Merkez kelimesinin Ma’nası: bir şeyin ortası. Vasat, yol. Durum vaziyet. Hal suret.* Şubeleri bulunan bir teşkilatın idare olunduğu ve emir veren yeri, makamı. Bir şeyin en işlek yeri. Teşkilat olan yeri en yüksek makamı. Geometride dairenin bütün kenar noktalarına aynı uzaklıkta bulunan orta noktası. Merkez kelimesi Arapça rekz kelimesinden geliyor. Rekz kelimesi: dikme yere saplayıp sabit kılma anlamına geliyor.
Fecr suresinde 89/10 ‘Ve kazıklar sahibi firavuna’
Kazıklar- direkler sahibi. Bu tabir oldukça önemlidir. Fir’avn hakkında birçok sözler söylenir. Bir bakıma bu direklerin piramitlerin olduğu söylenilir. Görüntüleri gerçekten uçları sivriltilmiş kazıklara benzemektedir yerlerinde sağlamca dururlar. Ayrıca zamanlarında çıkardıkları kanunlarda birer kazıktır. Nasıl ki kazık yere çakılır ve bir şeye istinad edilir. Yani belirleyici bir unsurdur, onların çıkardıkları nefisleri istikametinde ki kanunları da birer kazıktır… (terzi baba 6 peygamber Hz. Musa sayfa 56)
Evet, burası Merkeze en uzak nokta, bir bakışla mescidi aksa bir bakışla Esfeli sâfilin. Merkezden ne kadar uzak olursak, o kadar savruluyoruz. Ama o dahi merkezin dışında değil. En uzak yerinde ama merkezdeler, her şey olması gerektiği gibi. Şeyh Sadi Şirazi’nin de gazelinde söylediği gibi: “Aşk fabrikasında küfrün bulunması da zarûrîdir.
* Merkezinde bırakırdım sözü, benim anladığım kadarıyla siz daha iyisini bilirsiniz, Sultan Babam. Tevhidi Ef-al mertebesidir.
Çiçeklerin zikrini duyması ve kopartamaması da Tevhidi Esma metre-besidir.
Muhabbet ve hürmetle Sizin ve Annemin güzel ellerinden öperim. Size çok teşekkür ederim Efendi Babacığım. Selâm ve Dua ile
Dostları ilə paylaş: |