Günü saat: 22. 41 sıralarında şüpheli Mehmet Fikri karadağ ile M. V. D.'nün yaptıkları telefon görüşmesinde özetle


İlk hazırlama niyetim Milletimi çok sevdiğim için temelde bir parti kuruluş tüzüğü şeklide hazırladım



Yüklə 3,23 Mb.
səhifə21/48
tarix12.01.2019
ölçüsü3,23 Mb.
#95670
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   48

İlk hazırlama niyetim Milletimi çok sevdiğim için temelde bir parti kuruluş tüzüğü şeklide hazırladım. Hazırlarken de kendi mesleki bilgilerimi, ekonomik programlan ve yapılması gerekli diğer düşünce ve planlan açıkça yansıttım. Bu parti tamamen legal bir parti oluşumudur. Ben bunu kimseye dağıtmadım. Sadece TANER ÜNAL ve MUZAFFER TEKİN' e verdim. GAZİ GÜDER'e vermedim. Bu projeyi yaptıktan sonra da verdiğim şahıslar da irtibatım doğal olarak kopmuştu. Ancak ben gözaltına alındığım anda bazı kelimelerin ve bölümlerin maksadını aşar şekilde yazıldığını hissettim. Bilgisayanm incelendiğinde bu bölümlerin çıkanldığı veya düzeltildiği bir metninde bulunacağını ümit ediyorum

YAŞAR ÖZ Savcılıkta alman ifadesinde;

Ben MUZAFFER TEKİN'i daha önceki yıllarda tanımıyordum, Danıştay olayından tutuklandıktan sonra benim kaldığım Cezaevine konulmuş, ben kendisini Tekirdağ Adliyesinde başka bir konu ile ilgili talimatla ifade vermek için gittiğimde bekletildiğimiz nezarethanede gördüm, tanıdım, aynı araçla cezaevine döndük, kendisiyle irtibatımız bu kadar olmuştur, şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Nezaman ceza evine konulmuş



SEDAT PEKER Savcılıkta alman ifadesinde;

MUZAFFER TEKİN 'i cemiyet ortamlanndan tanınm, 1997 yılından beri tanınm, kendisi ile zaman zaman görüştüğümüz olmuştur, eski asker olduğu için tarihi meseleleri görüştüğümüz olurdu, samimiyetim yoktur, ben MUZAFFER TEKİN'in ofisine gitmedim şeklinde beyanlarda bulunmuştur.



MAHMUT ÖZTÜRK Savcılıkta alman ifadesinde;

Ben Muzaffer TEKİN benim ilk komutammdır, astsubaylığa geçmem için yardımcı olmuştur, daha sonra ordudan atıldı, 1998 yılma kadar görüşmedim, o tarihte Kadıköy'de tesadüfen karşılaştık. Daha sonra ben akaryakıt işine girdim, bana yardımcı oldu, o günden beri de irtibatımı devam ettirmekteyim. Danıştay olayından sonra da ben kendisi ile hiç görüşmüyorum, muhabbeti kestim dedi. Bazen telefonla görüşebilirim, onun dışında herhangi bir irtibatım yoktur.

. Muzaffer TEKİN'e herkes komutanım der, çok saygı duyarlar. Şuanda Tuğgeneral rütbesinde muvazzaf konumdaki insanlar dahi kendisine komutanım diyerek saygı duyar, kendisi çok ince ruhludur, kapıya kadar herkesi uğurlar. Zaman zaman general rütbesindeki büyükler de ziyaretine gelir di. İsim olarak benim orada gördüğüm Tuzla Piyade Komutanı geçen sene gelmişti. Emekli General Muammer Ünal da zaman zaman oraya gelirdi. Gittiğim zaman orası hiç boş kalmazdı. Orada çaydan başka bir şey yoktur, gelen kişiler yanlannda mutlaka bisküvi gibi bir şey getirirlerdi, şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

AYDIN YÜKSEK Savcılıkta alman ifadesinde;

Ben kendim inşaat işleriyle uğraşınm, pazar yeri projesi yapanm. Bakırköy İncirli' de Darıca İnşaat Faktoring şirketi vasıtasıyla MUZAFFER ŞENOCAK' la, HASAN SAĞLIK, SANA JALOV isimli şahıslarla tanıştım. Afrikadan demir, hurda, gübre ve altın ticareti yapacaktık. Türkiye' den de medikal malzeme götürecektik. Bu üç şahıs beni dolandırdı. Yaklaşık 100 milyar civannda bana masraf açtılar ve bu parayı bana ödemediler. Ben de MUZAFFER' i bana tanıştıran MURAT KALE isimli şahıs bana MUZAFFER' in özel kuvvetlerde çalıştığım bana Apo' yu Türkiye' ye getiren ekipte olduğunu söyledi. Ben de MUZAFFER' e güvendim ve yurtdışı bağlantılannm olduğunu düşünerek iş bağlantılan yapmak için kendilerine para verdim. Ancak beni dolandırdılar. MUZAFFER ŞENOCAK iş yapmak amacıyla Güney Afrika' ya gitti. O Afrikaya gittiği sırada benim evimde kalıyordu. Ben onun çantasmdaki CD ve disketleri kurcaladığımda MUZAFFER TEKİN' de ele geçirilen CD. dedeki bilgileri gördüm, ve bunlan CD. halinde yaptım ve aynca laptopuma da kaydetmiştim. Ben MUZAFFER bir daha dönmeyeceğini bana söyleyince eşyalannı kanştırdım. Daha önceden bakmamıştım.



Daha sonra bu CD.yi alacaklarımı almak amacıyla soyadından emin olmadığım KADİR Bey vasıtasıyla tanıdığım METE YALAZANGİL isimli şahısla konuyu görüştüm. Beni adamı şikeyet etmek üzere MUZAFFER TEKİN' in ofisine götürdü. Konuyu ben anlattım. Daha sonra kendi yardımcı olacağını söyledi. Gittiğimiz adamın MUZAFFER TEKİN olduğunu çılanca METE Ağabi söyledi. Biz oradayken de çeşitli kişiler bürosuna girip çıkıyorlardı. Benim gördüğüm kişiler gözaltına alman kişiler değildir.

Bu CD.yi ben hazırladım ancak CD. deki bilgiler de MUZAFFER ŞENOCAK'ı şikayet etmeyi düşündüm. Orduda görevli olduğunu düşünerek korktuğum için MUZAFFER TEKİN' e gittik. MUZAFFER' de özel kuvvetlerden bunların komutanlarına ulaşabilir diye düşündüm. Para konusunu konuşmadık. Ben CD.lerin içeriğine daha önceden bakmıştım. Bu konuda da şikayet edecektim ancak korktuğum için edemedim. CD. leri ben MUZAFFER ŞENOCAK' m evime bıraktığı eşyalar içerisinde buldum, şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

AHMET ERDEN ARSLAN Savcılıkta alman ifadesinde;

Ben Tekstil işinden iflas ettiğimden 1,5 yıldan beridir çalışmıyorum. Hiç bir gelirim yoktur. Ben MUZAFFER TEKİN' İ ağabeyim vasıtasıyla tanırım. Ağabeyimin yanma gittiğimde o büroda olduğu için MUZAFFER TEKİN' le de görüşürüm. Ben gittiğimde ağabeyimden harçılk isterim. Ağabeyim genelde orda olduğunda ben de yanma giderim. Ben gittiğim zamanlarda ofisin yerlerini paspaslarım, temizliğini yaparım, anahtarı aşağıda çay ocağında bırakır çıkarım. Ben ağabeyimin ricası üzerine temizlik işlerini yaptım. Ben gittiğimde gelende dış odada otururum. Çoğunlukla buraya emekli subaylar, esnaflar ve akrabalar gelir. Ben bir seneye yakındır ofise gelip giderim. MUZAFFER Bey' le oturup bir sefer dahi sohbet etmemişimdir. Ben onların konuştuklarını duymamak için odada biri varken girmiyorum. Ancak çay boş olunca falan odaya giriyorum. Ben odasında kırmızı bir klasör görmedim. Ben METE YALAZANGİL' i tanımam. AYDIN YÜKSEK' i tanımam. KÜDDÜSÜ OKKIR' ı tanımam. OKTAY YILDIRIM' ı 7 ay evvel bir kere ofiste gördüm. Ben MUZAFFER TEKİN' in dışarıya götür getir işini hiç bir zaman yapmadım. İşim bittiği zaman ben dışarıya çıkardım. Benim harçlığımı ağabeyim kendi cebinden verirdi. Ben orada temizlik yaptığımda ağabeyim bana 10-20 lira verirdi. Ancak oraya gitmemin asıl sebebi bana iş bulacak olmalarıydı.

. İBRAHİM ŞAHİN'i bir iki kez gördüm. Diğer şahıslan tanımıyorum. Aralarında komutanım diye konuştukları için isimleri de bilmiyorum. Kendi aralarında siyaset, güncel olaylar ve partilerin durumları ve askerlik hatıralarından genelde konuşurlardı. Benim CD. den ve devletin yapılanması belgelerinden haberim yoktur.

SEVGİ ERENEROL Savcılıkta alınan ifadesinde;

MUZAFFER TEKİN aile dostumdur, FİKRİ KARADAĞ' ı tanırım, basın açıklamalarından tanıyorum. Kendileri MUZAFFER TEKİN ile bir bayramda kilisedeki ayine katılmıştı, şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

Şüpheli HÜSEYİN GÖRÜM beyanmda ; Ergenekon isimli oluşum hakkında her hangi bir bilgisinin olmadığım, ancak 2005 yılının Ocak ayında Kadıköy'de İkizoğlu İş Hanının 3. katında bulunan Muzaffer TEKİN' e ait büroya çay içmeye uğradığında büroda Kuddusi OKKIR, Rafet Albay, Nedim Albay Hüseyin BEYAZIT ve kendisini Jitemci olarak tanıtan Mustafa ALPAY ve 6-7 tane asker kökenli şahıs olduğunu, orada Kuddusi Okkır'm "Ayrık Otu" isimli bir oluşumdan söz ettiğini, dosyasını çıkarıp birini Muzaffer TEKİN' e verdiğini gördüğünü, aynı dosyadan "Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği" isimli derneğine sadece verdiğini söylediğini beyan etmiştir.

e-Şüpheli ile alakalı toplanan delillere bakıldığında,



1) Şüphelinin ev ve iş yeri bilgisayarında bulunan Lobi ve Devletin Yeniden

Yapılanması ile alakalı olarak belge içerik olarak yukarıda anlatılmış olup, belgenin amacı tamamen devletin çeşitli aşamalar sonucu ele geçirilmesine ilişkin olduğu, bu belgenin MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR tarafından yazılıp bir suretinin VKGB isimli derneğin kurucusu Taner ÜNAL' a ve bir suretinin de şüpheli ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e verildiği, başka bir kimseye verilmediği, buradan da belgenin çok gizli olması ve sadece lider seviyesindeki insanlara verildiğinin MİLLİ IRGAT(KOD) Kuddusi OKKIR ' m ifadesinde "bu planı Ankara' ya gitmeden önce yazmıştım, Taner ÜNAL hiç ilgilenmedi, bir suretini kendisine verdim, daha sonra İstanbul' a gelince Muzaffer TEKİN ' e herkes komutanım dediği için bir surette ona verdim, tamamen kendi insiyatifımle hazırladığım programdır" dediği, aynca programı şüphelinin kendisine bağlı olarak çalışan Gazi GÜDER' e vermedim demiş olması da belgenin önem ve gizliği sebebi ile sadece lider kadroya verildiği, çalışmaların buna uygun olarak gizlilik içerisinde yürütüldüğü, (k... d..l) bu belgeninde ERGENEKON YAPILANMASINA ait önemli bir belge olan ve dosyada mevcut Devletin Yeniden Yapılandırılması dokümanında belirtilen ana prensiplerin açılımı şeklinde yazıldığı, 21 maddelik Devletin Yeniden Yapılanması belgesi ile Kuddisi OKKIR yazdım dediği belgenin benzer nitelikte olduğu, Kuddisi OKKIR master plan çalışması dediği Devletin Yeniden Yapılanması belgesini de bu amaçla örgütün talimatlan doğrultusunda yazdığının açıkça anlaşıldığı. Devletin Yeniden Yapılandınlması üzerine başlıklı belgenin sadece Tuncay GÜNEY ve Doğu PERİNÇEK ten çıkmış olmasmdanda belgenin özelliği ve gizliliği anlaşılmaktadır. Devletin Yeniden Yapılanması dokümanının Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ün danıştay olayından gözaltına alınması sırasındada çıktığı, bu dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı,

2)Şüpheli ile alakalı olarak Doğuş Factoring dosyası ile alakalı olarak yapılan incelemede müştekisinin Ahmet ÇEKELKIRAN olduğu, şüphelilerin Ayhan PARLAK, İlhan PARLAK olduğu,



Müşteki Ahmet ÇEKELKIRAN'm beyanlarına bakıldığında;

Ertuğrul YILMAZla ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' çok eskiden tanıştığı ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN hissedar olmasına rağmen şirkette çalışmadığım, Ertuğrul YILMAZIN ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'e çok saygı duyduğunu, bu vesile ile de Ayhan PARLAKIN da çok saygı duyduğunu, Ertuğrul YILMAZ' m Hannover'deki ikametinde öldürüldüğü sırada Ayhan PARLAK' m da yanında olduğu ve bütün işlerinde ortak olduklan, daha sonra Alparslan ARSLAN ile tanıştıklanm ve bu şahsın Doğuş Factoring' in avukatı olduğu, Danıştay saldmsma kadar da Doğuş Factoring şirketinin alacaklanm, çek ve senetlerin icra işlemlerinin Alparslan ARSLAN tarafından takip edildiğini, Ayhan PARLAK ile ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in tanışıklıklannm çok eskiye dayandığı, ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in ofisinin Ertuğrul YILMAZ' m abla çocuğu Rıza YILMAZ ile ofisinin yan yana olduğu ve Ayhan PARLAK ile ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in çok samimi olarak ilişkilerini devam ettirdikleri ve Doğuş Factoring' in Ümraniye' deki 7300 m2 arazisi Ertuğrul YILMAZ' m imam nikahlı eşi Nezahat KELEŞ' in üzerinden 2002 yılında ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in üzerine devredildiği, daha sonra Ertuğrul YILMAZ' m talebi üzerine ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN tarafından Yılmaz TAVUKÇUOĞLU' na devredildiği, yine Doğuş Factoring' in yurt dışından kara para getirip çeşitli suretlerle akladıklan, bu sebeple Ayhan PARLAK ve diğer şahıslann kendilerine kendisi ve ailesini tehdit edip para ve senetlerini gasp ettikleri gerekçesi ile şikayetçi olmuş, bu konu ila alakalı soruşturma Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2006/1249 soruşturma numarası ile 2006/415 sayılı görevsizlik karan ile Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş, Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığınca evrak tefrik edilip Üsküdar ve Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılıklanna yetkisizlik karan ile gönderilmiş---®kxp, Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığmdaki soruşturmanın 2007/27183 Üsküdar "Cumhuriyet Başsavcılığmdaki



/^/(j2k

soruşturmanın da 2007/11664 numarasında devam ettiği, Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığmdaki dosyanın da 2006/25779 soruşturma numarasında devam ettiği yapılan incelemelerden anlaşılmış olup, 3 dosyanın da aynı suçun suç yerleri itibariyle farklı savcılıklara gönderilmiş olduğu ve dosyadan bir suretin soruşturma dosyasına konulduğu (Delil No:2)

                  1. Doğuş Facrtoring ile alakalı olarak Ankara DGM Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülüp İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen dosyada da şüpheli Ayhan PARLAK' m ve yukarıda ismi geçen müşteki Ahmet ÇEKELKIRAN' m Doğuş Factoring isimli şirket aracılığı ile kara para aklayıp kurdukları örgüt vasıtası ile bir çok gasp, tehdit ve yaralama suçlarını işledikleri, bu konu ile alakalı olarak açılan davanın İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/109 Esas sayılı dosyasının derdest olduğu görülmüştür.

                  1. Danıştay saldırısı olayı ile alakalı olarak Doğuş Factoring şirketinin avukatlığını yaptığı belirtilen Alparslan ARSLAN' m öldürme suçundan tutuklandığı, aynı olayda Ayhan PARLAK ile ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in de gözaltına alındıkları, Ayhan Parlak Hakkında Örgüte Finansal destek sağlamak suretiyle yardım etmek suçundan dava açıldığı, bu dosyada Ayhan PARLAK doğuş factoringle alakasının olmadığını beyan etmesine rağmen 3. maddede belirtilen iddianameden de Ayhan PARLAK'm Doğuş Factoringle alakasını ortaya koyduğu, Ahmet Çekelkıranm beyanları da ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN 'nin Doğuş Factoringle alakasını ortaya koyduğu, ve Danıştay olayıyla alakalı olarak müşteki Ahmet ÇEKELKIRAN'IN beyanları Ankara 13 Ağır Ceza mahkemesine gönderilmiştir.

                  1. Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturması sürdürülen Akın BİRDAL suikasti sonrasında cezaevinden çıkarak suç örgütü kuran Semih Tufan GUNALTAY ile alakalı olarak 06.06.2007 tarihinde düzenlenen iddianamede ismi geçen müşteki ve mağdurların beyanlannda ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in sürekli gelip Semih Tufan GUNALTAY ile gizlice görüştüğü,

Semih Tufan GUNALTAY' ı da Mete YALAZANGİL vasıtası ile tanıdığını ve belirtilen olaylardan 2-3 sene öncesinden tanıdığını, , Semih Tufan GUNALTAY isimli şahsı cezaevine girdiği zaman takip ettiğini, ailesi ile biraz ilgilendiğini, 2003 yılında cezaevinden çıktıktan bir müddet sonra tekrar irtibat kurduklarını, 2,5-3 senedir görüşmediğini beyan ettiği,

Mehmet Fikri KARADAĞ; SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ı Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akın BİRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, Şahısla hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını, Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığım, Emre'yi kendisine Muzaffer'in Semih Tufan GÜLALTAY'ın kardeşi olarak tanıştırdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini,

Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer'le veya ayrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Şahısla Ulusal Birlik Partisi kurulması aşamasında görüş alışverişlerinin olduğunu, Hatta partinin ismini birlikte koyduklarını, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, Şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü, şahısla Ulusal Birlik Partisinin kurulması çerçevesinde Ankara'ya gittiklerini,

Esra Feride GÖKÇİMEN 11.07.2006 Organize Suçlarla Muadele Şue Müdürlüğü'nde Vermiş olduğu ifadesinde; "... binaya sık sık gelen şahıslardan birinin Danıştay binasında yapılan silahlı saldırıda adı geçen Muzaffer TEKİN olduğunu, bu şahsını Muzaffer olarak bildiğini, soyadını Danıştay saldırısından sonra gazetelerden öğrendiğini, bu şahısın geldiğinde sadece birinci katta bulunan parti kısmına çıktığını„orada Semih Tufan GÜLALTAY ile baş başa görüştüklerini, bu şahısın son olarak Danıştay'da yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile geldiğini ve Semih Tufan GÜLALTAY ile saatlerce toplantı yaptığını, Danıştay saMrrısanın yapıldığı gün gece geç saatlerde Veli KILIÇ kendisinin kullanmış olduğu, 0533 681 74 05 ya da 0533 300 74 40



numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle ,sana söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli siteden sil, bu acil bi durum, bunları bu gece mutlaka sildir" dediği, kendisinin de bunu yapamayacağını bu işlerle benim uğraşmadığını söylediğini bunun üzerine veli'nin "Bu Semih Tufan GULALTAY'm talimatıdır,o zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir,sabah olmadan bu işin hallolması lazım" dediği, sonra tekrar kendisini arayarak Sami Alper EREN isimli şahsı 0216 489 13 70 numaralı telefondan acil araması gerektiğini söylediğini, kendisinin de bu numarayı aradığında Sami Alper EREN'in Veli KILIÇ 'm kendisine verdiği ve silmesini istediği isimleri tekrar yazdırarak bunların parti kurucu üye listesinden silinmesi gerektiğini söylediğini, silmem istenen isimlerin ise ; 01.MUZAFFER TEKİN, 02.SAVŞHAN TOSUNOĞLU, 03.MAHMUT AYDIN ve soyadını hatırlamadığı ama kurucu üye listesinde olan MAHMUT....isimli başka bir şahıs olduğunu,aynca Danıştay da yapılan silahlı saldın eylemi gerçekleştiren Avukat Alparslan ARSLAN 'm bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini gördüğünü,o dönemde adını bilmediğini, fotoğraflarını gazetelerde görünce Semih Tufan GULALTAY'm yanına gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladığını, beyan ettiği, yine aynı konuyla alakalı olarak,

Muzaffer GÖKÇİMEN 11.07.2006 Günü müşteki sıfatı ile vermiş olduğu ifadesinde; "... Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılannm Danıştay cinayeti olunca cinayete adı kansan Muzaffer TEKİN, Alpaslan ASLAN, 2 tane Mahmut, isimli kurucu üyenin siteden isnıininin silindiğini, Semih GULALTAY'm yanına Muzaffer TEKİN ,Alpaslan ARSLAN gibi cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen şahıslar gelip gittiğini,

Mete YALAZANGİL İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde 25.08.2007 günü alman ifadesinde;

Semih Tufan GÜLALTAY'ı çocukluğundan beri tanıdığını Mikail SARI'mn Akın BİRDAL suikastından dolayı arandıklanm basın ve medyadan öğrendiğini, Mustafa GÜLEN'e olayın aslını sorduğunda Semih Tufan GÜLALTAY'ı Mikail SARI ile SER şirketinde tanıştırdığını kendisinin bu olayla ilgisi olmadığını söylediğini,

1988-89 yıllanndan önce Tekel'de çalıştığım dönemlerde Muzaffer TEKİN'de ile tanıştığını, zaman zaman Muzaffer TEKİN'in Kadıköy Kuşdilinde bulunan bürosuna gidip geldiğini, 1998 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN'in Semih Tufan GÜLALTAY ve arkadaşı Namık Zihni OZANSOY'un Kastamonu cezaevinde olduklarını ve görüşmeleri gerektiğini kendisine söylediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte Kastamonu'ya giderek Semih Tufan GÜLALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile cezaevinde görüştüklerini, Bu görüşmeden yaklaşık 1,5-2 ay kadar sonra milliyet gazetesinde Akın BİRDAL suikastı sanıklarından birisinin de kendisi olduğu yönünde haberler okuduğunu bunun üzerine Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gidip teslim olduğunu,Ankara DGM savcılığınca serbest bırakıldığını, 2001 yılında bir gün Semih Tufan GULALTAY'm yeğeni olan Necdet ATIŞ isimli şahısın Semih Tufan GÜLALTAY ve bu olaydan dolayı yakalanan bütün arkadaşlarının Yozgat cezaevine nakledildiklerini ve Semih Tufan GULALTAY'm kendisi ile görüşmek istediğini Muzaffer TEKİN'in Yozgat cezaevine gidip Semih Tufan GÜLALTAY ile görüşmesini istediğini, ancak kendisinin bunu da kabul etmediğini beyan ettiği,

Semih Tufan GÜLALTAY m Muzaffer TEKİNİ Akın BİRDAL olayından sonra ceza evindeyken tanıdım demesine rağmen Mete YALAZANGİL ise 1993 yılından beri tanıştıklannı beyanında söylemiştir.

Yine yukandaki beyanlarda (Zafer kod)Muzaffer TEKİN' nin sürekli Semih Tufan GÜLALTAY ile görüştüğü hatta parti listesinde adının bulunduğu Danıştay olayından sonra adının silindiği ve sürekli görüştükleri anlaşılmakta1 olup, şüpheli ZAFER (kod) Muzaffer



TEKİN uzun süredir Semih Tufan GÜNALTAY ile görüşmediğini saıvcılıktaki ifadesinde beyan etmesi örgütsel konumlannı deşfre etmemeye yönelik gizleme hareketi olarak algılanmalıdır..

6) Başka bir uyuşturucu suçundan cezaevinde tutuklu bulunan Engin BAĞBARS isimli şahsın cezaevinden çeşitli zamanlarda yazdığı ve Cumhuriyet Savcılıklarında da beyanlarıyla teyit ettiği, ifadelerinde kendisinin Danıştay saldırısında kullanılmak istendiği ve bu sebeple kendisini derin devletin adamları olarak tanıtan Gökhan ve İrfan isimli şahısların çeşitli şahıslarla irtibatlı olarak faaliyet gösterdikleri, kendisini MİT görevlisi olarak bir şahısla tanıştırdıklarını, daha sonraki görüşmelerinde de Ankara' dan komutanlannm geldiğini söyleyerek komutanlannm geldiği bahanesi ile Fenerbahçe' de bir pasajın içerisinde 2. katta petrol şirketine götürdüklerini, odanın madalyalarla dolu olduğunu, kendilerini bir şahsın kibar bir şekilde karşıladığını, yanında iki kişinin daha olduğunu ve kendisinin devlet için çalıştıklannı öğrendiklerinde memnun olduklannı söyledikleri ve devamında Kuvva-i Milliye hareketinin başındaki hoca denilen şahsın aslında yaramaz bir adam olduğunu, üçkağıtçı olduğunu kendisine söylediklerini, kendilerinin de Beykoz' da piknik alanında kaçak ağaç keserken yanlarına bir binbaşının geldiğini ve kızdığını, bunu ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' e anlatmaları üzerine ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in Anadolu yakasından sorumlu yarbayı aradığını ve ona binbaşılar ne zamandan beri bölüğe bakıyor diye telefonda söylediğini, bunun üzerine Gökhan' a hitaben bundan sonra sizi kimse sıkıştıramaz rahat olun dediği, dışarı çıktıklarında Gökhan' a sorduğunda bu çok büyük komutandır, generallerle irtibatlıdır, Kuvva-i Milliye' nin başındaki hocayı sevmez, biz Muzaffer albayın yanında yer alırız, hocaya karşı yakında dernekte kuracağız şeklinde söylediklerini, daha sonra Gökhan' in kendisine komutan seni çok sevmiş, bize katıl, ancak birlikte Kuvva-i Milliye' ye kaydolmamız gerek, Kuvva-i Milliye ' den alacağımız kimlikle rahat hareket edeceğimi, hatta silah taşıyabileceğimi söylediği, aynntılı beyanlarda bu şahıslann illegal oluşumlarda bulunup kendilerini devlet olarak tanıttıklan ve bir çok olayı aynntılı olarak anlattığı ve ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' in bütün bu oluşumlardan haberinin bulunduğu ve bu gruplardaki insanlann ZAFER (kod) Muzaffer TEKİN ' e karşı büyük saygı ve sevgi duyduklannı anlattığı,

Şahsın 01.01.2006 tarihinde tutuklandığı şeklinde başlayan 10.08.2007 tarihli savcılığımıza gönderilen 2 sayfalık el yazısı ile yazılan mektup ekindeki belgelerin şüphelinin daha önceki beyanlan ve ifadelerin suretleri ile basından koyduğu bu konudaki haber ve yazılara ilişkin belgeler olduğu ve bu belgeler üzerine tutuklu Engin BAĞBARS savcılığımıza çağmlarak ifadesine müracaat edilmiş olup, Savcılığımızda alman 01/10/2007 tanhli beyanında



İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan APS zarfı ile gönderilen mektup ile ilgili Tanık Engin BAĞBARS ile yapılan görüşmede söz konusu mektubu kendisinin yazdığını ve ekinde bulunan belgelerin kendisine ait olduğunu beyan etmesi üzerine Engin BAĞBARS'a usulüne uygun yemini yaptırılarak mektupda belirttiği olaylar ile ilgili alman ifadesinde;

01.01.2006 tarihinde uyuşturucu ticareti suçundan dolayı tutuklu bulunduğunu, bu suçtan önce İst.İl Jandarma Komutanlığının haber elemanı olduğunu, daha sonra aynldığmı ancak Süreyya Başçavuş ile görüşmesine devam ettiğini, ancak bu sefer uyuşturucu kaçakçılığına ilişkin çalışmalar yaptıklannı, Üsküdar emniyet müdür yardımcısı olan HAKAN MUTLU'nun kendisini istihbaratçı olarak tanıtarak kendisini yanma çağırdığım,kendisine bu haberi daha önceden tanıdığı GÖKHAN BAŞOGLU isimli şahsın gönderdiğini, Gökhan BAŞOĞLU'nu kardeşinin ceşaeyîndâ^îarjcadaşı olmasından dolayı tanıdığını, GÖKHAN BAŞOĞLU, İRFAN ve FA]pıî/J isimli şa£Wla HAKAN MUTLU'



Yüklə 3,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   48




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin