1.3.2.2. Aile Merkezli Erken Çocukluk Eğitimi
Erken yaşta gelişmeyi önleyen elverişsiz ortamlar toplumsal eşitsizlikleri güçlendirmektedir. Elverişsiz ortamda büyüyen çocuklar çevrenin olumsuz şartlarından hızlı etkilenir ve kendilerinden daha iyi konumdaki çocukların gerisinde kalırlar. Kurum merkezli erken çocukluk eğitim programlarının yeterince başarılı olamamasının nedeni olarak ailelerin çocuklarıyla yeterince ilgilenmemeleri çocukları iyi eğitim veremedikleri düşüncesi ana baba eğitim programlarının geliştirilmesini ihtiyaç duyurmuştur. Bu uygulamalar daha çok ana babalara çocuk bakım ve eğitimi konusunda bilgiler veren kurslar düzenleme ve bu kurslara ana baba adayların, ana babaların katılımının sağlanmasıdır. Aile katılımındaki ilk hedef ana-baba eğitimidir. Sosyo-ekonomik düzeyi düşük bölgelerde bu ihtiyaç daha da artmaktadır.
Aile merkezli bu programlar çocuğun çevresine destek vermeyi amaçlar. Çocuğun bakımı ve gelişimini üstlenen kişileri çocuk gelişimi ve eğitimi konusunda aydınlatır ve bilgi aktarır. Dolayısıyla bu programlar ana babaları ya da bu rolü üstlenmiş kişileri aydınlatır. Çocuğun gelişiminde etkin kılar. Diğer bir deyişle aile merkezli erken çocukluk eğitimi direkt çocuğa sunulan bir eğitim olmayıp ev ortamını hazırlayarak çocuğun tüm gelişimini etkileyecek kişilere yöneliktir.
1.3.2.3. Okul Öncesi Eğitiminde Entegrasyon
Eğitim çağındaki özel gereksinimi olan bireylerin büyük çoğunluğunun orta derecede yetersizliğe sahip olmaları nedeniyle, akran gruplarından ayırmadan, onlarla birlikte, ancak kendi performans düzeyleri ve yeteneklerine göre bireysel eğitim programları ve destek hizmetler sağlanarak entegrasyon programından yararlandırılmaları uygundur.
Entegrasyon; özel gereksinimi olan bireylerin, gereksiniminin tipine, derecesine ve kullanılacak kaynakların tanıdığı olanaklara bağlı olarak, mümkün olduğunca normal okul programlarına yerleştirilmeleri ve yaşıtlarıyla eşit eğitim koşullarında birlikte eğitilmeleri süreci olarak da tanımlanabilir.
Özel gereksinimi olan çocuğun gereksiniminin türü, derecesi ve sahip olduğu uyumsal davranış repertuarı çok önemli olmakla birlikte, özürlü çocukların entegrasyon programına alınmaları için en uygun dönem okulöncesi yıllarıdır.
Araştırmalar göstermektedir ki; okulöncesi dönemde entegrasyon, özürlü ve normal gelişim gösteren çocukları pozitif tutumlar, etkileşim ve öğrenme yönünden olumlu yönde etkilemektedir. Her iki gruptaki çocuk da bu ortamda olumlu tutumlar geliştirmekte ve sosyal etkileşime girmektedir. Özel gereksinimi olan çocuğun dil gelişimi artmakta ve beceri gelişimi hızlanmaktadır. Çocuğun gelişimi açısından kritik yıllar olarak adlandırılan okulöncesi yıllarında, bir okulöncesi eğitim kurumuna devam eden özürlü çocuk; akranları arasında, öğrendiği yeni davranışları uygulama fırsatı bulabilecek, uygun sosyal davranışları geliştirmek için öğretmen ve akranlarını model alarak, toplumda bağımsız yaşam için gerekli becerileri geliştirebilecektir. Özel gereksinimli çocuk, entegre bir okulöncesi eğitim kurumunda potansiyelini azami olarak kullanabileceği, onu mücadeleye sevk eden modellerle bir arada olarak özel eğitim okulundan çok daha fazla ilerleme kaydedebilecek, akranları ile birlikte çeşitli etkinliklerde bulunduğu için kendine olan güveni artacak ve daha geniş bir topluluğa ait olarak olumlu benlik kavramı geliştirebilecektir.
Özel gereksinimli çocuğun, entegrasyon programına dahil edilmesi için, öncelikle ayrıntılı olarak değerlendirilmesi yani var olan performansının belirlenmesi ve onun için en az kısıtlayıcı eğitim ortamının ne olduğuna karar verilmesi gerekmektedir. Bu, normal gelişim gösteren çocuklarla sadece oyun bahçesini paylaşmadan tüm gün aynı sınıfı ve etkinlikleri paylaşmaya kadar giden farklı entegrasyon düzeylerinde olabilmektedir.
Herhangi bir düzeyde entegre olmasına karar verilen çocuğun ve normal gelişim gösteren çocukların entegrasyona hazırlanması ise dikkat edilmesi gereken diğer bir noktadır. Bu hazırlık; özürlü çocuğun sosyal ve akademik beceriler yönünden belli bir düzeye getirilmesini, normal gelişim gösteren çocukların ise özürlü çocuğu sosyal kabulleri ve olumsuz tutumlarını değiştirebilmeleri için bilgilendirilmelerini içermektedir. Zira, çocuklar arasında etkileşimi teşvik etmeyi amaçlamayan entegrasyonun başarısından söz edilemez. Normal gelişim gösteren çocuklarda tutum değiştirme çalışmalarında ise özürlü çocuklar ile ilgili filmler, hikaye kitapları, grup tartışmaları ve özürlü çocuklara ilişkin canlandırmalar etkili olmaktadır.
Başarılı bir entegrasyon için tüm bunlara ek olarak, öğretmenin, özel gereksinimli çocuklar ve entegrasyonları ile ilgili olumlu tutum, bilgi, beceriye sahip ve bu konuda istekli olması çok önemlidir.
Özürlü ve normal gelişim gösteren çocukların ailelerinin de entegrasyon için hazırlanması gerekmektedir. Bu, özellikle sürece verecekleri katkı açısından büyük önem taşımaktadır.
Bunların yanı sıra, özel gereksinimli çocuğun entegrasyon öncesi ve süresince bireysel olarak desteklenmesi gereklidir. Çocuk, birlikte olduğu akranlarının düzeyinde kalabilmesi ve özel yardıma gereksinim duyduğu becerileri kazanabilmesi için düzenli ve sistemli olarak destekleyici eğitim almalıdır. Bu destek, çocuğun gereksinimine uygun bir uzman tarafından okul içindeki politikalar, uygulamalar, sınıf aktivitelerindeki planlamalar, roller, sorumluluklar, bireysel karakter ve güçler düzeylerinde kaynak odada, özel eğitim merkezinde ya da Rehberlik Araştırma Merkezi’nde sağlanmalıdır. Ancak bu çalışmalar sırasında, çocukla ilgilenen diğer personele de danışılmalı ve onlarla işbirliği yapılmalıdır.
Entegre okulöncesi eğitim programı planlanırken bazı önemli noktalara dikkat edilmelidir. Program planlanırken gruptaki çocukların sayısı sınıfın büyüklüğüne göre belirlenmelidir. Sınıftaki özürlü ve normal gelişim gösteren çocukların durumuna göre, eğitim ortamının düzenlenmesi yoluna gidilmelidir. Sınıfın alanının (sınıf büyüklüğü ve yerleştirilmesi açısından), mobilyaların, malzeme ve araç gereçlerin hem özürlü hem de normal çocukların gereksinimlerine uygun şekilde planlanması uyarlama ve ilavelerin yapılması gereklidir. Düzenlenen çevre, çocukların deneyimlerini geliştiren ve genişleten nitelikte olmalıdır.
Etkinlik programının düzenlenebilmesi için özürlü ve normal çocukların seviyelerinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü çocuklar aynı etkinlikte kendi seviyelerinde deneyim kazanmaktadırlar. Dolayısıyla program etkinliklerinin de her düzeydeki çocuğun katılabileceği şekilde dizisel olarak basamaklandırılması ve çocuklardan seviyelerine uygun bir katılım beklenmesi gerekmektedir. Örneğin; Dramatik oyun etkinliği planlanırken çocukların katılım seviyeleri şu şekilde olabilir: (Düşükten Yükseğe)
-
Bir nesne ile kendi başına oynar, giysileri giyer.
-
Akranlarının yakınında oynar.
-
Diğer bir çocuğun oyununda pasif rol alır.
-
Akranlarıyla birlikte, ancak etkileşim kurmadan paralel oyun oynar.
-
Nesneleri ya da koşulları paylaşarak, sözel ya da sözel olmayan etkileşimde bulunarak kooperatif oyun oynar.
-
Rol alarak dramatik oyuna katılır.
-
Çocuklarla bir dramatik oyun başlatır.
Ayrıca eğitim programı esnek, yani çocukların o anki ilgi ve gereksinimlerine göre gerekli uyarlama ve değişikliklerin yapılabileceği nitelikte olmalıdır. Ancak etkinliklerin çocukların tahmin edebileceği belirli bir sırası da olmalıdır. Bu durum esneklik görüşü ile çelişkili gibi görünmekle beraber çocukların etkinliklerin sırasını bilmesi kendilerini rahat hissetmeleri bakımından önemlidir.
Etkinlikler arası geçişler, çocukların ilgisini çekebilecek nitelikte planlanmalıdır. Bunun yanında etkinlikler, çocukların zevk alacağı eğlenebileceği şekilde düzenlenmelidir. Çocuklardan bir ürün oluşturmaları (tamamlamaları) beklenmemeli, etkinlikten zevk almaları ve o etkinlik sırasında kendilerini rahat hissetmeleri sağlanmalıdır. Yetenekleri önemsenmeden çocukların tüm çabaları ödüllendirilmelidir.
Özel gereksinimi olan çocukların okulöncesi dönemde normal sınıflara dahil edilmesi büyük bir zorunluluktur. Ancak, başarılı bir entegrasyon için yukarıda belirtilen koşulların dikkatle bir araya getirilmesi ve ilgili organizasyonların konunun uzmanı ve konu ile ilgili gelişmeleri takip eden profesyoneller tarafından yapılması gerekmektedir.
Entegrasyonun önemli bir gereği olarak kaynaştırma öğrencisine ve öğretmenine destek özel eğitim hizmetleri sağlanmalıdır. Bunlar (a) kaynaştırma sınıfı öğretmenine danışmanlık yapılması, (b) kaynaştırma öğrencisine gerekli durumlarda kaynak odada ek eğitim verilmesi, (c) kaynaştırma sınıfında yardımcı öğretmenlik ve benzeri destek sağlanmasıdır.
Sorunlar
-
MEB ve SHÇEK’e ait yönetmeliklerde özürlü bireylerin özellikleri öğrenme yeterlilikleri ve öğrenme hızları dikkate alınarak hazırlanacak ve uyarlanacak programlar için gerekli formatların ve uygulama kriterlerinin olmaması,
-
MEB’ na ait mevcut genel programların özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarına göre uyarlanabilir nitelikte olmaması,
-
Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı hazırlanırken ailenin gereksinimlerinin dikkate alınmaması, ailenin bilgilendirilmemesi ve bunun sonucunda ailenin eğitime etkin katılımının sağlanamaması,
-
Üniversitelerde yapılan akademik çalışmaların, kurumların uygulamalarına yansıtılamaması,
-
Gelişim geriliği ve özürlü olma riski bulunan bebekler ve çocuklar ve aileleri için erken eğitim programlarının bulunmaması ve yaygınlaştırılmamış olması,
-
Kaynaştırma yapılacak kurumların, eğitim ortamı, mimari ve personel düzenlemeleri ile kaynaştırmaya uygun hale getirilmemiş olması,
-
Özel eğitim gerektiren bireylere hizmet veren eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinin binaların konumu, ulaşılabilirliği ve yapısal durumunun özürlü bireylerin gereksinimlerine uygun olmaması,
-
Eğitim programlarının engel gruplarına göre bireyselleştirilememesinin, yerleştirme işlemleri sürecinde aksaklıklara neden olması,
-
Kaynaştırma yapılacak kurumlar, özel eğitim kurumları ve Rehberlik ve Araştırma Merkezleri arasında kurumlara yapılacak yerleştirme sırasında gerekli iş birliğinin yapılmayışı ve bunun çocuğun program işleyişini aksatması,
1.4. ÖZEL ÖZEL EĞİTİM ve REHABİLİTASYON MERKEZLERİ UYGULAMALARI
Özürlü bireylere götürülen eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinde son yıllarda hem resmi hem de özel özel eğitim kurumlarının açılmasında ve bu merkezlerde uygulanan eğitim ve rehabilitasyon programlarında önemli bir artış olmuştur. Ancak, bu gelişmelerde ciddi yetersizlikler göze çarpmaktadır.
Özel eğitim ve rehabilitasyon programları uygulayan özel özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarının bazıları Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) bazıları ise Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nden (SHÇEK) açılış izini alan özel kurumlardır. Bu iki kurumdan açılış izni alarak faaliyet gösteren özel eğitim ve rehabilitasyon kurumlarının verdiği hizmetlerin temelde aynı olduğu gözlenmektedir.
1.4.1. Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Olarak Verilen Hizmetler
Özürlü bireylere yönelik rehabilitasyon ve eğitim, Milli Eğitim Bakanlığı’nca da sürdürülmektedir. Bakanlık, bu hizmetleri, Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü ile Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü eliyle yürütmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü
Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı olarak açılan özel özel eğitim okulları, 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununa tabidir. Bu okullar, diğer özel öğretim kurumları (kolejler, özel ilköğretim okulları vb..) ile yasal olarak aynı statüde görülmektedir. Bu durum uygulamada ve denetimde sorunlara neden olmaktadır. Oysa özel eğitim kurumlarının donanımlarının ve özelliklerinin engel grubunun özelliklerine göre değişiklik göstermesi gerekir. Bu nedenle açılışta ve denetimde aranacak özellikler de özel eğitim kurumlarına göre farklılıklar göstermelidir.
Ağustos 2003’te 2551 sayılı Tebliğler Dergisinde yayınlanan Özel Özel Eğitim Okulları Çerçeve Yönetmeliği (EK.3) ve Özel Özel Eğitim Kursları Tip Yönetmeliği’ne (EK.4) göre okullarda seanslık eğitim de verilmektedir
Milli Eğitim Bakanlığı’ndan açılış izni alan özel özel eğitim kurumlarında, özel öğretim kurumlarına ait “Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesi”nde (EK.5) belirtildiği gibi resmi benzeri okullarda uygulanan ilgili yönetmelik ve müfredat programlarına bağlı olarak eğitim programları uygulanmaktadır
Bakanlığa bağlı olarak açılan ve zihinsel özürlülere yönelik faaliyet gösteren 44 özel kursta 4000 özürlü öğrenciye eğitim hizmeti verilmektedir.
Okul öncesi eğitime bakıldığında ise, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı 34 Özel Eğitim okulunda 34 okul öncesi dersliği bulunduğu görülmektedir. Bu dersliklerin kapasitesi 10 kişidir.
0-3 yaş okul öncesi grubuna eğitim veren 2 tip kurum bulunmaktadır:
-
Okullar: Tam gün ve günde en az 6 saat eğitim verilmektedir.
-
Kurslar: Seans hizmetleri verilmektedir.
Özel eğitim kurumları ücretlerini kendileri belirlemektedir. Mayıs ayında, bu ücretleri gazetede yayınlamak zorundadırlar.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün görevleri 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunla belirlenmiştir. Bununla birlikte özel eğitim ve rehberlikle ilgili hususlar Anayasa ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununda da yer almıştır.
Anayasanın 42. maddesinde;
"Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır." hükmü,
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanununun 8. maddesinde; "Özel eğitime ve korunmaya muhtaç çocukları yetiştirmek için özel tedbirler alınır." hükmü,
Aynı Kanunun 6. maddesinde de; "Yöneltmede ve başarının ölçülmesinde rehberlik hizmetlerinden ve objektif ölçme ve değerlendirme metotlarından yararlanılır." hükmü yer almaktadır.
3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 23. maddesinde de Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün görevleri;
a) Özel eğitim sınıfları, özel eğitim okulları, rehberlik ve araştırma merkezleri, iş okulları ve iş eğitim merkezleri ile aynı seviye ve türdeki benzeri okul ve kurumların eğitim, öğretim ve yönetimi ile ilgili bütün görev ve hizmetlerini yürütmek,
b) Okul ve kurumların eğitim ve öğretim programlarını, ders kitapları ile eğitim araç ve gereçlerini hazırlamak ve Talim ve Terbiye Kurulu'na sunmak, şeklinde belirlenmiştir.
Ayrıca, 06.06.1997 tarihli mükerrer 23011 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan “573 sayılı Kanun Hükmünde Kararname” ile özürlülere ilişkin özel eğitim esasları belirlenmiştir (EK.6). MEB, Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında okullarda eğitim programlarını uygulamaktadır. (EK.7).
Okullarda, okul öncesi sınıflarda ve diğer anaokullarında öğrenci sayısının 1/10’u kadar zihinsel özürlü, eğitilebilir zihinsel özürlü ve gelişim geriliği olan çocukların bulunması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu dönem çocukların kaynaşması çok daha kolaydır. Ana sınıfı öğretmenleri bu konuda oldukça donanımlıdır. Bu okullarda program içeriği okul dönemine hazırlayıcı da olduğundan özürlü çocukların eğitimine çok uygundur. Bu dönemde kaynaştırmanın çok daha başarılı olduğuna ilişkin veriler bulunmaktadır. Ancak genel olarak okul öncesi dönemde okullaşma oranı %5’dir.
Özürlü çocuklara hizmet veren okullarda, gelen talebe göre ana sınıfı açılmaktadır. Ancak bu okullar yatılı olduğundan talep azdır. Ankara’da Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler İlköğretim Okulu’nda 4 yaştan itibaren çocuklara yönelik eğitim verilmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı kuruluşlar farklı yönetmeliklere göre açılmakta ve faaliyet göstermektedir. Özel ilköğretim okulları için yaş sınırı 6 - 14(+2) şeklinde belirlenirken, Kurslar tip yönetmeliğinde yaş sınırı bulunmamaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı özel özel eğitim kurumlarında ise yaş sınırı 0-6 yaş olarak belirlenmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın resmi okullarında eğitim programı hazırlama ya da var olan eğitim programlarını, özel eğitim gerektiren bireylerin eğitim ihtiyaçlarına göre uyarlama konusunda öğretmenlerin büyük bir kısmının yeterli bilgi ve beceri ile yetiştirilemediği görülmektedir. Özel eğitimde görev alan öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu genel eğitim alanından gelmektedir. Özel eğitim alanında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için de hazırlanacak programların özellikleri ve amaca uygun olarak uyarlanması konusunda sıkıntı yaşamaktadırlar.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndaki mevcut eğitim programları öğrencilerin eğitim gereksinimlerini karşılamakta yetersiz kalmakta ve programların öğrenci merkezli bir anlayışla hazırlanmadığı gözlenmektedir. Mevcut eğitim programları ile çocuğa bilgi yüklenmesinden öteye geçilememekte bireyin yaşama hazırlanması sağlanamamaktadır. Programlar öğrenci merkezli hazırlanmadığı için de özel gereksinimli bireylere uyarlanmasında güçlük çekilmektedir.
1.4.2. SHÇEK’e Bağlı Olarak Verilen Hizmetler
Korunmaya, bakım veya yardıma muhtaç aile, çocuk, sakat, yaşlı ve diğer kişilere götürülen sosyal hizmetlere ve bu hizmetleri yürütmek üzere kurulan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü'nün görev, yetki ve sorumlulukları ile faaliyet ve gelirlerine ait esas ve usuller, 27.05.1983 gün ve 18059 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile düzenlenmiştir.
Bu kapsamda SHÇEK kendi bünyesinde kurduğu kurumlarda özürlülere yönelik faaliyetlerini sürdürürken, diğer yandan özel rehabilitasyon merkezlerinin de açılış izinlerini vermekte ve denetimlerini gerçekleştirmektedir. SHÇEK Genel Müdürlüğü’nden açılış izni alarak faaliyetlerini sürdüren özel rehabilitasyon merkezleri aşağıdaki yönetmelik hükümleri doğrultusunda çalışmaktadır.
-
21.03.1986 tarih ve 19054 sayılı Spastik Çocuklar Özel Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği (EK.8).
-
13.02.1988 tarih ve 19724 sayılı Zihinsel Özürlüler Özel rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği (EK.9).
-
06.02.1994 tarih ve 21841 sayılı İşitme Konuşma Özürlüler Özel Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği (EK.10).
Ağustos 2004 tarihi itibariyle SHÇEK Genel Müdürlüğünden açılış izni alan rehabilitasyon merkezlerinin dağılımına bakıldığında, 424 Zihinsel Özürlüler Özel Rehabilitasyon Merkezi, 7 Spastik Çocuklar Özel Rehabilitasyon Merkezi, 45 Özel İşitme Konuşma Özürlüler Rehabilitasyon Merkezi bulunduğu görülmektedir. Bu 476 özel rehabilitasyon merkezinde toplam 28.381 özürlüye hizmet verilmektedir.
Özel rehabilitasyon merkezlerindeki devlet yardımının çeşitlenmesine koşut olarak, özel sektörün alanda ağırlığı önemli ölçüde artmıştır. Özel rehabilitasyon merkezleri açmak isteyen özel ve tüzel kişilere, SHÇEK tarafından açılış aşamasında gerekli rehberlik ve danışmanlık hizmeti yapılarak ilgili mevzuat dahilinde açılış izni verilmektedir.
Özel Rehabilitasyon Merkezlerinin işleyişi, fizik koşulları, personel ve özürlü durumları SHÇEK Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı Müfettişleri ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri tarafından denetlenmektedir.
Özel Rehabilitasyon Merkezleri hizmetin kalitesini yükseltmek amacıyla SHÇEK Genel Müdürlüğünce “Çerçeve Rehabilitasyon Programları” hazırlanmakta ve merkezin fiziki koşulları ve personel durumuna ilişkin standartlar belirlenmektedir.
İlgili Mevzuat
-
2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu
27.5.1983 tarih ve 2828 sayılı SHÇEK Kanunun 30.05.1997 tarih ve 572 Sayılı KHK ile değiştirilen mesleki rehabilitasyon ve mesleki eğitim ile ilgili maddesi aşağıda verilmiştir:
Madde 9 / b bendi -"... özürlü ve yaşlıların tespiti, bunların korunması, bakımı, yetiştirilmesi ve rehabilitasyonlarını sağlamak üzere gerekli hizmetleri yürütmek ..."
