GİRİŞ: KARAKALPAK TÜRKLERİ VE KARAKALPAKİSTAN
1. KARAKALPAKİSTAN ÖZERK CUMHURİYETİ
Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti, Özbekistan’a bağlı Özerk bir cumhuriyettir. Aral Gölü’nün güneyinde yer alan Karakalpak Özerk Cumhuriyeti, batıda ve kuzeyde Kazakistan, güneyde Türkmenistan ve doğuda Özbekistan ile komşudur.1
Karakalpakistan Özerk Cumhuriyeti 41º00 ve 44º10 paralel, 56º20’ ve 65º15’ meridyenleri arasında yer almaktadır. Karakalpakistan, Aral Gölü’nün güney kıyısında yer almakta olup, on iki siyasi bölgeye ayrılır. Karakalpakistan, sert ve karasal iklime sahiptir. Yıllık sıcaklık ortalaması 10º ile 13º arasındadır. Yıllık yağış hacmi ise 75 ile 100 m³ arasındadır ve genelde ilkbahar ve kış aylarında yağış alır. Karakalpakistan’daki Sirderya Nehri’nin güney-batı tarafından ayrılan büyük kolu Janaderya Nehri bulunmaktadır. Karakalpakistan’ın en büyük nehri ise Amuderya Nehri’dir. Bu nehir, cumhuriyetin güney kısmı ve merkezinde bulunan ovaları besler. Karakalpakistan’da başta Karateren Gölü olmak üzere irili ufaklı göller de bulunmaktadır. Karakalpakistan’ın güney ve batısında bulunan Kızılkum Çölü’nde 1000 m. yüksekliğinde Sultan Üvez, Bukan-Tay gibi küçük dağlar yer alır. Karakalpakistan’ın güney-doğu bölgesinde yarı çöl halinde bulunan Üstyurt adında bir plato vardır. Bölgede karasal iklime ait bitkiler yetişir. Bu bitkiler yanında çöl ve yarı çöl ortamına uygun bitkiler de yetişmektedir. Kongırat bölgesinde “toğay” adı verilen sazlıklar ve bataklıklardan oluşan küçük ormanlar bulunmaktadır.2
Karakalpakistan’ın yüz ölçümü yaklaşık 165.642 km² olup, başkenti Nökis (Nukus) şehridir. 1932 yılına kadar başkenti Amuderya sahilinin güneyinde bulunan Törtkül’dür. Bu tarihten sonra Nökis (Nukus) başkent yapılmıştır.3 Karakalpakistan’ın en önemli şehirleri ise Nökis (Nukus) yanında, Törtkül, Şımbay, Hocaeli, Moynak, Kongırat ve Biruni’dir.4
Karakalpakistan, 1925-1930 yılları arasında Kazak Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bölgeydi. 20 Temmuz 1930’da Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne dâhil edildi. Aralık 1936 tarihinde ise Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’ne bağlandı. Bugün ise Özbekistan Cumhuriyeti’ne bağlı özerk bir bölgedir.5
Karakalpak Türklerinin bugünkü nüfusunun büyük bir kısmı, Özbekistan Cumhuriyeti’nin içinde yer alan “Karakalpak Özerk Cumhuriyeti”nde yaşamaktadır. 1979 yılında yapılan nüfus sayımına göre Karakalpakistan’ın nüfusu 904.000’dir. Karakalpaklar, bu nüfusun ancak %31’ini oluşturmaktadır, fakat Özbekistan ve diğer Türk Cumhuriyetlerinde yaşayan Karakalpaklar da mevcuttur.6 1970 yılında yapılan sayıma göre Sovyetler Birliği’nin genelinde yaşayan Karakalpakların toplam nüfusu 217,5057 iken, bugün ise Karakalpakistan’ın nüfusunun yaklaşık olarak 1.500.000 olduğu tahmin edilmektedir. Başkentin nüfusu ise 250.000’dir.8 Bugün Karakalpakistan nüfusunun %33’ünü Özbekler, %32’sini Karakalpaklar, %26,2’sini Kazaklar, %5’ini Türkmenler, %1,6’sını Ruslar oluşturmaktadır.9 Karakalpaklar, nüfusu 25.000.000 olarak kabul edilen Özbekistan’ın %1,7’sini oluşturmaktadır.10
Karakalpakistan ekonomisinin temeli tekstil ve gıda ürünlerinden oluşmaktadır. Bunların ardından pamuk üretimi, hayvancılık ve balıkçılık gelmektedir.11 Karakalpakistan, Özbekistan’daki buğday üretiminin % 21’ini karşılamaktadır. Karakalpak sanayisini pamuk işleme tesisleri oluşturmaktadır. Ayrıca pamuk yağı üretim tesisleri de bulunmaktadır. Aral Gölü’nün güney kıyısındaki Moynak Bölgesinde balık işleme tesisleri vardır. Aral Gölü’nde başta sazan olmak üzere, barbus (bıyıklı balık), kılıç balığı gibi balıklar avlanmaktadır. Karakalpak sanayisinde süt ve yağ üretimi yapan kuruluşlar ve bunları işleyen fabrikalar da vardır. Gıda üretim tesisleri Nökis ve diğer büyük şehirlerde bulunmaktadır. Hocaeli şehrinde küçük tonajlı gemi tamir atölyeleri bulunmaktadır.12
Karakalpakistan’ın coğrafi özellikleri üzerinde durulurken bahsedilmesi gereken önemli bir konu da çevre sorunudur. Aral Gölü ve çevresinde önemli bir çevre felaketi yaşanmaktadır. Kimyasal atıklar, gölü besleyen su kaynaklarının yataklarının değiştirilmesi veya kuruması gibi sebeplerle hızla kurumakta olan Aral Gölü, bölgedeki tuz oranının artmasını hızlandırarak çölleşmeye neden olmaktadır. Bugün Aral Gölü’nde yaşayan canlıların sadece %38’i hayatta kalmıştır. Aral Gölü tabanında biriken kimyasal atıkların ise bölge insanının büyük bir kısmının ölümcül hastalıklara yakalanmasına ve sakat doğumlara sebep olduğu bilinmektedir.13 Aral ve çevresinde yaşanan bu çevre felaketi, başta tarım sahası olmak üzere Karakalpakistan’ın ekonomik yapısına çok ciddi zararlar vermektedir. Bu noktada Karakalpak Türkçesi hakkında ve onun sözlü ve yazılı dildeki kullanım özellikleri hakkında kısaca bilgi vermek yararlı olacaktır. Kazak Türkçesinin bir kolu olan Karakalpak Türkçesinde ç>ş, ş>s ve y->j- sistemli ses değişmeleri vardır. Bunun yanında, “e, o, ö” ünlüleri kelime başında yarı diftonglaşır. Kelime hazinesi bakımından Karakalpak Türkçesi, Özbek ve Türkmen Türkçelerinden pek çok kelime almıştır.14 Kıpçak grubu içinde yer alan Karakalpak Türkçesi, Kazak Türkçesine çok yakındır. Bu nedenle, bazı araştırmacılar tarafından Kazak Türkçesinin bir diyalekti olarak da kabul edilmektedir. Karakalpak Türkçesi, Sovyetler Birliği döneminde yazı dili haline getirilmiştir. 1924-1932 yıları arasında Arap alfabesi, 1928 yılında Latin alfabesi (birinci alfabe), 1932-1938 yılları arasında Latin alfabesi (ikinci alfabe), 1940-1957 yıllarında Kiril alfabesi (birinci alfabe), 1957 yılında Kiril alfabesi (ikinci alfabe) kullanılmıştır. 1993 yılında Özbeklerle birlikte Latin alfabesine geçilmiştir.15
Orta Asya’daki diğer Türk Cumhuriyetleri gibi Karakalpakistan’ın da nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman’dır. Karakalpak Türkleri İslami inançları uygulamakla birlikte, İslamiyet’ten önceki inançlarını da korumuşlardır. Karakalpakistan’ın tarih boyunca, yerleşik kültürle, atlı göçebe kültürün sınırını teşkil eden kültürel bir eşik konumunda olması, Karakalpak Türklerinin eski Türk inançlarını, İslamiyet’le kaynaştırarak canlı bir şekilde yaşatmasında önemli bir rol oynamıştır. Hanefi mezhebine mensup Karakalpakların İslam dinini ne zaman kabul ettikleri bilinmemektedir.16 Bununla birlikte Karakalpakistan, Orta Asya Cumhuriyetleri içinde dini bakımdan en muhafazakâr bölge olma özelliğinin yanında, Orta Asya sufizminin merkezi olması nedeniyle de özellikle Sovyet döneminde yoğun bir ateizm propagandasına maruz kalmıştır.17 Karakalpakistan’da, güçlü olan pek çok İslami tarikat bulunmaktadır. Bunların başında Nakşibendîyye, Kübrevîyye, Yesevîyye tarikatları gelmektedir.18
Bu kısmı özetlemek gerekirse, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra, Orta Asya’daki diğer Türk cumhuriyetlerinde olduğu gibi, Karakalpak Özerk Cumhuriyeti de ekonomik sıkıntı içine düşmüştür. Diğer bölgelerden farklı olarak coğrafi yapı ve iklim şartlarının zorluğu ve çevre kirliliği sonucu iş imkânlarının hızla tükenmesi sebebiyle büyük bir dış göç vermektedir. Bu nedenle günümüz Karakalpakistan nüfusunun çok büyük bir kısmını kadınlar oluşturmaktadır. Bu durum ise başta çok eşlilik olmak üzere, sosyal yapıda pek çok soruna yol açmaktadır. Yaşanan pek çok sıkıntıya rağmen Karakalpaklar, Türk kültürünü yaşamaya ve yaşatmaya devam etmektedir.
Dostları ilə paylaş: |