EmiR-İ candar1 emîR-İ ÇAŞNİGİR2



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə14/39
tarix17.11.2018
ölçüsü1,08 Mb.
#83031
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   39

EMİRGANİYYE

İdrîsiyye tarikatının Muhammed Osman el-Mîrganî'ye (Ö. 1268/1852) nisbet edilen bir kolu.235



EMİRHORD236




EMİRÎ FÎRÛZKÛHÎ

(1910-1985) Şiirlerinde klasik tarzı benimseyen İranlı şair.

İran'ın Mâzenderan bölgesindeki Fî-rûzkûh şehrinde doğdu. Asıl adı Seyyid Kerîm olup çeşitli idarî ve askerî görev­lerde bulunan köklü bir ailenin çocuğu­dur. Bir süre Ffrûzang'da hâkimlik yapan babası Mustafa Kulı Muntazamüddevle, Kaçarlar'dan Muzafferüddin Şah döne­minde (1896-1907) Avrupa'ya giden ilk İran aydınlarındandır.

Emîrî küçük yaşta ailesiyle birlikte Tah-ran'a gitti. Yedi yaşında iken babası ölün­ce annesinin gözetiminde Fransız ve Amerikan kolejlerinde öğrenim gördü. Tapu dairesinde memur olarak çalıştı­ğı yıllarda eski İran mûsikisini öğrendi.

1935'te klasik ilimleri tahsil etmeye baş­ladı. Tanınmış âlimlerden Şeyh Abdül-melik-i Kocûrîve Seyyid Hüseyn-i Kâşâ-nî'den uzun yıllar ders aldı. Seyyid Kâ-zım-ı Assâr. Mirza Halîl-i Kemreî gibi âlimlerden de faydalandı. Özellikle Arap ve Fars dili ve edebiyatları hakkında ge­niş bilgi sahibi oldu. Bir süre noterlik yaptıktan sonra kendini tamamıyla teli­fe ve araştırmaya verdi. Emîrî Tahran1-da vefat etti.

Seyyidü'ş-şuarâ lakabıyla tanınan ve şiirlerinde Emîrî mahlasını kullanan Fî-rûzkûhî. çağdaş İran şiirinde Hint üslû­bunu yenileyen bir şair olarak tanınır. Ancak Emîrî bu üslûbu sadece gazelle­rinde kullanmış, kasidelerini ise Hora­san üslûbu ile yazmıştır. Şiirlerinin üçte ikisini oluşturan gazellerinde Sa'dî, Ha­fız ve Vahşî-i Bâfki gibi klasik İran şair­lerinin gazellerindeki coşku ile Sâib'in şi-irlerindeki zarafet ve derinliğin bağdaş­tırıldığı görülür. Şairin Arapça şiirleri de vardır.

Emîrî'nin Eiâinâme der Lüzûm-ı Hi-câb237 adlı ilk şiir kitabından sonra üç ciltten oluşan diva­nının iki cildi yayımlanmıştır. Emîrî. ay­rıca Sâib'in divanı ile238 Şehdî-i Rengerundfnin Şeb Âheng adlı şiir kitabını (Tahran, ts.) bir önsözle birlikte yayıma hazırlamıştır.

Bibliyografya:

M. Bâkır-ı Bürkâî. Silhanuerân-ı Nâmî-yi Mu'âştr, Tahran 1329 hş." I, 13-15; Abdülha-mîd-i Halhali, Tezkire-i Şu'arâ-yt Mu'âşır, Tah­ran 1333 hş.. s. 9-26; Y. Kuseyrî, Bezm-i Su-harı, Tahran 1342 hş., s. 20-21; Hânbâbâ, Mü­ellifin-i Kütüb-i ÇApt-yi Fars! ve cArabî, Tahran 1343 hş., V, 61-62; a.mlf.. Fihrist, III, 3540; DM7, II, 525.



EL-EMÎRÜ'L-KEBÎR

Bazı İslâm devletlerinde nüfuzlu emirlere, Memlükler'de ise en kıdemli emirlerle atabegü'l-asâkire verilen unvan.

Bu unvana önce Irak Selçuklu Devle-ti'nde rastlanmaktadır. Sultan Mesud tarafından 532 (1138) yılında İmâdüddin Zengî'ye verilen unvanlar arasında el-emîrü'1-kebîr de vardı. Anadolu Sel­çuklu Devleti'nde Tâceddin Mu'tez bu unvanla anılırdı. Ayrıca uçlardaki emîr-lerle Germiyanlılar, Osmanlılar, Karama-noğulları ve diğer tâbi beyliklerin beyle­rine ve bazı güçlü emirlere de el-emîrü'l-kebîr denirdi. Eyyûbîler'de Atabeg Fârisüddin Oktay bu unvanı taşırdı.

Memlükler'de el-emîrü'1-kebîr unvanı fazla yaygın olmamakla beraber devle­tin kuruluşundan beri mevcuttu. el-Me-likü'l-Mansûr Kalavun'un (1279-1290) em­ri üzerine emîrü'l-kebîrlerin 300 dirhem ağırlığında gümüş bir kemer (hıyâsa) ta­şımaları âdet olmuştu. Sultan Ferec'den (1399-1412) sonra bu âdet kaldırıldı. Rüt­be itibariyle önce nâib-i saltanat (nâib-i kâfil). ardından da el-emîrü'1-kebîr geli­yordu. Bunlar nâib-i saltanat tayin edil­meleri halinde de bu unvanı kullanırlardı. el-Emîrü'1-kebîr unvanı verilen ilk atabe-gü'1-asâkir Şeyhûn el-Ömerîoldu (752/1352). Bu tarihten itibaren sultana en yakın emîrlere bu unvan verildi; bunlar sultanın sağ tarafında oturmaya başla­dılar. XIV. yüzyılda devlet yönetimine ta­mamen hâkim olan emîrü'l-kebîrler 3500 memlûk besliyorlardı. Şeyhûn'dan son­ra bu unvanın verildiği her atabegü'l-asâkire hil'at giydirilmeye başlandı. Da­ha önce böyle bir âdet olmadığı gibi kı­demli her emîre bu unvan verilebilirdi. Burcî Memlükleri'nde her nâiblikte "mukaddemü elf" rütbesiyle bir emîrü'1-ke-bîr atabegü'l-asâkir beylerbeyi bulunur­du. Sultan Ferec zamanından itibaren sayılan çoğalan bu emîrlerin kapıların­da nevbet çalınırdı. Sultanın yolculuğu sırasında ve katıldığı merasimlerde ba­şının üzerinde saltanat şemsiyesini (çetr, mizalle, el-kubbe, et-tayr) el-emîrü'l-ke-bîr, Dımaşk naibi. Halep naibi ve sulta­nın oğlu taşıyabilirdi.



Bibliyografya:

Eflâkî. Menâkıbui-'ârifîn, Ankara 1976, II, 754; Kalkaşendî. Şubhu'l-a'şâ, VI, 208; Mak-rîzî, Histotre des sultans Mamlouks,239 Paris 1837-44, I, 3; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü'z-zahire, VII, 100; X, 302-303; XIII, 103-104. 141; XIV, 30; XV, 11, 150; Ha IH b. Şa­hin. Kitâbü Zübdeti keşfi'l-memâlik ve beyâ-ni't-turuk üe'l-mesâlik240, Paris 1894, s. 112; Uzunçarşılı. Anadolu Bey­likleri, s. 9, 59, 61, 65, 68, 76, 110, 124, 135, 140, 142; a.mlf., Medhal, s. 349, 352, 353, 401, 402, 458; a.mlf., Kitabeler II, İstanbul 1348/1929, s. 195; M. C. Sehabeddin Tekin-dağ, Berkuk Devrinde Memlûk Sultanlığı, İs­tanbul 1961, s. 134; Mustafa Akdağ. Türkiye'­nin İktisadî oe İçtimaî Tarihi, İstanbul 1974, 1, 108, 164, 170, 185; "Emîrülkebîr", İA, IV, 263; D. Ayalon, "al-Amir al-Kabîr", El (İng), I, 444.



EL-EMÎRÜ'1-KEBİR EL-HEMEDAN241




EL-EMÎRÜ'L-KEBÎR ES-SÜNBÂVÎ

Ebû Abdillâh Muhammed b. Muhammed b. Ahmed es-Sünbâvîel-Mâlikî (ö. 1232/1817) Mâliki fakihi ve nahiv âlimi. .

Aslen Mağribli olup Zilhicce 1154'te (Şubat 1742) Mısır'ın Asyût eyaletine bağ­lı Menfelût kazasının Sünbû bucağında doğdu. Emîr lakabı, Yukarı Mısır'da emir­lik görevini yürüten dedesi Ahmed'e ait olup kendisi de bu lakapla meşhur ol­muştur. Emîr Muhammed küçük yaşta Kur'an'ı öğrendikten sonra kıraat tâlim etti. Dokuz yaşında ailesiyle birlikte Ka-hire'ye gitti ve ilk tahsiline Ezher'de baş­ladı. Önce nahivle ilgili Âcurrûmiyye metnini ezberleyen Emîr Muhammed da­ha sonra meşhur âlimlerin ders halka­larına katildi; Muhammed b. Muhammed el-Büleydî, Ali b. Ahmed el-Adevî es-Saî-dî, Hifnî, Necmeddin el-Gîü. Ahmed b. Hasan el-Cevherî gibi hocalardan fıkıh, akaid, tefsir, hadis ve mantık tahsili yap­tı. Ayrıca Ezher'de İbn Sûde et-Tâvûdî1-den İmam Mâlik'in ei-Muvatta adlı ese­rini okudu. Birkaç yıl yanında kaldığı Ha­san b. İbrahim el-Cebertfden Hanefî fık­hını öğrendi. Yine ondan ve talebesi Mu­hammed b. İsmail en-Neferâvîden astro­nomi, hendese ve felsefe dersleri aldı. Özellikle Arap dili ve edebiyatı ile fıkıh alanında zamanının ünlü âlimlerinden biri oldu. Şöhreti Mağrib ülkelerine yayıldı; bu ülkelerden öğrenciler gelip kendisin­den ders aldılar. Şâzelî tarikatına inti­sap eden Emîr Muhammed 10 Zilkade 1232242 tarihinde Kahire'de vefat etti ve Sultan Kayıtbay'ın sarayı­na yakın olan Şeyh Abdülvehhâb el-Afî-fî'nin kabri civarına defnedildi.

Eserleri:

Emîr Muhammed fıkıh, tef­sir, tasavvuf, Arap dili ve edebiyatı alan­larında birçok eser telif etmiş olup baş-lıcaları şunlardır:



1- el-Mecmu fi'l-hkh. Mâlikî fıkhına dair olup Muhtaşarü'l-Emir diye de anılan eser, Mâlikîler'in te­mel kaynaklarından olan Muhtaşarü'l-Halîl adlı kitapla aynı değerde sayılır. Müellif bu eserinde mezhepte tercih edilen görüşlere yer vermiştir. Kitap, yine kendisinin yaptığı bir şerh ve Hicâzî b. Abdülmuttalib el-Adevî tarafından ya­pılan başka bir şerhle beraber basılmış­tır.243

2- Davü'ş-şümû' 'alâ şerhi'l-Mecmu. Yukarıdaki eseri­ne yazmış olduğu şerhe kendisi tarafın­dan yapılan haşiyedir. Hicâzî el-Adevî'nin el-Mecmûca yaptığı haşiye ile bir­likte basılmıştır.244

3- el-Kev-kebü'l-münîr245. Mâlikî fik-hıyla ilgilidir.

4- Mapacu'n~neyyireyn fîmâ yetecalleku bi'1-kudreteyn246. Bu eser de Mâlikî fıkhına dair­dir.

5- Menâsikü'I-Emîr247. Hacla ilgilidir.

6- Haşiye caîâ şerhi'l-cAş-mâviyye248. Abdülbârî el-AşmâVTnin ibadetlere dair el-Mukad-dimetü'l-cAşmâviyye adlı eserine İbn Türkî'nin yaptığı şerhin hâşiyesidir.

7- el-Vazîfetü'ş - Şâzelİyye249. Şâzeliyye tarikatının evradı­na dairdir.

8- en-Nuhbetü'1-behiyye îi'l-ehâdîşi'l-mekzûbe 'alâ hayri'l-beriyye.250

9- Haşiye calö İthâfi'l-mürîd251. Abdüsselâm el-Lekâ-nî'nin Cevheretü't-tevhîd'e yaptığı şer­hin hâşiyesidir.

10- İthâfü'l-ins fi'l-cale-miyyeti ve ismi'1cins252. Nahve dairdir.

11- Behcetül-ins ve'î-i'ü-nâs şerhu zâreni'l-mahbûb fî riyâzi'î-âs.253

12- Haşiye ca7d şerhi'ş-Şeyh Hâlid cale'l -Mukaddimeti'1-Ezhe-riyye254. Nahivle ilgilidir.

13- Ha­şiye calâ şerhi'l-Melevî 'ale's-Semer-kandiyye fi'1-isti'ârât.255

14- Haşiye "ala Muğni'l-lebîb256. İbn Hişâm'ın nahve dair Muğ­ni'l-lebîb adlı eserinin hâşiyesidir.

15- Haşiye 'alâ Şerhi İbn Hişâm li-Muhta-şariMş-Şüzûr257. İbn Hişâm'ın nahve dair kendi eseri Şüzûrü'z-zeheb'e yaptığı şerhin hâşiye­sidir.258

Bibliyografya:

Cebertr, 'Acâ'ibü't-âşâr, 111, 572-575; Serkîs. Mu'cem, !, 275, 473-474; 11, 1980; Abdül-hay el-Kettânî, Fihrisul-fehâris, I, 133-139, ay­rıca bk. İndeks; Mahlüf, Şeceretü'n-nûr, s. 362-363; Brockelmann. GAL, II, 637; Suppl., II, 738; îzâhul-meknûn, I, 15, 116, 307, 347, 404, 578; II, 42, 74, 437, 449, 501; Hediyyetul-'âriftn, 11, 358; Ziriklî. el-Actâm, Vll, 298 vd.; Kehhâle. Mu'cemü'l-mü'emftn, XI, 183-184; Muham­med b. Hasan el-Hacvî, el-Fikrü's-sâml fî târî-hil-fıkhi'l-İslâmt, Medine 1396-97/1976-77, II, 297.




Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   39




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin