(2) Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayrımcılığı, yoksulluk v.b. bütün bunlar, “merkezinde” midir?
(2) Zelzele, toprak kayması, fırtına, yağmur, yıldırım çarpması, yangın, açlık, savaşlar, ırk ayrımcılığı, yoksulluk v.b. bütün bunlar, “merkezinde” midir?
Merkezindedir, çünkü yıkıcı oluşlar Kahhar ve Celâl isimlerinin zuhurlarıdır ve hayat 'kevn-fesad' şeklinde, etkenlik ve edilgenlik ile süregelmek-tedir. Makro ve mikro bütün âlemleri bir vücud olarak düşününce, zuhura çıkanlar, gereğine göre bir mertebede, bir isim/sıfat ile isimlenmiş bir vecih olarak çarkı döndüren hareketlerdir. Vücud deyince, bir başka açıdan, insan vücuduna bakınca da "vücudum temiz olmalı, bağırsaklar pislik barındırır" deyip bağırsakları söküp atmak, boşaltım sistemini engellemek ya da bağırsağı başka bir organa çevirmek hata ise, aynı şekilde, âlemin oluş-bozuluş kuvveleri dengesine bir müdahale de benzer bir hatadır. Denge; ırk ayrımcılığı gibi fikirsel veya açlık gibi fiziksel olarak içeriden/dışarıdan Celâl'inin zuhurlarını gerektirir. Bir sohbetinizde "Gemide herkes aynı tarafta olursa o gemi batar" demiştiniz babacığım. Bu yüzden dengeye "herşey zıddıyla kaimdir" diye düşünerek zuhura çıkan her türlü şeyin (zâhirî-bâtınî) dâhil olduğunu düşünmemiz gerekir.