Neoklasik düşüncenin insan davranışları ile ilgili temel varsayımları yani temel dayanakları şunlardır:
1. Kişiler birbirinden farklıdır.
2. İnsan bir bütün olarak görülür.
3. Davranışlar bir nedene dayanır.
4. İnsan diğer üretim faktörlerinden farklıdır.
5. Örgüt sosyal bir sistemdir.
6. İnsan ve örgüt arasında bağımlılık vardır.
İnsan davranışlarında sosyal ihtiyaçlar büyük rol oynar ve insan “sosyal insan modeli” anlayışında ele alınır. Bu anlamda neoklasik düşüncenin insana bakışını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
İnsan davranışlarında sosyal ihtiyaçlar büyük rol oynar ve insan “sosyal insan modeli” anlayışında ele alınır. Bu anlamda neoklasik düşüncenin insana bakışını aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
1. İnsanın sosyal bir yapıda olmasından dolayı esas olarak sosyal ihtiyaçları ile motive edilir.
2. Sanayi Devrimi ile gelen işbölümü ve rasyonelleşme, işçilerde tatminsizlik oluşturur, bunun aşılması sosyal ilişkilere yönelme ile çözülür.
3. Çalışanlar, yönetimin kontrolü ve ödüllerinden ziyade, çalışma grubu arkadaşlarından gelen etkilere karşı duyarlıdır.
4. Yönetime karşı duyarlılık, kontrol edenin, çalışanları sosyal bir yapıda görmesine ve ihtiyaçlarını tatmin derecesine bağlıdır.
Neoklasik anlayışta örgüt modeline bakıldığında, örgüt bir sosyo-teknik sistemdir ve başlıca iki yönü bulunmaktadır:
4. Neoklasik Yaklaşımla İlgili Olarak Geliştirilen Modeller
4. Neoklasik Yaklaşımla İlgili Olarak Geliştirilen Modeller
Neoklasik düşüncenin gelişiminde; davranışsal yaklaşımlar ile ilgili olarak insanların işletmede nasıl davrandığı, kişilerin neden farklı şekilde güdülendiği, grupların özellikleri ile liderlerin nasıl davrandıkları konusunda; X ve Y Teorileri, Sistem 1 – Sistem 4 ve Olgunlaşma Yaklaşımı gibi çalışmalar geliştirilmiştir. Bu yaklaşımlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: Douglas McGregor daha önceki çalışmalardan etkilenmiş Mayo'nun çalışmalarının etkisi altında kalarak önce Taylor ve Fayol'un geliştirmiş olduğu klasik yönetim kavramının tasvirine girişmiş ve buna X Teorisi adını vermiştir. Daha sonra da bu teoriyi şiddetle eleştirerek Y Teorisi adını verdiği beşeri ilişkiler kavramının ilkelerini ortaya atmıştır. McGregor'un X ve Y teorileri aşağıda ele alınmaktadır:
X teorisinin insanlar hakkında bazı geleneksel varsayımları aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Ortalama insan; yapısı gereği tembeldir, işi sevmez ve mümkün olduğunca az çalışır.
1. Ortalama insan işi sevmediğinden dolayı zorlanmalı, kontrol edilmeli, yöneltilmeli ve örgüt amaçlarına ulaşmak için ceza tahdidi altında tutulmalıdır.
Y Teorisinin insanlar temel görüşleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
İşletmede insanların çaba harcaması oyun ve dinlenme kadar doğaldır ve normal insan iş yapmayı sever ve ondan tatmin eder.
2. Sıkı kontrol ve ceza tehdidi insanı, organizasyon amaçlarına yöneltecek tek yol değil, insan kendi kendini yöneltme ve kontrol yoluyla organizasyonda daha başarılı olacaktır.
3. Amaçlara bağlılık, onların elde edilmesi ile igili sunulan psiko-sosyal ve kişilik ihtiyaçlarını karşılama gibi ödüllere bağlıdır.
4. Uygun şartlar sağlandığı zaman normal insan sorumluluk anlamın yanında, onu aramayı da öğrenir. Sorumluluktan kaçma insanın doğuştan bir özelliği değil, kötü yönetim anlayışlarının insanları olumsuz etkilemesinin sonucudur.
Organizasyon sorunlarının çözümünde gerekli tahayyül etme, sorun çözme yetenekleri insanlar arasında sınırlı değildir.
Organizasyon sorunlarının çözümünde gerekli tahayyül etme, sorun çözme yetenekleri insanlar arasında sınırlı değildir.
Modern sanayi hayatında normal insanın yeteneklerinin sadece bir kısmından faydalanılmaktadır.
X Teorisinin aksine, Y Teorisi insanın dinamik yüzünü temsil eder.
Her zaman diliminde bir yönetimin daha etkili olacağını söylemek imkansızdır. Yönetici bazen X ve Y yaklaşımların birleşiminin daha etkili bir strateji oluşturduğunu görebilir. Bundan hareketle X ve Y Teorilerine Z Teorisi ile etkinlilik getirilmektedir. Z Teorisinin insan davranışları hakkındaki varsayımları şöyledir:
İnsanı ne şeytan ne de melek olarak görülemez yani insan düşünme, karar verme ve azmetme yeteneklerine sahiptir.
İnsan doğuştan ne iyidir, ne de kötüdür yani şartlara göre her ikisine de yatkın olabilir.