-
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Özürlülerin Tespiti, İncelenmesi, Bakım ve Rehabilitasyonuna Dair Yönetmelik
2828 Sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 19.08.1993 tarih ve 21673 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik, bedensel, zihinsel ve ruhsal özürleri nedeniyle yaşamın gereklerine uyamama durumunda olanların tespitini, incelenmesini, kuruluş bakımı, evde hizmet, rehabilitasyon hizmetlerinden yararlandırılmalarını, hizmetin tür ve niteliği ile işleyişine ilişkin esasları, personelin görev, yetki ve sorumluluklarını belirlemektedir.
-
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Zihinsel Özürlüler Özel Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği
2828 Sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 13.02.1988 tarih ve 19724 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerine ait Zihinsel Özürlüler Rehabilitasyon Merkezlerinin kuruluş ve işleyişine ilişkin esasları, izin, açılış, çalışma, personel standardını, ücret tarifelerini, denetim ve faaliyetlerini durdurma işlem ve usullerini belirlemektedir.
-
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Spastik Çocuklar Özel Rehabilitasyon Merkezleri Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik
2828 Sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 21.03.1986 tarih ve 19054 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmelik, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince açılacak olan Spastik Çocuklar Rehabilitasyon Merkezlerinin kuruluş ve işleyişine dair esasları, izin, açılış, çalışma, personel şartları, ücret tarifeleri, denetim, devir ve kapatılma işlem ve esaslarını belirlemektedir.
-
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu İşitme ve Konuşma Özürlüler Özel Rehabilitasyon Merkezleri Yönetmeliği
2828 Sayılı Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 06.02.1994 tarih ve 21841 sayılı Resmi Gazete 'de yayımlanan Yönetmelik, gerçek kişilerce ve özel hukuk tüzel kişilerince açılacak olan işitme ve konuşma özürlüler rehabilitasyon merkezlerinin işleyişini, izin, açılış, çalışma ve personel standardını, ücret tarifelerini, denetim, devir ve kapatma işlem ve esaslarını belirlemektedir.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nden açılış izin onayı alarak faaliyette bulunan olan özel özel eğitim kurumları, hizmet verecekleri özür gruplarına yönelik özel eğitim ve rehabilitasyon programı hazırlamak ve onaylatmakla yükümlüdürler. Açılış izni için gerekli evraklar arasında kuruluşta verilecek eğitim ve rehabilitasyon programları da yer almaktadır. Yine yönetmeliklere göre, açılış izni verilirken engel grubuna göre programın uygunluğu incelenmektedir. Ancak bu programlar "çerçeve program" niteliğindedir. Bu program çerçevesinde, ayrıca bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP) hazırlanmaktadır.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü’nden açılış izni almış ve rehabilitasyon hizmeti veren kurumlarda kullanılan programların, çocuklar ve yetişkin özürlü bireyler için hazırlanması ve bireyselleştirilmiş eğitim programları kullanılması hedeflenmekle birlikte, bireyselleştirme yaklaşımından anlatılmak istenilenin kurumlarca tam ve doğru olarak kavranamadığı görülmektedir.
Yasalar ve yönetmeliklerle bu kurumların görevleri ayrıştırılmış olmasına rağmen kurum açılış prosedürlerindeki farklılıklar nedeniyle kurum açma müracaatlarının Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Açılış şartnamelerindeki farklılıklar yüzünden bir sorumlu kurumun açılış izni vermediği ya da kapatma kararı aldığı bir özel özel eğitim kurumuna diğer sorumlu kurumun izin verebilmesi uygulamada ikilem yaratmaktadır.
Sosyal güvenlik kuruluşlarınca, özürlü çocuklara sağlanan gelişim ve eğitim yardımlarına karşılık gelen eğitim saati sayısı, İl Ücret Tespit Komisyonu kararlarına bağlı olarak, iller bazında farklılık göstermektedir.Merkezler, Komisyonun belirlediği aralıkta olmak kaydı ile, ücretlerini kendileri belirlemektedir. Mayıs ayında, bu ücretleri gazetede yayınlamak zorundadırlar.
Dostları ilə paylaş: |