El-MÎZÂn fî tefsîR-İl kur'ÂN cilt: 4 Âl-i İmrân Sûresi'nin Devamı ve Nisa Suresi


ayetlerİn hadİsler ışığında açıklaması



Yüklə 2,2 Mb.
səhifə41/77
tarix30.07.2018
ölçüsü2,2 Mb.
#64211
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   77

ayetlerİn hadİsler ışığında açıklaması


Mecma-ul Beyan tefsirinde "Ana-babanın ve yakınların geriye bıraktıklarından erkeklere bir pay vardır..." diye başlayan ayet hakkında şöyle deniyor: "İnsanlar bu ayet hakkında tartışmışlar ve iki görüşe ayrılmışlardır. Bu görüşlerden biri bu ayetin mensuh değil, muhkem olduğunu savunmuştur. İmam Bâkır'dan (a.s) rivayet edilen görüş de budur." (c.3, s.11)

Ben derim ki: Ali b. İbrahim'in tefsirinden nakledildiğine göre bu ayet bu surenin on birinci ayeti ile neshedilmiştir. Bunun bir sebebi, bir gerekçesi yoktur. Bu ayetin miras hükümlerine ilişkin genel bir kural ortaya koyduğu daha önce açıklanmıştı. Bu ayetteki açıklama, diğer muhkem miras ayetleri ile çelişmiyor ki, bu ayetin o ayetlerle neshedildiği ileri sürülsün. (Tefsir-ul Kummî, c.1, s.131)

ed-Dürr-ül Mensûr tefsirinde, İbn-i Cerir, İbn-i Münzir ve İbn-i Ebu Hatem bu ayetle ilgili olarak İkrime'den şöyle rivayet ederler: "Bu ayet Ümmü Gülsüm ve Ümmü Kahle'nin kızı veya Ümmü Kehle ile Salebe b. Evs ve Suveyd hakkında indi. Bunların hepsi Ensar Müslümanlarındandı. Buradaki erkeklerden biri kadının kocası, öbürü de çocuğunun amcası idi. Kadın Peygamberimize 'Ya Resulallah, eşim öldü, geride beni ve kızımı bıraktı. Fakat biz malından miras alamadık' dedi. Ölenin kardeşi de 'Ya Resulallah, bu kadın ata binemez, düşmanı alt edemez, kendisi kazanamaz, başkasının onun için kazanması gerekir' dedi. Bunun üzerine ""Ana-babanın ve yakınların geriye bıraktıklarından..." diye başlayan ayet indi." (c.2, s.122)



Ben derim ki: İbn-i Abbas'a dayandırılan bazı rivayetlere göre bu ayet Ensar Müslümanlarından bir adam hakkında indi. Adam öldü ve geride iki kız bıraktı. Adamın asabesi olan iki amca oğlu çıkageldi. Adamın karısı oğlanlara kızları ile evlenmelerini teklif etti. Fakat kızlar çirkin oldukları için oğlanlar bu teklifi kabul etmediler. [Amca oğulları miras talep ediyorlardı, amcalarının karısı da vermiyordu.] Konu Peygamberimize arz edildi. Bunun üzerine miras ayetleri indi... Daha önce bir kaç kez tekrarladığımız gibi ayetlerin iniş sebepleri birden çok olabilir. (c.2, s.122)

Mecma-ul Beyan tefsirinde yer aldığına göre "Miras taksiminde, yakınlar..." diye başlayan ayet konusunda insanlar ikiye ayrıldılar. Bir taraf ayetin mensuh değil, muhkem olduğunu savundu. İmam Bâkır-'dan (a.s) rivayet edilen görüş de budur. (c.3, s.11)

Şeybani'nin Nehc-ul Beyan adlı eserinde yer aldığına göre bu görüş hem İmam Bâkır'dan (a.s), hem de İmam Sadık'tan (a.s) rivayet edilmiştir.

Ben derim ki: Bazı rivayetlere göre ayet, miras ayetleri ile nesh-edildi. Fakat daha önce söylediğimiz gibi bu ayetin mensuh sayılması için hiçbir sebep yoktur.

