(2) Hangi mertebedendir.
“Yukarıdaki” deyimi “aşağıdaki” kelimesini gerektirir. Bu da ikiliktir. Târikat mertebesinin sonudur. Tevhid mertebelerinin başlangıcıdır, diyebiliriz. Çünkü mutlak kâder ve mukayyed kâder terimlerine atıf yapılmıştır. Gerçek fâilin Cenâb-ı Hakk olduğu bilinmiştir. Fakat nihâi değildir.
(3) Eğer başka türlü resimler “İnsân veya doğa” olsa idi hangi mertebelerden olurdu?
Doğa resimleri olsaydı kayıtlılığın işareti olup, şeriat ve tarikat mertebesi diyebiliriz. Burada boyama söz konusu değildir. Çimen yeşilden başka bir renge bürünemez.
(4) Ressamın resimlerin içini doldururken renk ve düzenleme seçeneği varmı’dır? Yoksa boyamakta da mecbur mudur?
Resimlerin içini boyamanın seçenekleri çoktur. Çünkü kişinin kabiliyyeti-istidadı farklıdır. Suyun rengi kabın rengi olacağı için renk seçeneğin de “ton” farklılıkları olabilir. Kabın rengi kırmızı ise açık kırmızı, koyu kırmızı, kiremit rengi…gibi seçeneklerle donatılmıştır. Kaderin kazâları’dır. Tüm ressamların yapabildiği hürlük bu olsa gerek. Sûretin öz ile ortaklığıdır. Cenâb-ı Hakk’ın şe’nlerinin oluşması için mânâ ve sûret (çizim ve boya) gerekir.
Dostları ilə paylaş: |