H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,44 Mb.
səhifə14/111
tarix18.05.2018
ölçüsü1,44 Mb.
#50702
növüYazı
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   111

Emperyalist cephede iç bölünme

Emperyalist cephe gerisinde emek-sermaye çelişkisi sertleşirken, emperyalist cephenin kendisinde ise iç bölünme derinleşmekte, rekabet keskinleşmektedir. Bu iki olgu birarada emperyalizmin onulmaz çelişkilerinin iki temel görünümüdürler. Bugün kapitalist gelişme üretici güçlerin muazzam bir büyüme düzeyinde ifade bulmaktadır. Emek üretkenliği olağanüstü artmış, kapitalist toplumlarda muazzam bir zenginlik birikimi oluşmuştur. Fakat buna rağmen bu gelişmenin onmilyonlarca insan için yarattığı sonuç, sürekli büyüyen bir işsizlik ve sürekli kötüleşen yaşam koşulları olmaktadır. Teknolojik gelişme, kapitalist mülkiyet ilişkileri koşullarında, bilinen geleneksel rolünü oynamaktadır. İşsizler ordusunu çoğaltmakta, kâr oranlarını düşürerek bunalımlar yoluyla da sonuçta çalışan sınıfların yaşam koşullarını kötüleştirmektedir.

Öte yandan, üretici güçlerdeki aynı muazzam gelişme sayesinde bugün dünya alabildiğince küçülmüş, ulusların yaşamı çok yönlü olarak içiçe geçmiştir. Sermayenin ulus(51)lararasılaşması İkinci Dünya Savaşı sonrasında üretim süreçlerinin uluslararasılaşması düzeyine ulaşmıştır. Bu iktisadi temel, Batılı emperyalist güçlerin ABD hegemonyasındaki siyasal ve askeri birliği ile de birleşince, emperyalist entegrasyon teorileri bir dönem solda bile yankısını bulabilmiştir.

Fakat gelişmeler, kapitalist ekonominin uluslararasılaşma alanında yaşadığı baş döndürücü gelişmeye rağmen, emperyalizmin doğasının değişmediğini, eşitsiz ve sıçramalı gelişme yasasının hükmünü sürdürdüğünü, emperyalist cephedeki bütünlüğün kendisine özgü koşulların ürünü bir geçici olgu olduğunu, çok geçmeden yeniden kanıtladı. “Tıpkı bunalımsız kapitalizm hayaline benzer bir biçimde, emperyalist dünyanın kendi iç ilişkilerinde de bölünme ve çatışmaların artık son bulduğu, neredeyse ultra-emperyalist bir aşamanın ABD liderliğinde artık nihayet gerçekleştiği hayali egemen olmuştu ki, kapitalizmin nesnel yasaları ve kaçınılmaz çelişkileri bu alanda da kendini bütün kesinliğiyle göstermekte fazla gecikmediler.” (EKİM 1. Genel Konferansı/Değerlendirme ve Kararlar, Eksen Yay., s.75-76, Bkz. bu kitap içinde s.27)

Bu olgu daha ‘70’lerin başında belirmeye başladı. ABD’nin savaş sonrasında emperyalist dünya üzerinde kurduğu hegemonya ilk sarsıntılarını yaşamaya başlarken, onun dünkü uyduları Almanya ve Japonya, güçlenen iki emperyalist kuvvet olarak ekonomik planda kendilerini gösterdiler. Doğu-Batı kutuplaşmasının son bulduğu günümüzde bunlar artık kıyasıya bir rekabet içindeki rakip emperyalist kutuplar durumundadırlar. ‘70’li yıllarda daha çok iktisadi alanda süren bu rekabet, ‘80’li yıllarda buna ilaveten politik etki alanları mücadelesi biçimini almış, bugün ise tüm sahalara yayılmıştır.

ABD, uzun yıllar hegemonik bir güç olmanın tüm avantajlarını kullanarak konumunu korumak istemektedir. Alman(52)ya liderliğindeki Avrupa Birliği’ni NATO ile, Pasifik’te bir güç alanı oluşturmak çabasındaki Japonya’yı ise “istikrarsız alan” ilan ettiği bu bölgede askeri varlığını güçlendirerek kontrol etmek çabasındadır. Fakat bu çaba ABD’nin arzuladığı sonuçları yaratmaktan çok, açık ve örtülü emperyalist rekabeti körüklemektedir. Avrupa, ABD’nin askeri vesayetini kırmak için kendi ordusunu (Batı Avrupa Birliği) örgütlemeye başladı bile. Japonya’nın ise Pasifik bölgesindeki iktisadi ve politik nüfuzunu günden güne büyümektedir. Hırslı Japon emperyalistleri bunu askeri alana da yaymak için hummalı bir faaliyet yürütmektedirler. Emperyalistler arasında şiddetlenen rekabet günümüzde militarizme yeni bir ivme kazandırmaktadır. Şimdi bu rekabete bir ucundan Rusya’nın da katılması, çelişki ve çatışmalara olduğu kadar emperyalistler arası gruplaşmalara yeni boyutlar kazandıracaktır.

İçinde bulunulan genel ekonomik bunalımın da etkisiyle, emperyalistler arası iktisadi rekabet gitgide sertleşiyor. Dünya pazarının birliği bugün halen sürmekle birlikte eski uyumlu dönem artık son bulmuştur. Uzun pazarlık ve çekişmelerin ardından nihayet imzalanabilen serbest ticaret anlaşmalarına (GATT vb.) rağmen, korumacılık ve ticari bloklaşma doğrultusunda güçlü bir eğilim ve buna yönelik önemli adımlar var. Bu bloklaşma doğal olarak başa güreşen emperyalist ülkeler etrafında oluşuyor. Almanya liderliğinde Avrupa Birliği ve EFTA, ABD liderliğinde NAFTA şimdiden var. Pasifik bölgesinde ise Japonya fiilen gerçekleştirdiği duruma bunlara benzer bir örgütlü biçim vermek niyetinde.

Ekonomik rekabet doğal olarak siyasal etki alanları mücadelesini de kızıştırıyor. Başa güreşen emperyalist devletlerin ABD’nin askeri vesayetinden kurtularak kendi bağımsız güçlerini yaratmak, dahası bunu iktisadi kuvvetleriyle uyum(53)lulaştırmak çabaları ise, ekonomik ve politik etkinlik mücadelesinin doğal bir uzantısı olarak çıkıyor ortaya. Askeri alanda, bugün vesayetten kurtulmak ve bir dengeleyici karşı güç oluşturmak amacıyla atılan adımlar yarın, emperyalist rekabetin daha farklı bir aşamasında, bizzat bu rekabetin en etkin aracı olarak rol oynayacaktır. Emperyalist dünyanın iç ilişkilerinde bugün yaşanan süreç, militarizmin tırmanmasını kaçınılmaz kılacak tarzda seyretmektedir. Militarizmin tırmanması doğrultusundaki her gelişme ise, her zaman emperyalist savaş tehlikesindeki bir büyümeyi beraberinde getirir.

Üretici güçlerdeki gelişmenin üretim süreçlerini uluslararasılaştırdığı, yani aynı malın üretiminin değişik safhalarının değişik kıtalarda gerçekleştirilmesini olanaklı hale getirdiği bir gelişme aşamasında, emperyalist çıkar çelişkileri ve çatışmaları dünyayı yeniden birbiriyle dişe diş rekabet halindeki iktisadi ve ticari bloklara bölüyor. Emperyalist cephe kendi içinde derinlemesine bölünüyor, gruplaşıyor ve kutuplaşıyor. Tüm bunlar, pazarlar ve nüfuz alanları için şiddetli rekabetin emperyalizmin öze ilişkin bir niteliği ve sistemin temel çelişmelerinden biri olduğunu tüm açıklığı ile yeniden kanıtlıyor.


Yüklə 1,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   111




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin