafını bitirince başlamış lafa;
- anne , benim halim malim yoktur. bacak bacak üstüne atarım,
sigaramı yakarım,
sen gülü nerene takarsan tak ben keyfime bakarım.
Sevmek … inanmaktır.
Güvenmektir duygulara..
Sevdiğini kendin gibi, kendinden de çok duymaktır.
İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur sevgide,
tek bir yürek olunur.
**************************************
Sevmek paylaşmaktır, sevdiğinle , kalbini bölüşmektir.
Sevmek, sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde olmaktır.
Sevmek, Beklentilerin son bulduğu duraktır,
sevda denizinin son limanıdır.
Sevmek, sevgili için yaşamaktır.
Onun eli, kolu, gözü, kalbi olmaktır.
Sevmek vermektir,
sevdiğin için, almasını bilmektir..
Güvenmektir duygulara ,
Sevdiğine seni seviyorum!
diyebilmektir.
Okuyabilmektir gözlerdeki sözcükleri.
Sevmek , sevgiliye bir nefes kadar, yakın olmaktır.
Ve …
Sevmek…..
İNANMAKTIR !...
Şaka yapmak güzeldir ama eşini küçük düşürecek şakalar yapmamalıdır.
Sofrada kesinlikle tartışmamalıdır
Birbirine karşı üstünlük sağlamaya çalışmamalı, birbirlerine karşı zekasını kullanmamlıdır
Eşini değil önce kendini düzeltmelidir
Önce dinlemeli sonra konuşmalıdır
Birbirine soru sormalıdır, ama sorguya çekmemelidir
Kendisi ne kadar ısrarcı olursa , eşinin de o kadar ısrarcı olacağını göz önünde bulundurmalıdır
Tartışmalardan sonra eşinden mutlaka af dilemelidir
Birbirine karşı kırıcı olmamalıdır. Kırıcı sözler kalıcı izler bırakır
Eşine verdiği sözü tutmalıdır
Eşini başkalarının eşi ile kıyaslamamalıdır
Eşini sevdiğini sık sık söylemelidir
Bazen iyi pişmeyen yemeği görmezden gelmeli , iyi pişen yemekten dolayı iltifat etmelidir
Birbirinden bir şey isterken “lütfen” demeyi ihmal etmemelidir
Eşine her zaman adı ile değil , onu sevdiğini gösteren bir kelime ile hitap etmelidir
Önemli konularda aynı fikirde olmaya çalışmalı, önemsiz konularda farklı düşünmenin normal olduğunu kabul etmelidir.
Akşam bir araya gelince , o günün nasıl geçtiğini birbirine sormalıdır
Eşi üzgünse bunu önemsemeli ve sebebini öğrenmeye çalışmalıdır
Hayat gibi evlilik de her zaman günlük güneşlik değildir
Eşlerin tartışması normaldir.Ama dürüstçe tartışmalıdır.Ama asla gergin ve öfkeli ortamlarda tartışmalıdır.
Tartışırken ses tonuna dikkat etmelidir
Ağızdan çıkan sözleri kulak duymalıdır
Eşlerden biri öfkeli iken diğeri sakin olmalıdır. Diğer bir söyleyişle biri ateşken diğeri su olmalıdır.
Hatasını kabul etmenin bir erdem olduğu bilinmelidir
Bir kavgadan sonra
Dostları ilə paylaş: |