*************
(11) Ce……. Öl……….
Subject: RE: Bir hikâye bir çok yorum
Date: Mon, 28 Nov 2011 22:57:03 +0200
Hayırlı geceler. Ce…… bey kardeşim, yazın güzel olmuş ellerine diline sağlık dosyadaki yerine aktaracağım gelen cevaplar bittikten sonra düzenlenmiş bir kitap olarak cevap yazanlara gönderilecektir böylece herkes herkesin fikirlerinden istifade edecek hayat görüşleri biraz daha genişleyecektir. Rabb'ımıza şükrederiz. Herkeze selâmlar. Seyehatte olduğum için cevabım bu yüzden biraz gecikti. Efendi Babanız.
Subject: RE: Bir hikâye birçok yorum
Date: Fri, 25 Nov 2011 20:19:23 +0200
Hayırlı günler Efendi Baba ,
“Bir hikâye birçok yorum'' isimli tefekkür çalışmalarının bu bölümündeki anlattığınız hikâye üzerine oluşan düşüncelerimi sorulara cevap şeklinde ifade etmek isterim.
(1) - Kazâ ve kader yönünden incelenmesi,
'' Yukarıdaki çiziyor ben içini dolduruyorum'' ifadesi ile kader'i mutlak kastedilmiş olabilir. Sınırları çizilmiş bir resimde ressamın dahlinin olmaması bu kanaati desteklemektedir. Sınırlar ömür, rızık evlât, mal, mülk, hastalık gibi insân’ın değiştiremeyeceği kısımları temsil ediyor olabilir. Resmin içini kendi isteğine göre doldurması cüz-i irâdeyi ifade edebilir.
Şu sorulabilir: Sadece resmin çini doldurmakla nasıl bir sorumluluk ( imân ) söz konusu olabilir? Kanımca sorumluluk resmin sınırlarına riayette ve verilen kurallara göre de içini doldurmaktadır. Resmin sınırını aşarsa istenen resim olmaktan çıkacaktır. Onun için resmi belirleyen sınırlarıdır. Hatta şunu da söyleyebiliriz; içi doldurulmamış olsa da bir at resmi sadece sınırlarıyla mümkündür. Ancak bu ressama bir şey kazandırmaz. Çünkü resmi çizen kendisi değildir. Ressam içini doldurduğu zaman ressam olacaktır. Ressam'ın cüz-i irâdesinin hareket alanı tualdeki resmin doldurulacak kısımlarıdır.
Resmi doldururken de insân aslında başı boş değildir. Bunun da kurallarını vermiştir ''Yukarıdaki''. Meselâ resmin içini doldururken boya kullanabilir. Boya kullanmasının tasavvuf yoluna (Sıratullah 'da seyr) girmesi olduğunu düşünüyorum.
(2) - Resmi yapan kişiye hayvân resimleri yaptırılması, bulunduğu idrak ve yaşantısı itibariye olmuş olabilir. Hayvânlar âlemi’nin namazdaki temsil hareketi rükudur. Rükû Mûseviyyet mertebesinin namazdaki ifade şeklidir. Bu bakımdan tevhit mertebesi olarak Mûseviyyet (Tenzih) mertebesi denebilir.
Ayrıca Ressamın ''Yukarıdaki çiziyor ben sadece içini dolduruyorum'' demekle de ikili bir tevhit anlayışında olduğu, O ve ben anlayışının tam da tenzih mertebesindeki bir tevhit idraki olduğu söylenebilir.
İrfaniyyet mertebeleri yönünden ise çizilmiş sınırlar ( şeriat ) içinde hareket ile seriat ve tarikat mertebesinden bahsedebiliriz.
(3) – Halkiyyet’in şehadet âleminde zuhura gelmesinde dört âlemden bahsedilebilir: Bitkiler, hayvânlar, madenler ( cemadat ) ve insânlar ( diğer lâtif mahlûkları konu dışı bırakıyorum)
a: Bitkiler âlemi : Tevhid mertebelerinden Tevhid'i ef’âl mertebesini sembolize ediyor diyebiliriz. Namazdaki kıyam hali bitkiler âlemini temsilen Allah'a (c.c.) şükür için yapılan bir fiildir. İbrahimiyyet mertebesinin namazdaki hareketidir.
b: Hayvânlar âlemi hikâyemizin konusudur.
c: Madenler ( cemadat ) âlemi: Namazdaki secde hâli İseviyyet makamıdır. Madenlerin şükrünü temsilen yapıldığı fiildir. Tevhid mertebesi olarak Tevhid'i sıfat mertebesidir. İseviyyet makamı , fenâfillâh makamı’dır.
d: İnsânlar âlemi: Namazda tahiyyat hâlinde insânlar’ın mi’rac imkânına sâhip olabileceği makamı’dır. Makam'ı Muhammediyyet diyebiliriz. Temsil ettiği tevhit mertebesi Tevhid'i zat' tır.Bakâbillâh makâmı’dır.
(4) - Ressamın resmin içini doldurma mecburiyeti vardır. Resmin dışını ''Yukarıdaki'' çiziyorsa ressamın mükellefiyeti gereği içini doldurması lâzımdır ki sorumluluğunu ifa etmiş olsun. Bunun için renk ve düzenleme yapabilir. Ancak bu düzenlemeler ve boyamalarda da bir tavsiye bulunmaktadır ki bu dindir.
Hiç boyama ve düzenleme yapmayan kendine ait bir eylemi olmadığı için sınavını nasıl verebilir? Sanki doğumdan sonra ölmüş gibi olmaz mı hiç bir eylemde bulunmayan?
Doldurma yaparken tavsiyelere uyulursa oluşan eylem amel'i sâlih olur. (Eylemin mânâ sahibi Hakk olduğu için). Boyama yaparken de boya seçimi önem arzediyor.''Biz Allah'ın boyasıyla boyanmışız. Allah'dan güzel boyası olan kim? Biz O'na kulluk edenleriz.'' Âyet'i kerîme’de boyanacaksanız bile bir boya vardır; o da Allah'ın boyasıdır deniyor. Doldurma yaparken düzenleme yapabilir. Boyama mecburiyeti olmayabilir. Bu yol (Allah'ın boyasıyla boyanmak) sıratullah yoludur ki bu da herkesin mecburiyeti değildir. Kabiliyeti olan ve gayret edenin yapacağı bir iştir boyama.
Ehline şarttır boyama; ehil olmayana şart değildir.
(5) - Ressam arkadaşına resimleri yapanın ''Yukarıdaki'' şeklinde ifade ettiği için Allah'ı (c.c.) ötelerede konumlandırarak (tenzih ederek) bulunduğu tevhid mertebesini de ifade etmiş oluyor. Ressam Mûseviyyet mertebesinde’dir.(Tenzih mertebesi, tevhid'i esmâ).
(6) - Diğer tevhid-i mertebelerde olan ressamlara :
Bitki resimleri çizdirilseydi: Tevhid'i ef’âl ( İbrâhîmiyyet mertebesi) olurdu. Mâden resimleri çizdirilseydi: Tevhid'i sıfat ( İseviyyet mertebesi) olurdu. İnsân resimleri çizdirilseydi: Tevhid'i zat (Muhammediyyet mertebesi olurdu.
Efendi Baba, düşündüklerimi kısa, açık ve net yazmaya alışmış birisi olarak daha çok fazla şeylerin söylenip yazılacağı bu konuda yukarıdakileri yazabildim.Düşüncelerimin isabetli olup olmadığını ve daha üst mertebelerden hakikatini sizin mihenk mertebesindeki izâhatınızla anlayacağız.
En derin hürmet ve selamlarımla ellerinizden öperim.
Gönül evlâdınız Ce…… Öl…….
Dostları ilə paylaş: |