(27) Me.... Ak.... Ka....
From: terzibaba13@hotmail.com
Subject: RE: 86-6-Bir hikâye bir çok yorum
Date: Mon, 10 Mar 2014 00:35:13 +0200
Hayırlı akşamlar Me..... oğlum Aleyküm selâm. Gönderdiğin dosyanı indirdim aldım güzel değerlendirmişsin, bütün yazılar gelsin hepsini bir dosyada topluyorum daha sonra düzenleyip herkese tekrar göndereceğim o zaman sorduklarına daha geniş cevap bulabilirsin ayrıca herkes herkesin cevaplarından ve fikirlerinden yararlanarak görüş ufukları daha genişlemiş olacaktır. Her türlü işlerin kolay gelsin selâmlar hoşça kal Efendi baban.
------------------------
Date: Sun, 9 Mar 2014 17:55:06 +0200
Subject: Re: 86-6-Bir hikâye bir çok yorum
To: terzibaba13@hotmail.com
Selâmün aleyküm efendi babacığım,
Ekteki dosyada, kendi görüşlerimi koyu karakterlerle yazdım.
Aslında bu konu, benim bu yaşıma kadar, bütünlüklü olarak bir türlü çözemediğim bir konu oldu. Bunun rahatsızlığını hep hissettim. Yani, hangi durumları nasıl görmeli-algılamalı ve o duruma karşı nasıl bir anlayış- hareket tarzı geliştirip tepkide bulunmam gerektiği konusunu.
Açıkçası, bunu bana açıklayabilirseniz çok sevinirim.
Hayırlı günler diler, ellerinizden öperim.
Me.... Ka.....
------------------------
Şimdi gelelim bu hikâyede ki, soruya. “her şeyi merkezinde bırakırdım!” sözlerini “Eğer siz olsa idiniz o soru hakkında kendi hayat anlayışınız içinde bu cümleyi nasıl düzenlerdiniz.?”
Sizde aynı şekilde mi cevaplardınız yoksa kendi geliştireceğiniz bazı yeni kelimelerle mi! ifade etmeye çalışırdınız.? Bende size biraz yön gösterici olarak bu hususta birkaç soru oluşturayım.
-
Yukarıdaki cevap gerçekten hiçbir şey ayırmaksızın bütün “ef’âl âlemi içinde” her yönden geçerlimi’dir?
Bence, evet bütün âlemler toplu olarak bir mükemmellik arz ederler. Ne bir eksik ne de bir fazla düşünülebilir. Ama mertebeler itibariyle bakılınca, her bir mertebeye göre farklı durumlar ortaya çıkar. Ef’al âlemi özelinde düşünürsek, ‘her şeyi merkezinde bırakırdım.’ İfadesi bazı durumlarda yanlış olmalı. Günahkârların yaptıkları yanlış işler, zaten öyle olması gereken işler değildir. O işlerden Rahman olan Allah razı değildir. Dolayısıyla, Ef’âl âlemi mertebesinde bulunan birisi, şeriat’ın kötü ve günah olarak değerlendirdiği durumları merkezinde bırakmaması, onları ortadan kaldırmaya çalışması gerekir.
-
Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayrımcılığı, yoksulluk v.b. bütün bunlar, “merkezindemi” dir?
Bence, Allah-u Teâlâ’nın sıfat ve isimlerinin ortaya çıkmaları itibariyle evet merkezindedirler. Allah-u Teâla’nın tecellisi olarak ortaya çıkan alemlerde, kendisinin razı olmadığını belirttiği durumlar için, Mutlak Zât mertebesinden onay verdiğini biliyorum. Allahlık mertebesinin de, tecelli eden her ismi kendi mertebesi itibariyle varlıkta tutmak olduğunu biliyorum. Dolayısıyla, uluhiyet mertebesinden bakıldığında, bizim iyi ve kötü diye tabir ettiğimiz her durumun, gerçekten merkezinde olduğu ve öylece kalması gerektiğini düşünüyorum.
-
Gene, Yukarıdaki cevap gerçekten hiçbir şey ayırmaksızın bütün “enfüsi beden âlemi içinde” de her yönden geçerlimi’dir?
Bence, bedeni bir bütün olarak düşündüğümüzde, evet her şey merkezindedir. Ama organları ve işleyişlerini ayrı ayrı düşündüğümüzde merkez diye bir şey olmadığını, göreceli şeyler olduğunu düşünüyorum.
-
Karşımıza çıkan her türlü eksi ve artı diye ifade edilen hadiselerin hepsi için onlarda merkezinde’dir diyebilirmiyiz?
Bence, eğer kâmil bir anlayışla olayları idrak edebiliyorsak, evet her şey merkezindedir, olması gerektiği gibidir. Ama, bu anlayışa gelene kadar, başımıza gelen olaylara hep, ‘aslında öyle değil de şöyle olsa daha iyi olurdu.’ mantığıyla bakarız. Bu ise, tamamen razı olma makamına ve Fenâ Fillah mertebesine gelinmemiş olduğunu gösterir. Dolayısıyla, kâmil hale gelmeden önce, iyi farz ettiğimiz şeyler dışındaki şeyleri merkezinde göremeyiz.
(5) karşımıza çıkan her türlü artı-iyi hadiseye merkezinde’dir, diyebilirmiyiz.?
karşımıza çıkan her türlü eksi-kötü hadiseye merkezinde’dir, diyebilirmiyiz.?
Ben, ‘merkezinde’, ifadesinden, ‘o şeyden memnun olunmuş’ anlamını çıkarıyorum. Buna göre, her türlü artı-iyi olarak görülen hadiseden memnun olunduğu için, o şeyler merkezindedir. Ama eksi-kötü olarak görülen hadiseler, o şeylerden memnun olunmadığı için merkezinde değildir. Ancak bu şekildeki bir anlayış, büyük resmi göremeyen, isimlerin rüzgarları arasında oradan oraya savrulan bir insanın anlayışıdır bence.
-
Merkez ne demektir.
Dostları ilə paylaş: |