Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Menzil i karye i Kapucuoğlu



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə14/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   72

Menzil i karye i Kapucuoğlu: Müsel­mân Yörükân ahâlîsi var, bir câmi‘i ve mescidi ve bâğları var deyyâr gayri şeyleri yokdur. Andan kıbleye,

Menzil i kal‘a i Köprü: Anatolu'da Sivas eyâletinde Marzifon şehri kurbunda bir dahi Köprü şehri olduğu bâlâda bu Köprü kal‘ası evsâfı tahrîr olunmuşdur. Andan yine semt i kıbleye gidüp,

Menzil i nâhiye i Ofçabolu: Bir sahrâ yı mah­sûldâra vâkı‘ olmuş yetmiş altı pâre câmi‘ ve hân ve ham­mâmlı ma‘mûr kurâlardır kim cümlesi İslâm­bol'da Yeni odalar içinde Orta câmi‘ nâm bi­nânın evkâfı ma‘mûr köylerdir kim Rûmeli vüzerâ­ları aslâ müdâhale edemez. Cümle salb ı siyâseti ve cürm i cinâyeti Üsküp'de Koca Serdârzâde Ahmed Ağa mütevellîsi elindedir, iki yüz âdemle bu kurâ­ları zabt eder.

Andan karye i Kiliseli'yi ve karye i Beşerli'yi geçüp andan,



Menzil i karye i Karaosmânlı: Bu dahi câmi‘li Orta câmi‘ evkâfı Yörük köyüdür. Andan yine kıble tarafına gidüp,

Karye i Hamza Beğli: Gâyet kebîr kend i mu‘az­zam­dır. Andan,

Karye i Hızır Fakılı: Bu dahi Ofçabolu köyle­rinden câmi‘ ve hânlı ma‘mûr Yörük köyüdür. Andan,

Evsâf ı şehr i Lenadib, ya‘nî kal‘a i zîbâ İştib

Hazret i Îsâ Nebî asrında Sırf krallarından Despot Kral binâsıdır. Niçe yüz mülûk eline girüp âhir i kâr sene (   ) târîhinde Sultân Murâd ı Evvel fethidir. Be-dest i Gâzî Mihal Beğzâde, İkiyürekli Ali Beğ yigirmi bin asker ile bu kal‘a i Lenadib'i muhâsara edüp bir yılda fethi müyesser olmayup guzât ı müslimîn muztarib-hâl bî-mecâl olup avdet mahallinde iken Cenâb ı Bârî yârî kılup,



Sebeb i feth i kal‘a i İştib: Bu kal‘anın garb ta­rafında meterisde olan guzât ı müslimînler bir sabâh tecdîd i vudû‘ et­me­ğe su kenârına varup görürler kim kal‘a altından cereyân eden nehr i Biregalitçe içinden kal‘anın kayası altından kırk elli dâne ev ör­dekleri çıkup kal‘a kayası dibinde şinâverlikler edüp ba‘dehu yine kayalar altına dalup ördekler gâ’ib olurlar. Gâzîler bir iki gün bu ördeklerin ah­vâllerine vakıf olmağiçün mukayyed olup birkaç kerre müdâvemet edüp bir kerre seraskerlerine ha­ber ederler.

Hikmet i Hudâ bir sabâh yine guzât su kenâ­rında bir kemîngâh yerde beklerler iken ördeklerin girüp çıkdığı delikden birkaç kefereler silâhlarıyla su içinden uryânen çıkup tulumlardan esbâb [u] si­lâhların çıkarup pür-silâh olup askerden dil almağa gelirken hemân gâzîler bu kefereleri dutup kayd-ı bend edüp dil alalım derken kendüleri dil olup Serdâr Ali Beğ bu kefereleri kulağız edüp üç bin aded serdengeçdi cengâver ve dilâver ü server gâzî­ler ile kal‘aya ördeklerin girüp çıkdıkları su deli­ğinden cümle gâzîler girüp "Allâh Allâh" deyü gül­bâng ı Muhammed getirüp ol ân amân u zamân vermeyüp kal‘a i Lena'yı feth ederler.

Hâlâ Bulgar tâ’ifesi mâbeynlerinde darb ı mesel kalmışdır kim "patka bok" derler, ya‘nî "ördek bok yer" derler, ammâ lisân ı Bulgar ve Sırf'da kal‘anın ismi Lenadib'dir, ammâ,

Sebeb i tesmiye i İştib: Mukaddemâ guzât ı muvahhidîn kal‘a dibinde ördekleri gördükde bir­birlerine ördekleri gösterüp "İşte dibde, işte dibde ör­dekler" dediklerinden ba‘de'l-feth ismine "İş dib­de" deyü nâm verdiler. Ba‘dehu galat ı meşhûr evlâ olmağile iş dibde lafzın tağyîr edüp tahfîf i kelâm ile İştib sebeb i tesmiye olmuşdur.

Der-beyân ı hâkimân ı İştib: Evvelâ Rûmeli eyâletinde Köstendil sancağı hâkinde Köstendil beğinin hâssıdır kim voyvadası yüz âdem ile hükm i hükûmât eder. şeyhülislâmı ve nakîbü'l-eşrâfı ve yüz elli akçe pâyesiyle şerîf kazâdır. Ve nâhiyesi cümle yüz beş pâre mutî‘ [ve] münkâd kurâlardır. Ve sipâh kethudâyeri ve yeniçeri serdârı ve muhte­sibi ve bâcdârı ve şehir kethudâsı ve harâc ağası var ve eşrâf [u] a‘yândan bî-hadd ü bî-kıyâs kibâr ı küb­bârân muhteşem sâhib i hânedân âdemler var, ammâ cümleden Küçük Zâim ve Çelebiler ve Ahmed Ağa ve Celîlzâde Mehemmed Ağa ve Yahyâ Ağa ;ve Zenberekçibaşı Mahmûd Ağa {ve Köstendil beği Osmân Beğ ve Baltacı Mehemmed Ağa ve Murâd Ağa ve Kopanlı Mustafâ Ağa ve Köse Serdâr Ahmed Ağa ve Behrâm Ağa ve ulemâlardan Balı Efendizâde Mustafâ Efendi şeyhdir ve Vâiz Receb Efendi ve Kadı Ömer Efendi ve Mevlevî Mustafâ Efendi ulemâ yı mütebahhirîndendir ve} a‘yândır, ammâ iç el olmak ile kal‘a ağası ve neferâtları yokdur.

Der-ayân ı eşkâl i kal‘a i İştib: Bu kal‘a i atîk şehrin cânib i garbında bir kayalı yüksek dağ üzre şekl i muhammes bir şeddâdî cümle mücellâ seng tırâş ile mebnî bir kal‘a i kavî imiş, ammâ za­mân ı [37b] kadîmde gâyet metîn ü müstahkem kal‘a imiş. İç el olmak ile mürûr ı eyyâm sebebiyle amâr olmayup câ-be-câ yerleri münhedim olup kal‘a içinde âsâr ı binâdan aslâ bir şey yokdur. Vakt i şitâda kal‘a içre koyun ve keçiler kışlar.

Sitâyiş i varoş ı İştib: Kal‘anın cânib i şarkî­sinde iki dere depeler mâbeyninde bir vâsi‘ öz için­de bâğlı ve bâğçeli ve mâl-â-mâl kârgîr binâ tahtânî ve fevkânî ma‘mûr u müzeyyen cümle iki bin iki yüz kırk aded serâpâ kayağan taş örtülü hâ­nedân ı ra‘nâlardır. Ancak Ahmed Ağa sarâyı hâlâ yeni binâ olunmak ile kiremit örtmüş. Yohsa mâ‘adâ bay u gedâ büyûtları cümle kayağan ile mestûr bü­yût ı ma‘mûrelerdir. (   )

Der-fasl ı esmâ i aded i mahallât ı âbâdân: Cümle yigirmi dörd mahalle i müslimîndir. Evvelâ Karakadı mahallesi ve Cum‘a mahallesi ve Sinân Beğ mahallesi {ve Oluklu mahallesi}.

Der-mesîregâh ı erbâb ı dilân: şehrin şark ta­rafı taşrasında Kavaklı nâm mahalde gûnâ-gûn kasr ı âlîler ile ve âb ı revânları ile ma‘mûr bir teferrüc­gâh ı meşhûrdur.

Sitâyiş i câmi‘ i ehl i îmân: Cümle yigirmi dörd aded mihrâbdır kim Cum‘a kılınan câmi‘ i selâtînler bunlardır:

Evvelâ kal‘a altında Fethiyye câmi‘i; İkiyürekli Ali Beğ hîn i fetihde kiliseden mihrâbın velî edüp câmi‘ etmişdir. Kâr ı kadîm birkaç hurde kubbeli ve bir alçak minâreli beyt i atîk câmi‘ i sıddîkdir.

Ve fâtih-i Murâd Hân ı Evvel câmi‘ine Orta câmi‘ derler. Gâyet cemâ‘at i kesîreye mâlik tahta­dan mebnî çâr-kûşe bir musanna‘ kubbesi rusâs ı hâs ile mestûr bir câmi‘-i ma‘mûrdur kim bu şe­hirde böyle bir serâmed kârgîr binâ minâreli câmi i nûr yokdur.

Ve Hüsâm Paşa câmi‘i, bir depe başında kurşumlu ve kârgîr minâreli musanna‘ câmi‘dir. Ve Aşağı Tekye câmi‘i, kân ı fukarâdır. Ve Adlî Efendi câmi‘i, ma‘bedgâh ı müzey­yen­dir. Ve Ahmed Paşa câmi‘i, rûhâniyyetli câmi‘dir. Ve şehreküsdü câmi‘i, kân ı sâlihândır. Ve Kadın Ana câmi‘i, gâyet müferrih câmi‘ i zî­bâdır ve cemâ‘ati çokdur.



Ve halkı gâyet musallî olduğundan her (   ) bunlar meşhûr ı âfâk cevâmi‘lerdir.

Der-beyân ı mesâcid i muvahhidân: Cümle yigirmi dörd aded mihrâb mesâcid i mü’minândır. Cümleden cemâ‘at i kesîreye mâlik çârsû içinde Arasta mescidi ve Tabahâne mescidi ve Hâniçi mes­cidi ve Ortamescid ve Sücâh mescidi ve Kara­kadı mescidi ve Sinân Beğ mescidi.

Der-ayân ı dârü't-tedrîs i âlimân: Fâtih i vilâ­yet Gâzî Hudâvendigâr Murâd Hân ı Evvel'in câmi‘i önünde medrese i Murâdiyye derler bir ma‘mûr medrese i tâlibândır.

Der-zikr i dârü'l-kurrâ i hâfızân: Ve Hüsâm Paşa câmi‘inde ve Ana Kadın câmi‘inde ve Çârsû câmi‘inde şeyhü'l-kurrâ her hafta bir ta‘lîm i Kur’ân eder.

Der-vasf ı dârü'l-hadîs i müfessirân: Ve yine fâtih i kal‘a Gâzî Murâd Hân câmi‘i önündeki medresede ilm i hadîs i peygamberân tilâvet olunur ders i âmmı var.

Der-ilm i mekteb i tıflân ı ebcedhân: Cümle on bir aded dârü't-ta‘lîm i püserânları var. Karakadı mektebi ve Cum‘a mahallesi mektebi Hammâm mektebi ve Sinân Beğ mektebi.

Der-zikr i tekye i dervîşân ı dil-rîşân: Cümle yedi aded hânkâh ı ehl i tarîkdir, ammâ cümleden tarîk i Bayramî'de Sofyalı Balı Efendi tekyesi âsi­tâne i rûhânîdir ve Adlî Efendi tekyesi ve Emîr Çelebi Sultân tekyesi ve Hüsâm Paşa câmi‘i kur­bunda Yukaru tekye ve Aşağı tekye ve Kadın {Ana tekyesi ve Oluk mahallesi tekyesi}.

Evsâf-ı kârbânsarây-ı âyende ve revende­gân: Ancak bir aded mihmân-sarây-ı hasbîdir am­mâ vâhidün ke-elfdir. Kal‘a-misâl serâpâ kurşum örtülü tahtânî elli aded ve fevkânî dahi elli aded kârgîr binâ hücrelerdir. Ortasında bir vâsî‘ mey­dâ­nında havz-ı azîm üzre bir âlî mescidi var. Istabl-ı Anterîsi bin mikdârı deve ve at ve katır alır. Bu binâ-yı ibret-eser Küçük Emîr Sultân'ın binâsıdır ve Büyük Emîr dahi derler.

Der-medh i hân ı hâcegân ı tüccârân: Cümle yedi aded vekâle i mücerredân ı sevdâgerânlar var. Sinân Beğ hânı ve Karakadı hânı ve Çömlekçizâde hânı.

Tavsîf i hammâm ı gâsilân: Cümleden iki aded hammâmdır. Birisi Emîr Efendi'nindir, ammâ nehr i Biregalitçe kenârında şehir hâricinde nâfi‘ ılı­caları vardır.

Sitâyiş i çârsû yı bezzâzistân: Cümle dörd yüz elli aded dekâkîn i ehl i sanâyi‘i- üstâdândır. Bu çârsû yı hüsn ile Küçük Emîr Sultân hânı mâbey­ninde bir pâk kaldırım döşeli meydân ı azîmin tâ ortasında bir havz ı müdevveri var kim şazrevân­ların­dan ve ejder ağızlarından âb ı nâb havza ce­reyân edüp cemî‘i insân ve hayvân andan def‘ i at­şân ederler kim şâfi‘î mezhebi üzre aşren fe-aşr bir pâk havz ı musanna‘dır. Ve bu mahalle karîb serâpâ kurşum kubâbları âlî iki başı demir kapulu bir bez­zâzistânı var kim cemî‘i ekâlîm i seb‘anın zî-kıymet akmişe i emti‘a i kâlâ-yı vâlâ-yı kâmhâ ve hârâsı bu sûkda mevcûd olup ıtriyyât ı tayyibenin râyihasın­dan âdemin demâğı mu‘attar olur, zîrâ bu diyâr halkı hoş-bûlara ve gûnâ-gûn ıtriyyâta mâillerdir. Ve mükellef kahvehâneleri dahi Emîr Efendi'nindir.

Evsâf ı ibret-nümâ yı âbâdân: Kârbânsarây ı Emîr Sultân kurbunda nehr i Biregalitçe üzre beş aded gözlü cisr i musanna‘ ve kal‘a altında [38a] cereyân eden nehr i Biregalitçe üzre beş göz ağaç cisr vâcibü'l-iberdir.

Netîce i merâm bu şehir içre ta‘rîf u tavsîf et­diğimiz hân ve câmi‘ ve çârsû yı bâzâr ve havz u şazrevân ve bezzâzistân ve cüsûrlar cümle bu büyük şeyh Emîr Sultân'ın hayrât [u] hasenâtlarıdır kim bu şehri ol azîz ism i "Yâ Azîz"e mazhar düşüp amâr etmişdir. İşte devlet i Âl i Osmân'da bu pîşvâ yı tarîk şeyh i azîz ve bir de Fâtih i Yemen Sinân Paşa kîmyâya mâlik olup bu kadar hayrât [u] hasenât etmişlerdir. Hakkâ ki bir şeyh künc i uzletde neye mâlik olup bu kadar hayrât ede. Elbette kîmyâ yı iksîr i a‘zam berekâtıyla bu kadar âsâr ı binâlar etmiş kim bir pâdişâh mâlik değildir. Ve imâret i dârü'z-ziyâfe dahi Emîr Efendi'nindir kim ni‘meti {bay u gedâya mebzûldur}.



Ta‘rîf i ahâlî i lehçe i mahsûs ı nedîmân: Cemî‘i halkı fasîh ve belîğ Türkçe kelimât ederler, ammâ cemî‘i re‘âyâları Sırf ve Bulgar kefereleri ol­mak ile cümle ahâlî i vilâyât Sırf ve Bulgarca ke­li­mât ederler, ammâ Arnavudca bilmezler. Ve bu şeh­re Ofçabolu vilâyeti karîb olmağile bu şehir halkı Yörük kavmi lehçesiyle dahi tekellüm ederler. İn­şâ­allâh lisân ı Yörük dahi mahalliyle tahrîr olu­nur.

Sitâyiş i libâs ı râcilân: Cümle çuka ferrâce ve kontuş ve serhadli kürk ve beyâz destâr ve boğası haftân ve harîr dahi geyerler.

Der-ilm i kabâ yı tâ’ife i nisvân: Cümle zenâ­neleri yassı başlı ve dülbend i çemberli ve siyâh boğası ve beyâz abâ ferrâce geyüp mü’eddebâne gezerler.

Der-medh i havâ yı câvidân: Âb [u] hevâsının letâfetinden halkı ten-dürüst ve zinde olup mahbûb [u] mahbûbe i İştib meşhûr ı âfâkdır.

Der-zikr i memdûhât ı sanâyi‘ât ı üstâdân: Rûm ve Arab ve Acem'in sayyâdânları mâbeyninde İştib çakısı meşhûrdur, ammâ rakısı mezmûmdur, zîrâ ekseriyyâ ehl i hirefi çakıcıdır. Cemî‘i diyâra hedâyâ gö­türürler. Bir gûne müşebbek ve miczem çakısı olur, ammâ bıçağı dahi olur, ammâ memdûh değildir, ammâ 32 elvân kirazı sicilde mastûrdur kim ceviz kadar âbdâr ve hoş-hor kirazları olur, ammâ keçi memesi cümleden meşhûrdur.

Der-medh i enhâr ı âb ı hayvân: şehir içre Küçük Emîr Sultân cisri altından ve kal‘a zeylinden cereyân eden nehr i Biregalitçe beş konak yer dola­şup tâ Usturumca şehri mukâbelesinde Bobosta yaylasından gelüp bu İştib'den semt i cenûba üç sâ‘atlik yer gidüp nehr i Vardar'a mahlût olur âb ı latîfdir ve gâyet serî‘u'l-hazmdir. (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Der-fasl ı tetimme i şehrengîz i külliyât ı şehr i İştib:

.................. (3.5 satır boş)....................



Evsâf ı ziyâretgâh ı kibâr ı kümmelîn i İştib: Evvelâ Hüsâm Paşa câmi‘inde eş-şeyh Muhyiddîn i Rûmî hazretleri medfûndur, kuddise sırruh.

Ve Sofyavî Balı Efendi savma‘ası ve ziyâret i Küçük Emîrzâde Cenân Efendi: Sofyavî Balı Efendi hazretlerinden cihâz ı fakrı kabûl edüp ta­rîk i Bayramî'de müşârün bi'l-benâm olup iksîr i a‘zama mâlik oldukda bu şehri dâr ı karâr etmişdir, {ammâ bu şehr i İştib'de bu kadar kurşumlu hân ve imâret ve gayri hayrâtlar binâ eden Büyük Emîr Efendi Sultân İslâmbol'da Atmeydânı'ndan aşağı Ka­dırga limanı yolu üzre Koca Mehemmed Paşa câ­mi‘i­nin havlısında sâhibü'l-hayrât Büyük Emîr Efen­di i İştibî anda medfûndur. Rahmetullâhi aleyh}.

Ve Adlî Efendi âsitânesi ve dahi şehreküsdü varoşunda kal‘a altında akan nehrin altı göz haşeb cisrin başında Sünbül Efendi merkadi.

Andan Hüsâm Paşa câmi‘i kurbunda Alâed­dîn i Rûmî kuddise sırruhu ve ana muttasıl Mevlevî şeyhi Mustafâ Efendi; fâzıl ve âlim ve âmil imiş, zi­yâretgâh ı ünâsdır. Rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Kibâr-ı kümmelînden yüz aded a‘izze-i kirâm­lar ziyâret etdik, ammâ kesret-i seyâhatden hâtıra hutûr eden bunlardır kim tahrir olundu. Rahme­tul­lâhi aleyhim ecma‘în.

Ba‘dehu şehr i İştib'in cemî‘i a‘yân ı zurefâ yı şâ‘irân yârân ı bâ-safâlarıyla vedâlaşup ve niçe he­dâyâ ihsânların alup cânib i şimâle gidüp nehr i Bir­e­galitçe'yi atlar ile geçüp nehr i mezbûr kenâ­rınca 2 sâ‘atde,



Karye i Osmân Ağa'yı geçüp ve niçe kulleli ma‘mûr kurâları ubûr edüp,

Karye i Balvan: Müselmân Yörükân köyü­dür. Bir zîbâ mescidi var. Bu köy serbest ze‘â­met­dir. Andan yine taraf ı şimâle 4 sâ‘at Kıratova şehri kazâsı köylerinden,

Menzil i karye i Ma‘den: Serbest ze‘âmetdir ve bâğ u bâğçeli cümle kefere köyüdür kim re‘â­yâ­ları cümle Girid gazâsına güherçile işleyüp Selâ­nik'de bârûthâneye götürürler.

Andan 2 sâ‘at­de yine kulleli ma‘mûr karyeler geçdik. Bu mahal­ler­de haydud Bulgar kefereleri çok olmak ile cemî‘i köylerinde serâmed kârgîr binâ çâr-kûşe demir kapulu kulle i bâlâları vardır. Andan,



Evsâf ı kân ı haydud ı fetâ, ya‘nî kasaba i dâr ı cahîm i Koçana

Lisân ı Bulgar'da (   ) [38b] (   ) demekdir. Kıratova nâhiyesidir ve Köstendil beğinin hâssıdır kim subaşısı hâkimdir, ammâ ol dahi haydud kefe­re­leriyle yek-dil [ü] yek-cihetdir ve niyâbetdir. Cümle re‘âyâsı âşikâre haydudlardır kim kârbâ[n] bozarlar. Cenâb ı Kibriyâ bizi hıfz edüp bunda Kâsım Ağa'nın hânesine dahil düşüp cânımız halâs etdik. Eğer bu serencâmımız bir bir tahrîr eylesek Hudâ âlimdir bir kürrâs olur. Bu kasaba bir (   ) deresinin kenârında ve bir vâsi‘ öz içinde cümle altı yüz aded saz ve kamış ve tahta ve kiremit örtülü bâğlı ve bâğçeli ve hıyâbânlı mesîregâh ve sayd [u] şikârgâh dağlar ve ormanlar içinde vâkı‘ bir rabta i vâsi‘ zemîn i mah­sûldâr bir dâr ı diyârdır, ammâ deyyâr halkında merhamet yokdur. Dağlarına sayd [u] şikâra giden haydudlara kendi şikâr olup şehre uryân gelüp yâ­hûd başdan olur.

Bu rabta içre bir kiremit örtülü bir câmi‘ ve bir mescid ve bir hân ve on beş dükkân var, gayri imâ­ret yokdur. Ancak cümle on o kadar Müselmân hâ­neleridir, mâ‘adâ Bulgar ve Sırf kefereleri evleridir. A‘yândan Kâsım Ağa ve karındaşı Mehemmed Ağaların hâneleri âyende vü revendegâna mihmân-sarây olup ni‘metleri bay u gedâya ve pîr u cüvâna ve gebr ü tersâya mebzûldur. Bunlar da bu men­zilde olmasalar bu dereden kuş uçmazdı. Andan Kâsım Ağa bu hakîre yigirmi yiğit tüfeng-endâz refîkler verüp ale's-sabâh cânib i şarka dağlar ve ormanlar ve niçe bin sürü koyunlar geçüp 4 sâ‘atde,

Evsâf ı kasaba i Yeni: Bosna eyâletinde öbiri şehr i Yenibâzâr'dır. Bu Köstendil sancağı hük­münde Kıratova nâhiyesi ve Köstendil beği hâssıdır, subaşısı hâkimdir. Sene 1035 de Sultân Murâd ı Râbi‘ asrında amâr olmak ile Yenibâzâr derler. şehri bir öz içre bâğ u bâğçeli cümle üç yüz aded kiremit örtülü ma‘mûr rabtadır. Haftada bir bâzârı durup cem‘iyyet i ünâs firâvân olur. Bir câmi‘i ve bir hânı ve on yedi dükkânı var, gayri âbâdân yok­dur.

Andan Koçana yaylasın aşup 6 sâ‘atde karye i Derbend'i geçüp,



Menzil i karye i Çarunasulu: Lisân ı Bulgarca ulu hünkâr köyü demekdir. Bir dağ eteğinde yüz evli ve bir kârgîr minâreli zîbâ câmi‘i var, Müsel­mân köyüdür. Bu köyün şark tarafından İştib şehri içinden cereyân eden nehir cârîdir. Bu köğde Balı Beğ hânesinde müsâfir olup pâdişâhâne zevk u safâ edüp a‘yândan Korucu­oğluyla dahi hüsn i ül­fetler edüp cân sohbetleri etdik. Andan yine şark ta­rafına giderken nehr i İştib suyun atlar ile geçüp bir dere içre nîm sâ‘at gidüp,

Karye i Gabrova: Kırk evli kefere ve Müsel­mân köyüdür ve kiremitli bir câmi‘i var, ammâ minâresizdir.

Andan yine şarka baş yukaru Vuleçe yay­lağın ve çamlı ve karlı belleri ve mahûf yolları ve ulu dağları aşarken her çam ağaçları evc i âsumâna kad-keşân olmuş dı­raht ı müntehâları seyr [ü] temâşâ eder[ek] (   ) sâ‘atde,



Evsâf ı kasaba i Ortacum‘a: Düşeniçse nâhi­yesindendir. Cümle iki yüz kiremit örtülü evlerdir ve dörd aded mihrâbdır. Büyük câmi‘ kiremitli ve cemâ‘ati çokdur, ammâ tekye i dervîşânı yokdur. Ve cümle seksen aded dükkânı vardır, ammâ bez­zâzistânı yokdur. Hammâmı germâblard[ır]. (   ) (   ) (   )

Evsâf ı germâb ı Ortacum‘a

Bu rabta i ma‘mûre kurbunda dörd aded ılıcası var kim eğer bir şehr i azîm kurbunda olsalar sâhi­bü'l-hayrâtlar âsâr ı garîbeler ile amâr ederlerdi, ammâ el-hâletü hâzihî ikisi binâ yı müfîd [ü] muhta­sar kiremit örtülü câmekânlar ve vâsi‘ havzlar ile mebnî kavzalardır. Bu ikisi gâyet issi sululardır. Âb ı sermâ koyup mu‘tedil olur.

İki aded ılıcalar dahi vardır. Anların üzerleri açıkdır, ammâ yine havzları aşren fe-aşren­dir. Bunlara kefereler girir ve eğer kadîd olmuş at ve katır ve sığırları bu açık germâ suyuyla yaykayup ol kadar lahm u şahmlı hayvânlar olur kim uyuzları gidüp tüğler[i] semmûr gibi berk urup ol devâblar mahbûb ve benî âdem bu germâların suyundan iç­seler yedi günde cereb ve harâretleri ve behak ve beras marazları gidüp ten-dürüst olur.

Ve kiraz mevsiminde kırk elli bin âdem hayme vü hargâhlarıyla gelüp meks edüp on gün on gece ayş [ü] işret edüp bu germâlara girüp âb ı nâbla­rından nûş edüp semîn ve cesîm olur. Bu germâlar Düşeniçse şehrine karîb olmağile cümle ehl i sa­nâyi‘ i Düşeniçse haymeleriyle bu cây ı ma‘hûda gelüp kâr ederler.

Vel-hâsıl nâfi‘ ve lezîz sulu ılıcalardır ve etrâfları serâpâ bâğ u bâğçelerdir. Ve Köstendil elması gibi lezîz tüffâhı olur. Ba‘de[hu] bu ılıcalardan 2 sâ‘atde şimâle gidüp Düşeniçse suyu kenârında,

Menzil i kasaba i kefere Boboşova: Beş yüz aded saz ve kiremit örtülü kefere evleridir. Düşeniçse hâkinde niyâbet ve Sokollu Mehemmed Paşa'nın maktû‘u['l]-kalem ve mefrûzu'l-kadem [39a] olmuş evkâfıdır kim hâlâ İbrâhîm Hân­zâ­deler müte­vellîsi olup anların tarafından yüz âdemle voyvada­ları hâkimdir. Ve bu rabtanın ensesinde iki sâ‘atlik dağ u rağları ve yakın u ırağları serâpâ bâğ u bâğçeleri cihânı dutmuşdur. Cümle tokuz bin aded Bulgar kefereleri re‘âyâsı vardır. Ve bunda olan mahbûbe Bulgar kızları marâlî ve gazâlî gözleri ve şîrîn sözleri var kim görenin aklı gider.

Ve bu kasabada ancak mütevellî içün bir mes­cid ve bir sarây ve bir hân ı azîm ve elli kadar dük­kân ve Arbina nâm bir deyr i benâm var, cümle ke­fereler anda âyîn i bed-nâm ederler ve dâr ı diyâr ı menhûs hânelerine seg ber-sahrâ giderler.

Bunda haftada bir kerre bâzâr gün etrâf nevâhî kurâlarından niçe bin benî Âdem cem‘ olup bey‘ [u] şir[â] ederler.

Ammâ bu kasaba i Boboşova'nın memdûhâtın­dan peynir-misâl bir lezîz sarı yağı olur kim Rûm ve Arab ve Acem'de nazîri yokdur. Gûyâ Erzurûm eyâletinde Kemah kal‘asının katık pey­niridir. Ve bu kasaba i zîbâ eyle bir zemîn i mah­sûldâra vâkı‘ olmuşdur kim bir hâk i pâkli bayır dibinde şehr i Köstendil içinden cereyân eden Karasu kenârında ve Düşeniçse kasabası içinden akan nehr i Hırmat'a mahlût olduğu nehreyn i sağî­reynler mahallinde bir vâsi‘ kurâda gâyet ma‘mûr kefereler kasabasıdır. Ve mezkûr nehreyn bu kasaba kurbunda beş göz haşeb cisr i musanna‘ altından ubûr edüp cereyân ederek (   ) kurbunda Bahr i Rûm'a munsabb olur ve's-selâm.

Andan kalkup cânib i şimâle 2 sâ‘atde,

Menzil i kasaba i Düşeniçse: Sene 1062 Silisre vilâyetinden Rûmeli'ne Melek Ahmed Paşa efen­dimiz[le] geldikde bu kasaba memdûhdur, ammâ şimdi bu gelişimizde birkaç gün meks etmek iktizâ etdi, zîrâ yollar mu­hâ­tara olduğundan Melek Ah­med Paşa efendimizin bizde olan Arnavudis­tân'dan getirdiğimiz emânet mâllar başı­mıza belâ olup ol ecilden kasaba i Düşeniçse'de tekâ‘üd etdik, ammâ bir gün ahâlî i vilâyetden üç yüz kadar cürd atlı pür-silâh âdemler ile Düşeniçse'den cânib i garbî ve cenûbî mâbeynine gidüp,

Evsâf ı germâb ı karye i Sitarova

Bu karye Düşeniçse nevâhîsinden üç yüz aded hâneli bâğlı ve bâğçeli kefere ve müslim köyüdür. Bu köyden hâric bir vâdî i çemenzârda kârgîr binâ ile mebnî bir ılıcadır, ammâ vâcibü's-seyrdir. Kös­tendil hummalarından nâfi‘ suyu vardır, ammâ ol kadar şiddet i hâr üzre su değildir. Sermâ su id­hâl etmeden gasl olunur. Mu‘tedil ve hoşnûş ede­cek âb ı germâdır kim sâhibü'l-hayrât Gâzî Lala şâhin Paşa bu germâb ı latîf üzre kubâb câmekân ve bir dârü'l-gasl havz [u] şazrevân inşâ edüp bu ger­mâbı amâr etmiş. Bunda dahi mâh ı Temmûz'da ve re's i sâl i mâh ı nevrûzda niçe bin ünâs ı mah­lûk ı Hudâ cem‘iyyet i kübrâ edüp ger­mâb faslı eder, ammâ menâfi‘ i kesîresi zenânelere mahsûs­dur. Husûsan vaz‘ ı hamlde bir hâtûn usret çekse bu hummaya girüp âb ı suhnundan nûş etse belki havzdan çık­madan vaz‘ ı haml eder. Tâ bu mertebe havâtînlere nâfi‘dir.

Hakîr dahi cemî‘i yâ­rân ı bâ-safâlar ile bu kavzaya girüp kisb i safâlar edüp av­detde sayd [u] şikârlar edüp yine kasaba i Düşe­niç­se'ye gelüp bir gece dahi mihmân olduk. Ertesi bize a‘yân ı şe­hir­den muhibb i kadîmlerimiz bu hakîre yüz aded pür-silâh nâmdâr yiğitler koşup cümle ahbâb ile vedâlaşup cânib i şarka 2 sâ‘atde,

Lala şâhin Paşa Derbendi

Allâhümme âfinâ, "Kuş uçmaz ve kulan yürü­mez" dedikleri bir mahûf u muhâtara ve kemîngâhlı ve sengistânlı bir bî-amân boğazdır kim Rûm ve Arab ve Acem'de Lala derbendi nâmıyla şöhre i şehr olmuş bir zîk yoldur ve sa‘b beldir. Hattâ bu mahalde Gâzî Hudâvendigâr, ya‘nî Sultân Murâd ı Evvel vezîri Lala şâhin Paşa yetmiş bin askeriyle bu derbend i calender-misâlden ubûr ederken Destpot kral nâm dâl ı la‘în i bedkâm kemîngâhlardan kırk elli bin kâfirle Lala şâhin Paşa üzre ale'l-gafle çıkup cümle guzât ceng-âşûb ede ede yigirmi bin asker i İslâm bu mahalde şehîd olup hâlâ şâhrâh üzre cemî‘i kabr i münevvereleri ayân u beyândır. Ve Lala şâhin Paşa dahi şehîd olup bu dere içre bir soffada medfûn olup ziyâretgâh ı âyende vü re­vendegândır. Anıniçün bu mahall i muhâtaraya Lala şâhin Derbendi derler.

Hamd i Hudâ bu mahalde bir hatâ görmeyüp selâmetle ubûr edüp Samakov yaylası ve sahrâsı içre elli pâre ma‘mûr kurâları geçdik. Cümle re‘âyâları Bulgar'dır ve avred ve oğlanları demir cevheri çıkar­mada sâhib i kârdır. Cümle cevheri çuval çuval şehr i Samakov'a getirüp Samakov emînine fürûht ederler. Bu kurâları 5 sâ‘atde ubûr ederek niçe yüz aded demir ma‘denleri çıkar yerleri ve dereleri ve depeleri geçüp Rila yaylağı ve Samakov yaylağı kûh ı bâlâların seyr [ü] temâşâ ederek 4 sâ‘atde, [39b]



Evsâf ı şehr i Samayakov, ya‘nî kal‘a i harâb belde i Samakov

Bânîsi Despot Kralın nâ-cedd i nâ-pâki olan Sırf keferesi banı Samayakov nâm nâ-tamâm binâsı ol­mağile Samayakov'dan galat Samakov derler.

Niçe mülûk ı kefere bu kal‘aya mâlik oldum zann edüp âhir helâk olup hâlâ Mâlikü'l-mülk hük­mün­de­dir, ammâ sene 772 târîhinde Gâzî Hudâven­digâr kim Gâzî Murâd Hân ı Evvel'dir, bu kal‘a anın fermânıyla gâzî ve ba‘dehu şehîd i hür Vezîr Lala şâhin Paşa fethidir. Hîn i arbedede bu kal‘a altında usret u renc [ü] anâ çekmek ile bir dahi küffâr bu kal‘a tama‘ına düşmesin içün bu sûr ı üstüvârı esâ­sından münhedim etmişlerdir.

Hâlâ câ-be-câ esâs ı dîvârları âşikârâdır. Hükû­met­leri Rûmeli eyâletinde olup Âl i Osmân pâdişâh­larının hâss ı hümâyûnudur kim başka emîn hâkimi vardır. (   ) akçe iltizâmdır. Bir hâkimi dahi üç yüz akçe pâyesiyle şerîf kazâdır ve nâhiyesi yetmiş aded kurâdır. Kethudâyeri ve yeniçeri serdârı ve bâcdârı ve muhtesibi ve şehir kethudâsı ve harâc ağası vardır, ammâ müftî ve nakîbü'l-eşrâfı yokdur, Sofya i sâfiye şehrinden fetvâ alırlar, zîrâ gâyet ya­kındır. Ve ahâlî yi vilâyeti ve cümle Sırf ve Bulgar re‘âyâları kadar Âl i Osmân hükmünde eyle ankâ ve zengin re‘âyâ vü berâyâlar yokdur.



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin