Yenilgi sonrası muhasebe dönemi büyük ölçüde bizim ortaya çıktığımız döneme denk gelir. Bu, solda bir iç değerlendirme, hesaplaşma, ayrışma ve yeniden saflaşma dönemiydi ve biz bu dönemin ürünüyüz, dönemin en temel ihtiyacı olan geçmişle hesaplaşma dinamizminin ürünüyüz. Bu, ki başlangıç olarak kabaca ‘87 yılına denk geliyor, devrimci hareketin yeni yeni kendine geldiği, hapishaneden ileri kadroların çıktığı, bir parça gençliğin, bir parça işçi sınıfının hareketlendiği ve Kürt direnişinin de yavaş yavaş umut saçmaya başladığı bir dönemdi. Bu dönemde, geleneksel devrimci akımlar yenilginin nedenlerini anlamak çabası içerisinde köklü bir muhasebeye yönelebilirlerdi. Bu elbette, her zaman özenle vurgulaya geldiğimiz gibi, bu akımlarda toplu bir yenilenme ve dönüşümün değil, fakat yalnızca sağlıklı bir iç ayrışma ve saflaşma zemini olurdu. Bir kısım güçler, teori ve pratikte işçi sınıfı devrimciliğine sıçrarken, öteki bir kısmı geriye düşer, reformizme kayar, düzen içi liberal sol akımlar haline gelirlerdi. Ve bu, devrimci açıdan gerçekten son derece sağlıklı bir durum olurdu.
Dostları ilə paylaş: |