Elif; Ahadiyetin bütün mertebelerde zuhuru,
Lam; Uluhiyetin bütün mertebelerde zuhuru,
Mim; Hakikati Muhammed iye’nin bütün mertebelerde zuhurunu göstermektedir.
2) Zelzele, Toprak kayması, fırtına, yağmur, yangın, savaş gibi yaşanan tüm olaylar ve doğa olayları zahirde kişiye celali veya cemali olarak görünebilir. Oysaki tüm yaşananlar merkezindedir. Kişinin takadin den fazla kaldıramadığı olayları celali olarak değerlendirilebilir. Kaldırabildiği olaylar cemali noktadan görünendir. Burada Her şeyin Rabbimizden gelen “Zül Celâl Vel İkram” noktasını mertebemiz boyutunda yaşayıp değerlendiriyoruz.
3) Enfüsi beden âlemi içinde de her şey merkezindedir. Zahirde kışın ölü olarak zannettiğimiz yeryüzü baharda yağmurların yağması ile dirilip canlanmaya başlar, yeni yeni hububatlar, ortaya çıkarır. Rabbimiz rahmetiyle tecelli ederek bütün mükevvenat tekrar tekrar yaratılır. Batınen baktığımızda ise Arz bizim kendi beden arzımızdır.
4/5) Bizim zahiri olarak gördüğümüz her türlü artı-iyi hadise, eksi –kötü olarak değerlendirdiğimiz hadiseler esasında merkezindedir. Herkesin kendi mertebesi boyutunda derece derece gördüğü ve idrak edebildiği olaylar bulunmaktadır. Tekamül edebildiğimiz ölçüde olayları zannımızca algılamaya başlıyoruz. Tüm yaşadığımız olaylar vücuda hizmet etmek amaçlı yaşanmaktadır.
6) Merkez= Bi İsmi Rabbike ile noktanın açılmasıdır. Yine Kesret de Vahdet, Vahdet de Kesret Merkezi tanımlamaktadır. İnsanın Yaradılış noktasına dönmesi ve o noktadaki Allah’a ait manadan ibaret olduğunu idrak etmesi.
Nokta bir dönüşümdür. Na mütenai açılımlar ve oluşumlar nokta halinde devam etmektedir. Evvela kendinden kendine gidip bulmak, Yani kendi hakikatini bulup, Tevhit noktasına ulaşmaktır. İnsanın maddi varlığının hükmünden kurtulup, kendi içindeki mertebe ve makamları idrak edebilmesidir.
7) “Merkezinde bırakırdım” Sözü Hakikat mertebesinin (Hak Makamının) Sözü olabilir.
Dostları ilə paylaş: |