Tefsir-ul Ayyâşî'de İmam Sadık (a.s) ile Ebu'l Hasan'dan (a.s) şöyle rivayet edilir: "Yüce Allah yetim malı ile ilgili olarak iki ceza bildirdi. Bunlardan biri ahiret cezası olan ateştir. Diğeri ise dünya cezasıdır ve şu ayette açıklanıyor: "Kendileri, geriye zayıf çocuklar bırakmış oldukları takdirde, onların durumundan korkacak olanlar, (ye-timlere haksızlık etmekten) korkup titresinler. O hâlde Allah'tan kork-sunlar ve doğru söz söylesinler." Ayetin demek istediği şudur: Yetimlere haksızlık eden kimse yaptığı haksızlığın benzerinin kendi çocuklarına yansımasından korksun." (c.1, s.223, h:37)



Ben derim ki: Bu rivayetin aynısı el-Kâfi adlı eserde İmam Sadı-k'a (a.s) ve Maani'l Ahbar adlı eserde İmam Bâkır'a (a.s) dayandırılarak nakledilmiştir.

Yine Tefsir-ul Ayyâşî'de Al-i Sam'ın kölesi Abdullah'tan şöyle rivayet edilir: "Hiçbir şey sorulmadan İmam Sadık (a.s) söze başlayarak şöyle dedi: 'Kim zulmederse Allah kendisine zulmedecek birini başına musallat eder. Ya arkasından gelen çocuklarına veya onların arkasından gelen torunlarına musallat eder.' Ben içimden düşünerek şöyle dedim: Adam kendisi zulmediyor. Fakat arkasından gelenlerin veya onların arkasından gelenlerin başına zalim musallat ediliyor. Bu nasıl olur? Bunun üzerine ben bir şey demeden bana şöyle dedi: "Yüce Allah "Kendileri, geriye zayıf çocuklar bırakmış oldukları takdirde, onların durumundan korkacak olanlar, (yetimlere haksızlık etmekten) korkup titresinler. O hâlde Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler." buyuruyor." (c.1, s.223, h:37)

ed-Dürr-ül Mensûr tefsirinde, Abd b. Hamid, Katade'den şöyle rivayet eder: Bize söylendiğine göre Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "İki güçsüz kesim hakkında Allah'tan korkun: Yetim ve Kadın. Yüce Allah yetimi yetim bıraktı. Sonra onun hakkında tavsiyede bulundu. Onu yetim etmekle sınadı ve başkalarını onun aracılığı ile sınavdan geçirdi."

Ben derim ki: Yetim malı yemenin helak edici büyük bir günah olduğunu bildiren, hem Ehl-i Sünnet ve hem Şia kanallı rivayetlerin sayısı pek çoktur.

 

 



 

11- Allah, size evlatlarınız hakkında (şunu) tavsiye eder: Erkeğin payı iki kızın payı kadardır. Çocuklar ikiden fazla kız olurlarsa, ölünün geriye bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer yalnız bir kız olursa, (mirasın) yarısı onundur. Ölenin çocuğu varsa, bıraktığından ana-babasından her biri için altıda bir hisse vardır. Eğer çocuğu yoksa ve (sadece) ana-babası ona vâris olmuş ise, üçte biri anasınındır. Eğer ölenin kardeşleri varsa, anasının payı altıda birdir. Bu paylar, ölenin yaptığı vasiyet veya borcun düşülmesinden sonradır. Babalarınız ve oğullarınızdan hangisinin fayda bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bunları Allah tarafından konulan farzlar olarak kabullenin. Şüphesiz Allah bilendir, hikmet sahibidir.

 

12- Yaptıkları vasiyet ve borç düşüldükten sonra, eşlerinizin eğer çocukları yoksa, geriye bıraktıkları mirasın yarısı sizindir; çocukları varsa, bıraktıklarından dörtte biri sizindir. Sizin de yaptığınız vasiyet ve borç düşüldükten sonra, çocuğunuz yoksa, bıraktığınızın dörtte biri onlarındır (eşlerinizindir); çocuğunuz varsa, bıraktığınızın sekizde biri onlarındır. Eğer miras bırakan erkek veya kadının ana-babası ve çocuğu olmayıp (ana tarafından) bir erkek veya bir kız kardeşi varsa, bunlardan her birisi için altıda bir hisse vardır. Eğer kardeşler bundan fazla iseler, (eşit bir şekilde) üçte bire ortaktırlar. (Bu taksim) zarar verici olmaksızın yapılan vasiyet ve borç düşüldükten sonradır. Bunlar Allah'tan size tavsiye ve emirdir. Allah bilendir, halimdir (ceza vermede acele etmez).

 

13- İşte bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar, (onlar) orada ebedi kalıcılardır; işte bu, büyük bir kurtuluştur.

 

14- Kim de, Allah'a ve Resulüne karşı gelir ve O'nun sınırlarını aşarsa, Allah onu sürekli kalacağı ateşe sokar ve onun için alçaltıcı bir azap vardır.


Yüklə 2,2 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   37   38   39   40   41   42   43   44   ...   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin