(3) Gene, Yukarıdaki cevap gerçekten hiçbir şey ayırmaksızın bütün “enfüsi beden âlemi içinde” de her yönden geçerli midir?
Henüz merkeze ulaşamayan hak yolcusunun benliği yönünden geçerli değildir; Şeriât-ı Muhammedîyeye uymayan davranışlarını değiştirmeye, nefsâni yönde kullandığı esmâlarını esmâ-i ilahiyyelere çevirmeye, âlemdeki noksanlıklara değil kendindeki noksanlıklara müdahaleye gayret etmesi, yani enfüsî beden âlemi içinde müdahele ve mücâhede, âfâkta ise seyirde olması gerekir.
(4) Karşımıza çıkan her türlü eksi ve artı diye ifade edilen hadiselerin hepsi için onlar da merkezinde’dir diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Bakara (2/216) "..siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz birşeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." Beşerî bakış açılarımızla, nefsânîyeti-mizle hadiseleri eksi-artı diye nitelendirdiğimizde yanlış değerlendirme yapmış oluyoruz. Ayrıca, başımıza gelen hoşlanmadığımız bir durum, kazâ ise ardından bir lütuf gelecektir, kader ise de bizim yaptığımızın karşılığıdır.
(5) Karşımıza çıkan her türlü artı-iyi hadiseye merkezinde’dir, diyebilir miyiz? karşımıza çıkan her türlü eksi-kötü hadiseye merkezinde’dir, diyebilir miyiz?
Diyebiliriz. Karşımıza çıkan iyi hadisenin (nimet sandığımızın) imtihana, nikmet sandığımız kötü hadisenin de zamanla rahmete dönüştüğünü görmemiz hadiselerin tek yönlü/sabit olmadıklarını gösterir. Nefsimizi, şeylerin yönetimi altına girmekten sıyırarak, hadiselerin üstüne çıkarak, "merkezindedir" diye düşünmeye gayret etmeliyiz.
Dostları ilə paylaş: |