*************
(25) Le……Ye……..
Subject: RE: kuş hikâyesi hakkında
Date: Fri, 30 Dec 2011 16:34:21 +0200
Hayırlı geceler ok….. oğlum gönderdiğin annenin dosyasını aldım, sağolasın güzel olmuş, annene selâm söylersin. Hoşça kal Terzi Baban.
Subject: kuş hikâyesi hakkında
Date: Thu, 29 Dec 2011 23:45:12 +0200
Saygıdeğer Efendi babacığım ve Nükhet anneciğim ellerinizden öperim. İzmir den Le….. Ye….. Hanımın oğluyum. Annemin hikâyesini ekte gönderiyorum.
-------------
Değerli Efendi Babacığım ve Nüket Anneciğim vermiş olduğunuz hikâyeyi dilim döndüğü kadar sizlere arz etmeye çalışacağım.
Hikâyemizin (1) Bölümü: ilk önce insândan bahsedilmiş, insân nedir? İnsân Allahın inniyetinden gelip 18.000 âlemi ilimle idrak etmek hâl ile yaşamak zevk ile seyretmektir. İnsân âlemlerin göz bebeğidir. Gülmek insân’lara geldi. Hakikat-i Muhammed-i İlimleri insân’lara geldi, Kûr’ân’nın zâtı Hakikat-i Muhammed-i aklına geldi. Muhammed-i güzel ahlâk insân’a geldi. İnsân Allah ehlidir. Selâm esmâsı’nın mazharı’dır. Bütün âlemlerde ne varsa insân’da o vardır. Bu dünyanın adı var kendi yoktur, Cenâb-ı hakk’ın varlığından başka yer yok, Allah’ın içinde yaşıyoruz. Burası bulma yeri özümüzü bulup, geldiğimiz âleme tekrar dönmek lâzım onun için geldik bütün çabalarımız gayretlerimiz onun için kader kısmına geliyoruz. Allah ilmi ile her şeyi kuşatıp bildiği için kaderi tâa ezelde yazıyor. (Yâsin Sûresi 38 Âyetinde) “zâlike takdirul azîz-ul alîm” (işte bu izzet ve ilim sâhibi Allah’ın takdiri’dir.) Zâten 18.000 âlemde Allahın takdiri ayna gibi açıktır. Her zerrede her kürede ilimi kaderi istidatı kabiliyeti meydanda çocuk yukarıdan çiziyor ben içini dolduruyorum diyor. Yukarıdaki çizim onun ayanı sabitesi kaderindeki programı ayanı sabitesi ezelde ne aldıysa onu çiziyor. İstidatı yeteneği kabiliyeti içinde bu çizgiyi insan geçemiyor. Her esmada olduğu gibi allahın kadir ismide Allahın kaderi takdiri kendi yazıp kendi oyunlarıdır. Oynayanda ondan başkası değildir. Allahın zatı sıfatı isimleri faaliyeti değişmez. Değişen izafiliktir. İnsanda değişen izafiliklerdir. Özümüz asla değişmiyor. Değişen yanlış bilgiler yanlış anlamalar yanlış anlamaları beynimizden silip güzel ilim bilgileriyle değerlendiriyoruz.
Kuşa gelince siyah kuş hayali vehimi anlatır. Onların asla aslı yoktur. Sadece hayal varlığında varı yok yoğu var gösterir. Bu çok önemli bir olaydır bunun gerçek ilme çok ihtiyacımız vardır. Hakikatı Muhammedi ilimleri almayan insânlar çok büyük yanılgıya düşmüşlerdir. Her hayâli ve vehmi hakikat zannedip böylece değerlendirip çok büyük yanlışlıklar yapmışlardır. Onun için bir irfan ehli mürşidi kâmile çok ihtiyaç vardır. Elinden tutup ilim bilgilerini almamız lâzımdır. Hakikati Muhammed-î ilimleri alan insânlar asla ölmezler. Karşıdan gelene ne olduğunu insân anlayınca ayağı kaymaz. Allahın izniyle yinede Allah sığınırız. Neuzubike minke Kûr’ân-ı kerîm-i ilmel bilmek, aynel, Hakkel, yakınlıklarla insân’ın kendini âlemleri tanıması yaşaması lâzımdır.
(2) Cevap: Kuş hayvân mertebesidir. Hayvân her an yaşayan hür hayat sahibi demektir. Kader hakkında “ya gavsu a’zâm kim ezeli saadetle saadete kavuşmuş ise ne mutlu ona bundan sonrada mahzun olmaz ebeden, kim ki şekaveti ezeli ile şâkî olmuşsa yazıklar olmuş ona o ebediyen makbul olmaz” Allah-u teâlânın bu kelâmlarının esrarı hazreti mevlânâ’nın iki oğlu sûltan veled ve alâaddin vardı. Sûltan veled hidâyet ehliydi. Alâaddin mudil tesirindeydi. Ne hazreti şemsin ne hazreti mevlânâ’nın nasihatlarını dinlemedi. Âdem aleyhisselâm’ın oğulları hâbil ile kâbil gibi.
Allah’ın velî ismini ele alırsak Allah-u teâlâ’nın velî isminin zuhur yeri velâyeti batın-i meselâ (s.a.v.) Efendimizin velâyetinden sonra Hz. Ebûbekir (r.a.) bıraktı bâtın-ı devam eder. İşte velilerin bu âleminde müddeti dolunca batına giderler. Orada hiç kesilmez velâyet devam eder. Yerine yenisi gelir. Ayrıca her insân kendinin velîsi’dir.
Kuş yükseklerde uruc eden bir hayvândır. Gök ehlidir. İnsân’ın aklı küllü’dür. Tefekkürü kabiliyeti, istidat kanatlarıdır. Hu kuşudur. Gönlümüzün rahmân-i bülbülü’dür. Mevlâmızın gönlümüzdeki varlığıdır.
(3) Cevap: İnsân insân’sa insân’lık mertebesi hayvânsa hayvânlık mertebesi nebatsa nebat mertebesinde’dir. Hangi resmi yaparsa o mertebede’dir. Zat mertebesinde ise güneş çizerdi Hakikat-i Muhammed-i ise kamer çizerdi
(4) Cevap: özümüz renksiz şekilsiz vasıfsızdır. Hiçbir vasıfa girmez. Suyun rengi kabına göredir. Bütün varlıklardaki mertebeleri renkleri idrak eder. Düzenleme seçeneği elbette vardır. İnsân hidâyet ehlidir. Her zaman rahmân-i yoluna gitmeyi ister. Yönünü istikametini Allah’ın zâtına çevirendir. Muhammed-i ahlâkına yönelmesidir. Buda onun boyasıdır.
(5) Cevap: Ressam’ın yaptığı kuş hayvânlık mertebesidir. Ama leylek bütün kuşların piridir. Bir hadîs-i şerifte “levlâke levlâk lemâ halektül eflâk” (sen olmasaydın bu âlemleri halk etmezdim.) Allah (c.c.) Hakikat-i Muhammed-i aynasında bütün sonsuz âlemleri seyretti. Kendisini sevilmekliği diledi. Bütün âlemlerde allahtan başka yok mertebeleri sonsuzdur.
(6) Cevap: eğer bir insân tevhîd-i ef’âl mertebesindeyse fiil resimleri çekilirdi. Esmâ mertebesinde ise isimleri çizerdi. Sıfatta renk yok çünkü rûhlar âlemi zatta ise renk şekil ses görüntü yok o sadece sonsuzluk mânâsı aklıkül idrâkı sonsuz tenzih-î kadîm’dir.
Cumanız mübarek olsun hürmetle efendi babamın nükhet annemin ellerinden öperim.
Dostları ilə paylaş: |