**************
(64) Ha…… E……
Selamün aleyküm Terzi Babam, Halifem,
Bismillâhirrahmânirahîm.
Bu hikâye İlmel, aynel, hakkel zevk edilip, İnsân-ı kâmilden zâhir batın tenezzül edip, efendi baba tasvirci ressam, terzi babadan görünüp,
necdet ardıç ismi ile cem edip, biz evlâtları resmi, sûretleri, Âyetleri olup, dört ödev hepsi ayrı ayrı makam üzere efendi baba tasvirci, tenezzülen resimi yapan terzi baba, ressam Necdet Ardıç da cem olmuş, Necdet Ardıç diye örtmüş, Necdet Ardıç diye kendini açmış. Hakk Şey âleminde eşya ile gözükmesi lâzım. Nefesi rahmân. Şeyyiyet âleminde eşya olup, “İnneni ene Allah” diyerek maddenin mânâ olduğunu tasdik ediyor. Zâtın irâdesi ile sözüyüz. Zat, irâde, fiil ve sözüyüz. Allah diyemediğimiz için el ilâh diyerek yakınlaşmaya çalışıyoruz. Önce euzibesmele yapılır. Orada hayvân resimleri vardır.
Nefsi emmârede de bol bol hayvân resimleri vardır, duvardaki resimler gibi. Senin nefsi halin ona renk verir. İlham renksizdir, o mertebenin rengine boyarsın. Arzdan semaya yükselir. Nefis mertebeleri yüksekliği gösterir. Hayvânı çizerek hayata geçiren, marziye olarak senden görülür.
Allah ehattır demeyi, kulu muhammedin ağzından yapıyor. Allah kulunun peşinden koşuyor çünkü nefsin ne olduğunu Allah biliyor. Nefis bilmiyor. Yarabbi sen övülmeye lâyıksın, teşekkür makamı, nefsi emmâre. Sen kendini övdüğün gibisin, nefsi levvâme, sensin, içerideki leylâyı duyacaksın. Ley-lâ diyeceksin. Levvâmede canlandı (hidayet), cinlendi (delâlet), kays mecnun oldu. Ley-lâ, ley-lâ diye, diye içerideki duyuldu, aynı oldu, sonra içerisi dışarısını sürüklemeye başlattı. Emmâre, levvâme, mülhime üçü birden çalıştı.
Sübhanallahi ve bihamdihi, Hakk makamı. Leyl-lâ olacaksın.
Maddenin mânâ oldğunu tasdik ediyor. Hakk, Meryemin rahminde kendini meydana getirdi, böylece hakikate erdi. Leyl kendi mecnununu, mecnunda kendi leylâsını buldu. Leyl-lâ da lâ ortaya çıkıyor. Çıkınca hakikati muhammede kadar gidiyor. Gece lâm elif, bâtını ehadiyyet, görünmesi itibariyle felekler halinde görünmesidir. Leylâda mecnun mevcuttu. Mecnun ise leylâyı dışarıda aradı. Önce leylâ öldü sonra mecnun leylâsına kavuştu. Leylâ işi biliyordu.
Ressam ve tasvirci görünen, insân-ı kâmil, mümin kulunun içindeki Allah gözüktü. Savver/tasavvur ediyor, çiziyor. O çiziyor kazâ kaydı, irâdeyi kül, O boyuyor mukadderat, kader kaydı, irâdeyi cüz. Tasvirci ressam mutmain Hakk makamında emmâre, levvâme, mülhime ve Hakk makamını râziye marziye makamını hepsini birden anlatmış evlâtlarına giydirme, ikramda bulunuyor.
Hakla fakir, Allahla zengin, insân-ı kâmil.
Hakk makamında gözüken insân-ı kâmildir.
Gece lâm elif, leyl-lâ, gündüz görünme yeri.
Biri hem tasavvur etti, hem çizdi, hem içini doldurdu, hem boyadı. Evlâtlarını leylâ, ley-lâ, leyl-lâ yaptı. Lâ oldu. Gece gündüz, gündüz gece oldu. Ete kemiğe büründü. Necdet Ardıç, Ekrem diye göründü.
Lâ ilâhe illâllah muhammeden resûllüllah ile noktayı koydu.
Dostları ilə paylaş: |