3729. İleri geçme niteliksiz ve nasıllıksız ma’nevidir. İkiliksiz geçmişi ve geçileni gördün mü?
Ya’ni lütfun kahırdan geçmiş olması yaptığından sorulmayandır yani; tarife sığmaz manevidir. Zirâ her ikisi sıfât-ı İlâh-îyedendir; ve sıfât-ı ilâhiyyenin cümlesi başlangıcı olmayan ve ezeli olduğundan bir sıfatdan önce ve geçen olması, gelen erişen değildir. Geçmiş ve geşmiş olan ilgi ve münasebetleri ancak bu öncesi olmayan sıfatı eserleri varlık âleminde zuhurunda zâhir olduğu vakit belli olur. Zirâ, sırf vücud, lütuftur, kahır ondan sonradır; ve çünkü kahır vücûda ve varlığı gerektirir. Vücûd ve varlık olmayınca kahrın alâkadar olacağı mahal olmaz. Bununla beraber bu i’tibar ile lütuf geçmiş ve kahır geçendir. İkiliksiz geçmiş ve geçen gelince bu hal a’yan-ı sabite âlemine aittir. Zira bu âlem, İlâh-î ilmi sûretler mertebesidir. Ve ilm-i İlâh-î mertebesinde ikilik yoktur ve yaptığından sorulmayandır. Ya’ni niteliksiz ve nasılsızlıkdır ve mâ’nevidir. Çünkü bu mertebede zât-ı Hakk’ın kendi zâtına, kendi zâtıyla vaki olan tecelisinden ibârettir. Bu mertebeye “mertebe-yi vahidiyyet” ve “hakikat-i insâniyye” derler.