Fordizm ve Bio-mekanik Dövme Her değişim, yaşamsal bir takım fonksiyonları başkalaştırır. Adalet yine adalettir, sanat yine sanattır fakat artık ona bakışımız yani aksiyolojik olarak değer verişimiz farklıdır



Yüklə 157,03 Kb.
tarix01.11.2017
ölçüsü157,03 Kb.
#26513

Fordizm ve Bio-mekanik Dövme

Her değişim, yaşamsal bir takım fonksiyonları başkalaştırır.Adalet yine adalettir, sanat yine sanattır fakat artık ona bakışımız yani aksiyolojik olarak değer verişimiz farklıdır.

Dünya tarihinde gelmiş geçmiş bazı önemli dönüm noktaları vardır.Bu dönemlerden ister istemez tüm toplumlar belirli yaşam pratikleri ve kültürel algıları dahilinde etkilenir ve değişirler.Böylesi olaylar ile birlikte dünya daha başka bir yer haline gelmez.Sanatın anlayışında da böyle bir düşünce yatar ki dünyayı insanların ya da dünyadaki olayların insanları ne denli yenilediği her zaman bu toplumsal ve sanatsal olguların odağında yer almıştır.

Peki ne oluyor da insanlar ya da toplumlar sürekli birşeylerin üstüne koyarak ilerliyorlar.Bu durum dünyada varolan merak ve şüphe diyalektiğinin bir uzantısı olarak varolan kalıpların toplumlarca, kimi zaman kitlesel hareketler sayesinde kimi zaman da bir dehanın düşüncelerinde şekil değiştiriyor..Her zaman geçerliliği olacak bir durum var ki o da bu sürecin insanlık tarihi boyunca devam edeceği ve evrene karşı varolan kutsal bağlılığımız çerçevesinde her zaman olan biteni farklı kuram ve boyutlarda görmeye devam edecek olmamızdır..

Böylesi toplumsal olaylar toplumları ve dolayısı ile bireyleri varolan halet-i ruhiyeyi farklı bir bakış açısıyla yorumlamaya çalıştığına dair bir örnek teşkil ederek olan biteni hala aynıyken farklı bir yönden görmemizi sağlayan uzuvlar olarak bilinir.Bu düşünceler binlerce yıllık dünya tarihinde bakış açısıyla dünyayı değiştirmemiz anlamına ve böylece değiştirdiğimizi sanmamız ilüzyonuna denk düşer.

Beri yandan baktığımızda dünya aynı dünya ve biz onu belirli aralıklarla meydana gelen icatlar veya toplumsal olaylar ile birlikte farklı görmekten değiştirdiğimizi düşünmekten zevk alan ve kudret bulan bireyleriz.

Her değişim aşaması kendi içerisinde meydana gelen olay veya fikir ile birlikte yaşamsal birtakım fonksiyonları başkalaştırır.Adalet yine adalettir sanat yine sanattır fakat artık ona bakışımız yani aksiyolojik olarak değer verişimiz farklıdır.

Yine böyle bir olgunun dövme icrası üzerindeki algılarına bakacağız bu bölümde..

Kapitalist ekonomi, zaman içerisinde çeşitli evrelerden geçerek gelişimini sürdürmektedir.Bu gelişim çizgisi içerisinde 1914'e kadar geri götürülebilen Fordist üretim rejimi ile 1970'lerden itibaren onun yerini aldığı belirtilen esnek üretim rejimi özel bir yere ve öneme sahiptir.Esnek üretim rejimini karakterize ettiği dönem; 'Post-fordizm' , 'Fordizm sonrası' , 'Neo Fordizm' , 'esnek uzmanlaşma' ve 'esnek birikim rejimi' gibi isimlerle anlatılagelmektedir.

Fordizm kavramı genel olarak Amerika’da Henry Ford tarafından geliştirilen ve daha çok kapitalist endüstriyel üretim sürecinde uygulanan ilkeleri tanımlamak için kullanılmaktadır. önceleri Gramsci tarafından Amerikan endüstriyel yaşam biçimini belirtmek için kullanılmış, daha sonra literatürde fordizm kavramı, kavramsal olarak kapitalist endüstrileşmenin daha çok 2.dünya savaşı sonrası gelişimiyle ilgili olarak kullanılmıştır.

Fordizmin özellikleri,üretimin standartlaştırılması, otomasyon yoluyla kitlesel üretim yapılması, sosyal refah devletinin düzenleyici ve kontrol edici rolü,üretimde merkezi örgütlenme ve taylorist yönetim anlayışı, kalifiye düzeyi düşük işçilerin büyük ölçekli işletmelerde yoğunlaşması olarak sayılabilir.

Fordizmi çözümlemeye çalışan yaklaşımlarda temel olarak üç bakış açısı söz konusudur:

Fransız düzenleme okulu(aglietta, boyerve lipietz) fordizmi incelerken iki dinamik üzerinde durur: Birikim rejimi; Fordist birikim rejimi, sermaye birikimine bağlı olarak kapitalist üretim süreci ile nihai tüketim arasındaki uyumluluktur. Fordist birikim rejimi, devletin makro ekonomik politikalar ile piyasa ilişkilerini düzenlemesine, sosyal refah devletinin toplumsal hizmetleri etkin bir şekilde sağlamasına ve piyasadaki kitlesel talebe karşılık olarak kitlesel üretimin standart olarak üretilmesine dayanır.

Düzenleme biçimi; gerek üretim sürecinde gerekse piyasada ortaya çıkan değişmelere paralel olarak varolan birikim rejiminin kendisini değiştirebilmesi ve geliştirebilmesidir.. Bu, bütün kurumsal yapıların, normların, politik uygulamaların, kültürel değerlerin ve piyasa ilişkilerinin uyumlu bir şekilde birikim rejimine bağlı olması ve istikrarlı bir bütünlük göstermesidir.Örneğin fordist birilim rejiminde sosyal refah devletinin izlediği keynesyen politikalar, piyasa ilişkilerini düzenleyip kapitalist ekonomilerde planlı ve istikrarlı büyümeyi sağlamıştır.

Fransız düzenleme okuluna getirilen eleştirilere göre bu okul fordizmi incelerken sermaye birikim rejimi ve düzenleme biçimi esas almış ve kapitalist üretim süreci içindeki önemli role sahip diğer olgulara yeterince önem vermemiştir; halbuki fordizm teknolojik donanımdan devletin yapısına, endüstriyel yönetim anlayışına, piyasadaki tüketim kalıplarının değişimine, işgücünün istihdam ediliş biçimine, üretimdeki farklılaşmaya kadar bir çok etkeni içerir.

Piore-sabel ise fordizmi piyasadaki değişmelerle bağlantılı olarak ele alır.Fordizm, kitlesel üretim ve kitlesel tüketim arasındaki dengelerin kurulduğu bir sistemdir. Büyük ölçekli kitlesel üretim yapılan fordizm, düşük vasıflı işçilerin makinalarda rutin işleri yapmak üzere örgütlenmesidir. Asıl hedef piyasadaki istikrarlı ve büyük ölçekli talebi düşük maliyetli kitlesel üretimle karşılamaktır.Ancak piore ve sabel’in fordizmi ele alış biçimi, ekonomik koşuların zorlamasıyla ortaya çıkan teknolojik gelişmeler ve bunun toplumsal değişim süreçlerine etkisi çerçevesindedir. Williams’a göre piore ve sabel’in yaklaşımı, toplumsal çatışmaların biçimlendirdiği teknolojik değişmelere dayalı bir ekonomik determinizmdir. Piore ve sabel, kapitalist üretim sürecindeki değişimleri piyasalardaki gelişmelerle açıklarlar ama üretim sürecinin değişmesinde, ekonomik faktörler kadar endüstri ilişkilerinin bozulması gibi sosyolojik ve sosyal refah devleti anlayışının terkedilmesi gibi siyasal faktörler de etkilidir.

Murray, fordizmin temel ilkelerinin sadece kapitalist değil, sosyalist ülkelerin de endüstriyel yapılarını kapsadığını ileri sürer. Stalin dönemi temelli eski sovyetler birliğinde de fordist özellikler taşıyan büyük ölçekli kitlesel üretimin esas alındığını belirtir.Sosyalist ülkelerde de büyük işletmelerde, kitlesel üretime uygun teknoloji kullanılmış, işgücü de taylorist-fordist ilkelerle, makine ve teçhizatların rutin hareketlerine uyumlu bir şekilde çalıştırılmıştır. Endüstriyel model de makro dengeleri kurmaya yönelik fordist-keynesyen anlayışa benzer bir şekilde piyasayı düzenleme, merkezden karar verme, ekonomik gelişmeyi planlama ve üretim-tüketim arasındaki uyumluluğu sağlama anlayışı ile hareket etmiştir.

Kapitalist gelişim sürecinde yaşanan bu dönemler, gelişimin varabileceği potansiyeli ve üretim artışını en üst seviyeye taşımak üzerine yoğunlaşmış ve izledikleri yöntemler de bu potansiyeli ortaya çıkarmak adınadır. Fordizm ve Post-fordizm dönemlerini tanımlamak adına birçok makale kaleme alınmış ve sinemalarda dahi Charlie Chaplin'in 'Modern Zamanları' ile büyüleyici bir şekilde beyaz perdeye taşınmıştır.

Adorno ve Horkheimer'ın da üzerinde durduğu Kültür Endüstrisi kavramı bu dolayımı ele almakta ve mekanikleşen dünyada toplumsal reformlarla ve fabrikasyon sistemiyle bireylerin de bir tür fabrikasyon süreci içerisine girdiğini ifade etmektedir.

1900'lu yılların başından itibaren hayatın içerisine giren psikoloji ve sosyoloji gibi bilim dalları da bu durumla ilgili açıklamalar da bulunmuş ve böylece toplumun açıklanmasına dair teknolojinin de gelişimiyle multi-disipliner bir seferberlik ilan edilmiştir.İşte tam bu dönemlerin hemen başına denk gelen fizik alanında yapılan çalışmalar fabrikasyon ve mekanikleşme sürecini hızladırmış özellikle çift kanallı transistör, lazer gibi icatlarla çoklu üretim bandları fabrikalarda dönmeye başlamıştır..

İnsanın doğrudan içerisinde olduğu bu dönem içerisinde bireylerin birbiriyle kurdukları doğrudan çift yönlü iletişim makinalaşma süreciyle geri bildirimi olmayan tek yönlü bir iletişim halini almıştır.Zira makinaların bize sunduğu seçenekler sayesinde onlarla iletişim kurabildiğimizden dönemin makinaları bir anda yapılması gereken işin nasıl ve hangi zamanlarda anlatan ve karşı koyamadığımız birer despota dönüşmesi demek olmuştu..



Bu yıllarda meydana gelen bu teknolojik çılgınlığın çok kısıtlı bir zamanın içerisinde cereyan etmesi insanlar üzerindeki etkisini en üst seviyeye çıkarmış ve böylece insanların bu duruma ayak uydurması ve alışması hayli çalkantılı olmuştur.

Bundan dolayıdır ki dönemin saatsal çalışmaları da bu mekanikleşmeye ve onun getirdiği yeni kültürel ve ruhani buhrana öncülük etmiştir..Örnekse ; yıllarca klasik müzik içerisinde akustik bir dönemle dinlenilen şarkılar bir anda dijitalize edilmiş ve rock grupları ortaya çıkmaya başlamıştır.Çift kanallı transistör sayesinde yapılan elektor gitarlar ile mekanikleşmeyle beraber buhranın sözcüsü olan rock grupları bu durumu notalara atonal bir şekilde ve elektronik efektlerin oluşturduğu yardımlarla üretmeye başlamış; bu sayede insan zihni ve bilişsel üretimi de bu mekanikleşmeden nasibini almıştır..

Resim alanında da benzer akımların ortaya çıktığı saptanmıştır.Klasik, realist, natüralist resimlerin ve tabloların yerini parçalanmış, belirli bir iş grubunun sırayla yaptığı makina işleri gibi belirli alanlara dağılmış ve zihinde üretimin son hali olarak kendi kişisel ve bilişsel tercihlerimize göre birleştireceğimiz bütünün parçaları haline gelmiştir.Dadaizm ve Kubizm gibi akımlar bu resim değişiminin başlıca çıkış noktaları olmuş ve nihayetinde tıpkı fordizm gibi kapitalist düzeni destekleyen ve hali hazırda onun yarattığı tüketim ürünlerinin birer afiş ve propagandası niteliğinde PopArt ortaya çıkmıştır.

Yaşam alanlarımızın her anında şuanda karşı karşıya kaldığımız bu kültürel değişim dünyamız ve insanlık tarihi için henüz çok yeni bir durumken bu makina sarmalı bizi öyle araçsalcı bir bütünlükle içerisine hapsetmiştir ki sanki tüm insanlık tarihi böylesi bir teknolojinin ürünü ve berabermiş gibi yaşamak konusunda profesyonel manipülasyonların da etkisiyle yaşar bulduk kendimizi..



Yüksek ihtimal bundandır ki dövme sektöründe de fordizm gelişimi ve kültürel yayılmacılığı etkisini göstermiş ve özlem, sevgili veya tarihsel ve dinsel ritüellerde kullanılan dövme bir anda bio-mekanik bir hal almış ve insan organlarının yerini yarıkların arasından deri altı gösterilirmişçesine çizilen robot figürleri, bujiler ve aksamlar almıştır..

Dövmeyi şuana kadarki tarihsel arka planında toplumsal değişkenlerin birer izdüşümü olarak anlattık.1. ve 2. Dünya Savaşı'nın yıkımlarından sonra toplumun,sanatın ve bireyin hemen her alanında olduğu gibi bu yıkım ortamının etkisi yaşanmış ve ortaya çıkan sis bulutu uzun yıllar ortadan kalkmamıştır..Dövmenin toplumsal ritüelleri ve kutsal simgeleri ifade ettiği dönemlerdeki kutsallık bu dönemin yine kendi içerisindeki toplumsal pratikleriyle materyalist bir algıya dönüşmüş ve varolan dövme değişmeden başkalaşmıştır.



Dövme yaptırmak verdiği acı hatta dövmenin kendisi yine aynıdır.Uygulandığı teknik teknoloji ile çizilen motifler de yeni akım ve düşüncelerle el değiştirmiştir..Yani dövme kendini bir önceki yüzyılla şimdiki arasında takas etmiştir..

Bio-mekanik dövme şekillerinden de anlaşılabileceği gibi insanın organik yapısını inorganik bir yapı ile temellendirir ve insan vücudunu etrafında bulunan makinalardan biriymiş gibi resmeder.Bu kimi zaman bir yarık içerisindeki bir robot figürü, kimi zamanda mekanik bir aksamın kol/bacak/kafa gibi uzuvların içerisiymiş gibi anlatılmasıdır.Dönemin bilim-kurgu filmlerinin de etkisiyle ortaya çıkan bu dövme akımının aslında ilk ortaya çıkışı vücuda bir yarık açılması fikrinden doğar..Bu yarık fikrinin yeni dönem toplumunun insanın tam da zihninde açtığı yarık olduğunu söylemeye sanırım gerek bile yok..Önceleri yarıkların içerisinden bakan gözler,adamlar,kadınlar veya güzel bir manzara ile başlayan bu popülerite zamanla fordizmin kendisini toplum ve iş hayatında daha etkinleştirmesiyle mekanik bir algıya doğru yönelmiş ve yarıkların içerisindeki yüz tasvirini bobinler ve mekanik aksamlar almıştır..
Yüklə 157,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin