Erhan afyoncu



Yüklə 2,66 Mb.
səhifə2/27
tarix27.12.2018
ölçüsü2,66 Mb.
#86731
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27

KISALTMALAR


DİA: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi.

Ed: editör.

İA: İslam Ansiklopedisi.

Çev: çeviren.


BİRİNCİ BÖLÜM

OSMANLI TARİHİNİN YERLİ KAYNAKLARI



KRONİKLER


Osmanlı siyasi tarihinin en önemli kaynakları Osmanlı kronikleridir. Osmanlı siyasi tarihinin araştırılmasının ihmaline paralel olarak kronikler üzerine yapılan araştırma ve neşirler de azalmıştır. Halbuki Osmanlı tarihlerinin neşri Türk tarihçiliği için atılması gereken ilk adımdır. Avrupa tarihine bakıldığında bu tür neşirlerin çok önceden tamamlandığı görülür.

OSMANLI TARİHÇİLİĞİNİN DOĞUŞU VE İLK ESERLER


Osmanlı tarih yazıcılığı, devletin kuruluş tarihine nazaran oldukça geç bir zamanda başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesine çıktığı XIII. yüzyılın sonları ile XIV. yüzyılın başlarına ait Osmanlı tarihleri olmadığı gibi diğer milletler tarafından yazılmış kaynak eserler de son derece azdır. Eserlerini bu dönemde kaleme almış üç Bi­zans tarihçisi (Pachymeres, Nicephoras, Kantakousenos) ile üç Arap seyyahı ve coğrafyacısı (İbn Batuta, İbn Said, El-Ömerî) vardır. Bunların da Osmanlı Beyliği hakkında eserlerinde verdik­leri bilgiler son derece kısıtlıdır.

İlk Osmanlı tarihi, XV. yüzyılın başlarında yazıl­mış olan Yahşi Fakih Menakıbnâmesi’dir. Ancak bu eser bugün mevcut değil­dir. Yahşi Fakih, Orhan Gazi’nin İmamı İshak Fakih’in oğlu­dur. Eserini yazarken kendi gördüklerinin yanı sıra babası­nın şahit olduğu ve duyduğu hadi­seleri de kullanmış olmalıdır. İlk devirlere ait önemli bilgiler ve­ren bir tarih kaleme almış olan Aşıkpaşazâde, 1413 yılında Gebze’den geçerken hastalanmış ve Yahşi Fakih’in evinde mi­safir olmuştu. Burada Yahşi Fakih’in yazdığı kitabı görüp, okumuş ve kendi tarihini yazarken de bu bilgileri kullanmıştır. Bu menakıbnâme muhtemelen Osmanlı Beyliği’nin ilk yıllarına dair bilgi veren Anonim Tevârih-i Âl-i Osmânlar’a da kaynak olmuştur1.

Bugün elimizde mevcut en erken Osmanlı tarihi XV. yüz­yılın başlarında yazılmış olan Ahmedî’nin İskender­nâme­si’dir. 815 (1412-1413) yılında ölen Ahmedî manzum olan bu eserinde Büyük İskender menkıbesinden hareketle felsefe, ilahiyat, tıp ve tarihten söz eder. 8 bin beyitten fazla, uzun bir mesnevi türünde hazırlanmış olan İskender­nâme’nin sadece 340 beytinde Osmanlı tarihinden bahsedilir. Ertuğrul Gazi’den Yıldırım Bâyezid devri ortalarına kadar gelen ve Emir Süleyman’a sunulan eserin Dâstân-ı Tevârih-i Mülûk-ı Âl-i Osmân isimli bölümü Osmanlı tarihi hakkında bazı bilgileri ihtiva etmektedir. 792 (1390)’de yazılan bu esere müellif daha sonra 813 (1410) yılına kadar ilaveler yapmıştır2.

Ahmedî’den sonra gelen ilk dönem Osmanlı tarihinin kaynaklarından bir tanesi de tarihi takvimlerdir. Saray takvimleri diye de adlandırılan bu kısa metin manzumeleri Hazreti Adem’den itibaren peygamberlerin ve halifelerin kronolojik listeleri ile Selçuklu, Osmanlı ve Karamanlıların tarihlerine ait önemli olayları ihtiva ederler. Bu takvimlerde ayrıca kehanetler ve rüya tabirleri ile ilgili bilgiler gibi çeşitli konulara ait malumat da bulunur. Altı tanesi yayınlanmış olan bu takvimlerin çoğunluğu II. Murad döneminde hazırlanıp, padişaha sunulmuştur. En eskisi 824 (1421) yılına ait olup Farsça’dır. Diğerleri 835 (1431), 843 (1439), 848 (1444), 850 (1446) tarihlerinde hazırlanmıştır. Fatih Sultan Mehmed’e sunulan takvim ise 1452 tarihlidir. Bu takvimlerde kısa bilgiler bulunsa da zaman zaman önemli noktalara değinilmiştir. Meselâ bu takvimlerde Osmanlı kroniklerinde “Düzmece” olarak nitelenen Şehzâde Mustafa’nın Yıldırım Bâyezid’ın gerçek oğlu olduğu açıkça ifade edilmiştir. Takvimlerde olayın geçtiği yıl verilmeyip, takvimin hazırlandığı yıldan ne kadar önce meydana geldiği zikredilmektedir3.

İlk nüvesi II. Murad’ın ilk yıllarında hazırlanmış olan popüler anonim tarihler de önemli kaynaklardandır. Anonim Tevârih-i Âl-i Osmân diye adlandırılan bu tarihler Süleyman Şah’ın Anadolu’ya gelişi ile başlayıp değişik tarihlerde sona ermektedirler. Bunların önemli bir kısmı II. Bâyezid dönemi ortalarına, 1494’e kadar gelir. Son hâllerini II. Bâyezid zamanında almışlardır. Bir kısmı ise Kanunî devri ortalarına kadar gelir. Anonim Tevârih-i Âl-i Osmânlar, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk dönemleri hakkında en teferruatlı bilgileri veren eserlerdendirler. Yazıldıkları dönemde geniş bir okuyucu kitlesi bulduklarından dolayı kütüphanelerdeki nüsha sayıları oldukça fazladır. Bu eserlerde Osmanlı siyasi tarihinin yanı sıra geniş bir şekilde Ayasofya’nın inşası ile ilgili efsanelere de rastlanılır4. F. Giese bunlardan 14 tanesinin karşılaştırmalı neşrini yapmıştır5. Giese neşrinden sonra da onun kullanmadığı değişik nüshalar üzerinde çalışmalar yapılmıştır6.

II. Murad dönemine ait önemli bir tarih yakın zamanlarda bulunmuştur. Gazavât-ı Sultân Murâd bin Mehemmed Hân isimli bu eserde II. Murad devrinde meydana gelen İzladi ve Varna savaşları ayrıntılı olarak anlatılır. Elimizde mevcut olan ve neşredilen nüshanın bazı sayfaları eksiktir. Başta Edirne barış görüşmeleri olmak üzere bu kitapta zikredilen bir çok bilgi devrin diğer kaynaklarında bulunmamaktadır7. Eserini 1456’da Farsça olarak kaleme alan Kâşifî II. Murad’ın Varna ve İkinci Kosova savaşlarını anlatır. Elimizdeki metin ya müellifin eserini tamlayamaması ya da müstensihin eksik istinsahından dolayı noksandır8.

II. Murad’ın cülusundan başlayarak 1449’da Şehzâde Mehmed’in Dulkadiroğlu’nun kızı ile evlenmesine kadar olan hadiseleri yıl yıl veren kısa bir metin de mevcuttur9.

Fatih Sultan Mehmed’in hükümdarlığı Osmanlı tarihinin en önemli dönemi olmasına rağmen tarihçilik bu yıllarda da fazla gelişmemiştir. Bu dönemde yazılmış üç tarih vardır. Bunlardan Enverî’nin 869 (1465) yılında bitirdiği ve Veziriazam Mahmud Paşa’ya sunduğu 3730 beyitten oluşan mesnevi tarzındaki Düstûrnâme isimli eseri, ana hatları ile üç bölümden oluşur. Mukaddimeden sonra gelen birinci bölümde Peygamberler ve Moğollara kadar İslâm devletleri, ikinci ve en uzun bölümde Aydınoğlu Beyliği ve Umur Bey’in gazaları, üçüncü bölümde ise Osmanlı Devleti tarihi 842 beyitte 1465 yılına kadar anlatılmaktadır. Menage, Enverî’nin eserini bir ayda telif etmesinden hareketle elindeki bir metni nazım hâline getirip, buna kendi gördüğü bazı olayları da eklediğini belirtmektedir10. Enverî’nin Fatih namına kaleme aldığı ve bu dönemdeki hadiseler hakkında geniş bilgiler verdiği anlaşılan Teferrücnâme isimli eseri ise kayıptır11.

Fatih devrine ait bir diğer tarih Şükrullah bin Şehabeddin Ahmed’in, Behçetü’t-Tevârîh isimli Farsça olarak yazılmış eseridir. Kâinatın yaratılışından başlar, çeşitli hanedanları anlattıktan sonra son bölümünde Osmanlı tarihini Fatih’in tahta çıkmasına kadar getirir. Veziriazam Mahmud Paşa’ya sunulmuş olan bu eser geniş bir dönemi ihtiva etmesine rağmen oldukça kısadır. Kronoloji ağırlıklıdır. Şükrullah’ın eseri 937 (1530-31) yılında Mustafa Fârisî tarafından bazı değişiklikler ve kısaltmalar yapılarak Mahbûbü Kulûbi’l-Ârifîn ismiyle Türkçe’ye çevrilmiştir12.

Bu dönemin bir diğer tarihi ise Fatih’in son veziriazamı tarafından kaleme alınmıştır. Veziriazam Karamanî Mehmet Paşa, Tevârih-i Selâtinü’s-Osmâniye isimli Arapça mensur bir tarih yazmıştır. Bu eser Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan 884 (1479) yılına kadar gelen kısa bir tarihtir. Muhtemelen bir takvimin Arapça’ya çevrilerek biraz süslenmiş şeklidir13.



Yüklə 2,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   27




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin