GöNÜlden esiNTİler bir hiKÂye biRÇok yorum (4) Bİr ressam hiKÂyesi necdet ardiç



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə65/255
tarix10.01.2022
ölçüsü1,28 Mb.
#99827
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   255
YORUM

(1) İbn-i Arabî Hz.'lerinin şöyle bir ifadesini buldum. “Kaderin konusu mümkündür, hâlbuki kaza-i mutlaka mümkünle ilişkili değildir. Bu yüzden kazâ Hakk’a aittir (Allah şuna hükmeder gibi) ve kazâsı belirli ölçü anlamında, kader ile mümkün’e indirir. Bu bağlamda kazâ değiştirilemeyeceği halde, kader artma ve eksilme kabul eder. Bu nedenle bir duada şöyle denilmiştir: “Allah’ım! Senin kazânın reddini istemiyorum, senden kazân’da lûtuf istiyorum. Kazânda ki lûtuf kaderdir.” 

Sorulara cevablar ise şöyledir.

(2) "Hayvân" salât'da "dal" harfine karşılık gelip mûseviyyet mertebesine dolayısıyla hakiki tenzihe karşılık gelip 9. mertebedir.  

(3) Doğa'dan kasıt mâdeniyyat ve nebâtât’dır. Mâdeniyyat 10. mertebeden (tevhid i sıfat) olurken, nebâtât 8. mertebeden (tevhid i ef’âl) olacaktır. İnsân ise 12. mertebeden olacak yani (insân ı kâmil) olmuş olacaktır. 

(4) Bu soruya daha iyi bir cevab verebilmek için hayvân resimlerinden "at" resminin dışını çizdim. Baktığımda bunun bir "at" olduğu belli idi. Eksik bölümleri iç kısımda olan göz, kulak, burun bölgeleriydi. Bunu diğer hayvân resimlerinden köpek, kedi, diğerleri için de tahayyül ettiğimde hepsi için aynı sonuca vardım. Yani hayvânın sadece dışı çizilse hangi hayvân olduğu anlaşılır iç kısmında ki gözü, kulağı v.s olmasa bile. Ama bir hayvânı çizdiğimizde göz, kulak, burun muhakkak çizilmeli. Yani eğer çizilmez ise bu hayvân eksik kalacaktır. Burada ressam "Bu resimleri yukarıda ki çiziyor, ben içlerini dolduruyorum" demişti. Dolayısıyla ressam için düzenleme maslahatı olmalıdır.

(5) sorunun cevabında "Ressam" Hakikat-i Muhammediyyeye bağlıdır. Bunda ebcedden faydalanılmıştır. Şimdi buradaki kısımda ise yine ebcedden faydalanılır ise 4. soru için verilmiş olan cevab güçlendirilmiş olacaktır. 

"Duyular" ise arapça ihsas demektir. "ihsas  (إحساس)" kelimesi yani duyu kelimesi (elif+ha+sin+elif+sin)' den oluşur, yani (1+8+60+1+60=130) eder. Bu da belirgin bir şekilde "13" yani Hakikat i Muhammediyeyi göstermiş olur.   

Burada enteresan olan nokta şudur. Bir hayvânda 5 adet his vardır. (Yani göz, kulak, dil, burun ve ten) dir. Ancak resime geçirildiğinde bu hislerden 3 ü resme geçer.  Çünkü "ten" çizilemez. "Dil" de vücûdun içinde kaldığı için çizilemez. Dolayısıyla Ressam "3" hissi çizebilir. Onlar göz, kulak ve burun'dur.

Göz arapça (ayn+ye+nun) (70+10+50)=130 eder. Belirgin olarak 13'tür.

Kulak arapça ( elif+zel+nun) (1+700+50)= 751 ( 7+5+1=13 eder.)

Burun arapça ( Elif+nun+ fe) (80+50+1)= 131. Belirgin olarak 13'tür.

Dolayısıyla 13'e bağlı olan ressam yukarıda ki çizimlerde de tasarruf hakkına sahiptir. Dilediği gibi çizer. Ve çizim tamamlandığında 13 olur. Çünkü tüm hisler 13 tür.

"Renk" kelimesi farsça bir kelimedir. Ve bu kelimenin (re+nun+ke) harflerinden müteşekkildir. Ve bu harflerin toplamı ise  (200+50+20=270) 270 olmaktadır. 270 in kendi iç toplamı ise 2+7+0= 9 eder. Bu da hakiki tenzih mertebesini ifade etmektedir. 

Ressam 13'e bağlı olduğu için burada da tasarruf hakkına sahiptir. Dilediği gibi boyar. İsterse renksiz bırakır isterse başka renklere boyar çünkü kendisi "bir kayıtla" kayıtlanmış değildir.

(5) "Ressam" kelimesi için ebced hesabı yapılırsa (200+60+1+40=301) olmaktadır. Bu da 13'ü ifade etmektedir. Yani Hakikat ı Muhammedi mertebesine nail olanlardandır.

"Hayvân" kelimesi (ha+ye+vav+elif+nun) yani (8+10+6+1+50=75) eder. Kendi içinde toplandığında 12 eder. Ancak başta Hakk tarafından gönderilen hayvânın 9. mertebeden olduğu belirtilmişti. Burada Kâmil bir insân’ın elinden onun içine hisler bezendiğinde 9'dan 12'ye gelmekte insân-ı kâmil-i ifade etmektedir.

Efendim bir sohbetinde bir fıkra anlatmıştı. Şöyleydi. "Bir gün bir yolcu bir armut bahçesine uğrar. Ve o bahçenin sahibinden armut ister. Sahip ise Allah'ın armutları mı kulun armutları mı diye sorar? Yolcu da tabiki Allah'ın armutları der. Sahip da yamru yumru ezik armutları getirir. Yolcu bunları beğenmez. Sahip de sen Allah'ın armutlarını istedin kul mamutu olanı istemedin ki der. Bunun üzerine yolcu kul yapımı olanı ister. Ve sahip armutları getirir bu armutlar fevkalâde armutlardır."

Şimdi bu yukarıda ki fıkrada Hem Allah'ın armutlarını hemde kulun armutlarını Allah halk etmiştir. Ancak Kul "kulun armutlarında" tasarrufda bulunmuş değişiklikler yapıp, bahçeyi ve ağacı işleyerek fevkalâde hale getirmiştir. İşte bu değişik mertebelerden gelen oluşumlar Ressam (Kâmil insân) tarafından restore edilip en kemalli bir şekilde kullanılmaktadır.



(6) Eğer bu resimi çizen kimse 7. mertebenin altında ise yani enfüsi yolculukta ise veya nefs i emmâresi kabarmış ise, yine Hakk 9. mertebeden Hayvânı gönderir ve bitkiyi 8., madeni 10. ve insân-ı 12. seviyeden gönderir. Bu seviye de ki kul bu sefer Hakikat i Muhammediye temelli içeride bir düzenleme yapmaktan çok uzak olup enfüsi olarak bu resimlerin içine benliğini koyar. Ve resimler de tahribat olur.

Efendim hepsi bu kadar.

Hayırlı geceler. Fakir ve Kü….., Sizin ve Nüket annemin ellerinden öperiz.


Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   61   62   63   64   65   66   67   68   ...   255




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin