I- Öğrencilerde, yazmanın gelişigüzel yapılacak bir iş değil de bunun belli kuralları ve biçimleri olan bir etkinlik olduğu bilincini yerleştirmeliyiz. Bunun için de öğrencilere kullandıkları sözcüklerden sorumlu olduklarını, sözcükler arasındaki anlam bağını iyi kurmaları gerektiğini sık sık vurgulamalıyız.
II- Yazılı ve sözlü anlatımda başarılı olmanın sadece bir yetenek işi olmadığı, yetenekten daha fazla “bilgi, birikim ve çalışma”ya bağlı olduğu kavratılmalıdır.Yani bu anlatım çalışmaları yetenekle ilgili olduğu kadar yöntem ve sağlıklı düşünmeyle de ilgilidir. Yetenekli olan öğrenciler kadar yetenekli olmayanların da tespit edilerek anlatım konusunda bilgi, beceri, düşünme, mantıksal bağ kurma gibi temel disiplinleri kazanmaları sağlanmalıdır. Ama iş sadece yetenek ve bilgiyle sınırlı değildir. Ortaöğretim kurumlarında kompozisyon öğretiminin birinci hedefi, tüm öğrencilerin anlaşılır, eksiksiz, düzgün ve yanlışsız bir Türkçe kullanmalarını sağlamaktır. Onlarda ana dilini şuurlu kullanma hassasiyeti oluşturarak sözlü ve yazılı anlatımı sağlamaktır.
III- Kompozisyon öğretimi için gerekli olan bilgi ve birikim, düşünce üretilmesi için oldukça önemlidir. Bunun için öğrencilerin okuldaki diğer derslerden bu amaçla da faydalanması gereklidir. Kompozisyon dersinde başarısız olan bir öğrenci, diğer derslerde en azından kendini ifade edemeyecektir ve bu durum onun yazılıda bildiklerini ifade edebilmesini engellediğinden başarısını da olumsuz etkileyecektir.
IV- Yıllardır süregelen klasik yöntemler, kompozisyon öğretiminde terk edilmelidir.Öğrencilere tek konu yerine, birden çok konu verilerek tekdüzelik ortadan kaldırılmalıdır. Verilecek konular öğrencinin bilişsel, kültürel, duygusal, toplumsal, çevresel, gelişimine uygun olmalıdır. Öğrencinin bu ilgi alanları belirlenerek konu verildiğinde derse katılım artacaktır.