1950'li yıllarda görünebilir imajların optik fiber kanallardan geçirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalar tıp dünyasında kullanım alanı buldu. 1966 yılında Charles Kao ve George Hockham cam fiber üzerinden veri aktarımı da yapılabileceği fikrini ortaya attılar. Sonraki dönemlerde fiber üzerindeki kayıp oranları o kadar az seviyelere indirildi ki, fiber veri aktarımı için bakır'a göre çok daha avantajlı bir konuma geldi.
Düşük sinyal kayıpları nedeniyle fiber ile bakır kablolara göre daha yüksek hızlarda ve çok daha uzun mesafelerde veri aktarımı mümkündür. Bu mesafe repeater kullanılmadan 2 Km'ye kadar çıkabilir. Bakır UTP kablolarda bu mesafe 100m ile sınırlıdır.
Fiber'in hafif ve ince yapısı bakır kablo kullanmanın zor olduğu ortamlarda kullanılabilmesini sağlar.
Bütün bunlar fiber'in önemli özellikleri olmakla beraber, fiber'in en önemli özelliği elektomanyetik alanlardan hiç etkilenmemesidir. Çünkü fiber kablodan elektrik değil ışık aktarılır.
Fiber iletken olmadığı için elektriksel yalıtımın zorunlu olduğu yerlerde kullanılabilir. Binalar arasında toprak hattındaki fark problemi fiber için sorun değildir. Fiber kimyasal fabrikalar, askeri üsler gibi küçük bir elektrik akımının patlamaya neden olabileceği ortamlar için de idealdir.
Son olarak UTP veya diğer kabloların aksine, fiber bir kablodan bilgi çalmak çok daha zordur.
Fiber'in en büyük dezavantajı fiyatı ve kurulumunun zor oluşudur.
5.3.1. Fiber tipleri
FİBER OPTİK KABLO ÇEŞİTLERİ
1. Fiber Tipine Göre
1.1. – MultiMode F/O Kablolar (62,5/125 mic. ve 50/125 mic.)
1.2 – SingleMode F/O Kablolar (9/125 mic.)
Tüm fiber teknolojileri veri alımı ve gönderimi için fiber'i çiftler halinde kullanır. Üreticilerde fiber kabloları bu şekilde üretmektedir.
En yaygın fiber kablo 62.5/125 mikron metre boyutunda olandır.
Fiber kabloda normal ışık veya lazer kullanılabilir. Bu iki tip fiber tamamen farklı donanım kullanır.
Işık sinyalleri yollamak için LED (Ligth Emitting Diot) kullanan fiber tipi multi-mode olarak adlandırılır ve en yaygın tiptir.
Lazer ışığı kullanan single-mode fiber çok yüksek veri aktarım değerlerine ulaşabilmesine rağmen pahalı ekipmanı nedeniyle yaygın değildir.
6.1. Koaksiyel Kablolu İlk Ethernet – 10Base5
Ethernet resmi olarak piyasaya sürüldüğünde koaksiyel kablo üzerinde 10Mbit/Saniye hızında çalışıyordu. Uzun bir süre bu şekilde kullanılan ilk ethernet, RG-8 kablodan kurulumu daha kolay olan ve ucuza mal olan RG-58'e geçiş yaptı. Ancak bu iki ethernet tipi de günümüzde yerini Twisted Pair kablo kullanan ethernete bırakmıştır. Ancak özellikle RG-58 kullanan tipte bir networke rastlamanız hala olasıdır. Bu nedenle bu sayfa da bu iki tip etherneti göreceğiz.
10Base5 ve 10Base2 hem fiziksel hem de mantıksal bus topoloji kullanıyordu.
6.2. 10Base2
10Base2 RG-58 kodlu koaksiyel kabloyu kullanır. Bu kablo evlerimizdeki anten kablosu ile görünüş olarak tamamen aynıdır. Ancak 50 ohm değerindedir. Oysa anten kablosu 75 ohm değerindedir ve bilgisayar ağlarında kullanılmaz.
10Base2 ile çalışmak yani böyle bir ağ kurmak 10Base5'e göre oldukça kolaylaşmıştır. İlk başta kablo ince yapıdadır ve kolayca taşınabilir, bükülebilir, ince deliklerden geçer vs. Ayrıca artık Transceiver gibi bir ara cihaza gerek kalmamıştır. Koaks küçük konnektörler vasıtasıyla direkt olarak ağ kartına takılır.
10Base2 ethernet Thin Ethernet veya Thinnet olarak, bazen de Cheapernet olarak anılır. 10Base2'nin açılımını verirsek;
-
10 Mbit hızında
-
Baseband
-
2 ilk başta 200m'lik maksimum segment uzunluğu anlamına gelecekmiş gibi düşünülse de, 10Base2'de tavsiye edilen maksimum segment uzunluğu 185m ile sınırlıdır. Heralde ilk başta yanlış ölçtüler :))
Aynı 10Base2 segmentine 30 bilgisayar takılabilir. Makinalar arasında en az yarım metre mesafe bırakılmalıdır. Ancak 10Base5'te olduğu gibi bilgisayarların kabloya sabit aralıklarla bağlanma zorunluluğu yoktur.
10Base2 halefine göre çok daha kolay kurulduğu ve metre başına maliyeti çok daha düşük olduğu için kısa zamanda 10Base5'in yerini almıştır.
6.2.3. Bağlantılar
Thinnet'te temel olarak üç bağlantı elemanı vardır. Birincisi, kablonun ucuna takılan BNC uç, iki yönden gelen kabloları birleştiren T konnektör ve kablo sonlarına takılan sonlandırıcı(terminatör).
Kablo en başa bir sonlandırıcı takılarak başlar, nerde bir bilgisayar bağlantısı gerekiyorsa, kablo kesilir, kablonun iki ucuna BNC uç takılır, bu uçlar T konnektörle birleştirilir. T konnektör ağ kartına takılır. Böylece kablo tüm sistemleri dolaştıktan sonra en sona tekrar bir sonlandırıcı takılır. Altta temsili bir örnek var. Tabii kartlar masanın üstünde durursa pek bir işe yaramaz, bilgisayarlara takılı olmalı(hadi yaa..). Ayrıca alttaki resimdeki hatayı bulabilirmisiniz?
-
Aynı resmi evirip çevirip copy-paste ile bize yutturmaya çalışıyorsun (yanlış cevap).
-
Terminatörlerden biri topraklanmış olmalıydı(doğru cevap ama bu cümleyi halk arasında kullanmayın).
Daha anlaşılabilir bir resim:
Sonlandırıcı böyle takılabilir, ama genelde T konnektör kullanılır.
Yakından bakıldığında bir BNC ve T konnektörün yapısı:
Aşağıda terminallere tek tek uğrayan ve son makinada sonlandırıcı ile biten kablo:
T bağlantısı yapılmadan önce.
NOT: Thinnet'te kullanılan tüm bu konnektörler BNC konnektörler olarak anılıyor.
BNC'nin Bayonet Nut Connector, Bayonet Navy Connector, Bayonet Neil Cofflin(konnektörün mucidi olduğu sanılan kişi), British Navy Connector veya Bayonet Nut Coupling 'den geldiğine dair rivayetler var, siz kısaca BNC(bi en si) diyebilirsiniz.
Kabloya BNC ucu takmak için özel bir sıkma aletine ihtiyacınız olabilir. Konnektörün içindeki iğnenin içi deliktir. Koaksiyelin içindeki bakır tel bu deliğe sokulur ve iğne sıkma aleti ile sıkılır. Daha sonra da koaksiyelin metal zırhına tam temas edecek şekilde konnektörün dış tarafı sıkılır. Hiçbir şekilde koaksiyelin ortasından geçen bakır tel dıştaki metal örgüye temas etmemelidir. Aksi halde kısadevre durumu olur ve ağ çalışmaz.
Düzgün yapılmış bir bağlantı
Sıkma aleti
İçteki uç konnektörün dışına değmemeli
Adım adım nasıl yapıldığına bakalım:
Sıkacağımız dış halka, ilk başta koaksiyele geçirilmeli
Kablonun ucunu açıyoruz.
Halka geçirildi. Ve ortadaki uca iğne takıldı.
İğneyi sıkıyoruz.
İğneyi konnetörün içine sokuyoruz.
Dıştaki ince tel parçaları (koaksın metal zırhı) konnetörün iğneyi soktuğumuz borusunun dışında kalacak.
Arkadaki halkayı sonuna kadar konnektöre doğru itip sıkıyoruz. Böylece metal zırh konnetörün tamamına bağlandı, ortadaki bakır tel ise yalnızca konnektörün içindeki iğneye bağlı.
Bazı uçlar ise (dandik olanlar) yankeski, tornavida gibi aletlerle koaksiyelin ucuna takılacak şekilde olabiliyor. Altta böyle bir örnek görüyorsunuz, bağlantının üstü geniş plastik kapaklar ile örtülü.
Konnektör hiçbir zaman böyle direk olarak karta takılmaz.
10Base2'nin özetini yaparsak;
-
10Mbs hızında
-
Baseband
-
Segment yani bilgisayarları dolaşan kablo en fazla 185m olabilir
-
Aynı segmente 30'dan fazla makina bağlanamaz
-
Her bir makina arasında en az 0.5m mesafe bırakılmalıdır. Zaten bu kadar yakın iki makina genelde olmaz çünkü masaların arası en azında 1-2m olacaktır. Ancak arka arkaya vermiş iki masanın üstündeki makinaları bağlarken bu kuralı ihlal etmemeye özen gösterin. Zaten özen gösteren anneler pardon teknisyenler muhakkak 1-2 metre fazla kablo kullanırlar. Böylece yarın masaların yeri değişince zırt-pırt rahatsız edilmezsiniz.
-
10Base5'e göre çok daha ucuz
-
Thinnet, Thin ethernet veya Cheapernet olarak da bilinir
Dostları ilə paylaş: |