Allah râzı olsun,
Hürmetle ellerinizden öperim...
------------------------
***
(43) Fı.. Ma…
Ve aleyküm selâm Terzi Babam,
Bismillâhirrahmânirrahîm
Bu bize gönderilen altıncı istişare, tefekkür çalışmasıdır. Efendi Babamız bu şekilde nefis mertebelerinden altıncısı olan Nefs-i Mardiye mertebesinin açılımına vesile olmaktadır.
Kimi halen, kimi zikren, kimi takliden…
Hikayemizin başlangıcına dönersek, ilmi, namazı, duaları tam gibi gözüken Musa bin Muslihuddin, Muhanmed-i Adem gönlünü tasdik etmemenin eksiği içindeydi. Asıl olanın bir gönle girmek olduğu kendisine bir rüya ile bildirildi.
Rüyasında daha önce put ettiği fikirleri engel olarak koysa da gönül sultanı o putları yıkıp, gönül kapısından içeri girmekte. Daha önceden öğrendikleri onu oraya getirdi. O gün için onlar tamamdı ama artık yeni bir doğuş yaşanmaktaydı.
Sümbül Efendi’nin söylediklerini onlar anlayamazdı. Çünkü anlamayı da Allah kendinden kendine yapabilirdi. Ancak o direğin (elifin) dibinde duran, kendini elife yaslayan bunları anlayabilirdi.
Her şey merkezindedir sözü Allah’ın velisinden çıktıktan sonra bu sözü tasvip etmemek olamaz. Zaten bu sözü söyleten Hakkın kendisidir. Allahın bize verdiği acıma, merhamet gibi duygularla Allah’ı yargılamaya kalkmak doğru değildir.
Bizim algılayışımıza göre yanlış olan şeylerden nasıl bir güzellik çıkacak bilemeyiz. Bir Kıpti’yi öldüren Musa Peygamber’ de devrin şeriatına göre yasak bir iş yapmıştı. Ancak bu ondaki açılımın başlangıcı olmuştu. Allah’a giden yolda Allah’ı kendimizin anlayışıyla değil,
Allah’ın bize kendini anlatmak istediği anlayışa idrak etmeliyiz.
Asıl yanıldığımız nokta, Allahın isimlerini kullanırken yaptığımız hatadır. Bu isimleri yanlış yerde ya da yanlış zamanda kullanmak ve bunun neticesinde de Allah’a suç atmak, edebe uymaz. Bu yanlış yerde yanlış elbiseyi giyip başkalarına suç atmaya benzer. Yanlış yerde yanlış elbise giyip terziye suç atılmaz.
Bizim algılayışımıza göre olumlu ya da olumsuz olayların neticesinde ne ile karşılaşacağımızı bilemeyiz. Bu bizim için bir imtihanda olabilir. Bu yüzden hayırlısını istemek daha doğrudur. Şüphesiz nefis bu noktada devreye girerek, o zaman ki algılayışımızla doğru kabul ettiğimiz şeyleri ister. İşte büyük imtihan bu noktada başlar.
Yusuf peygamberin kuyuya atılması, İbrahim peygamberin ateşe atılması, efendimizin hicreti de buna örnektir.
Merkezinde bırakırdım demek Allah’a teslimiyete gelinen noktayı anlatır. Bu sistem içine bir şey koymaya çalışmak ya da, bir şey çıkarmaya çalışmak Allah’a kafa tutmaktır.
Dostları ilə paylaş: |