Türkçe Transcript (*)
|
Velitesġâ ileyhi ef-idetu-lleżîne lâ yu/minûne bil-âḣirati veliyerdavhu veliyakterifû mâ hum mukterifûn(e)
|
Ali Bulaç Meali
|
Bir de ahirete inanmayanların kalpleri ona meyletsin de ondan (bu yaldızlı ve içi çarpık sözlerden) hoşlansınlar ve yüklenmekte olduklarını yüklenedursunlar.
|
Edip Yüksel Meali
|
Ahirete inanmıyanların kalbi ona kansın, ondan hoşlansın ve gerçekten yapmak istediklerini yapabilsinler diye. . .
|
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
|
Bir de ahirete iman etmeyenlerin kalbleri, o yaldızlı söze kansın, ondan hoşlansın ve işledikleri suçları işlemeye devam etsinler diye böyle yaparlar.
|
Süleyman Ateş Meali
|
Ki ahirete inanmayanların kalbleri o(nların yaldızlı sözleri)ne kansın, ondan hoşlansınlar ve onlar, işledikleri suçları işlemeğe devam etsinler.
|
Yaşar Nuri Öztürk Meali
|
Ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya devam etsinler.
|
Yusuf Ali (English)
|
To such (deceit) let the hearts of those incline, who have no faith in the hereafter: let them delight in it, and let them earn from it what they may.(942) *
|
M. Pickthall (English)
|
That the hearts of those who believe not in the Hereafter may incline thereto, and that they may take pleasure therein, and that they may earn what they are earning.
|