Bu işi asıl yapması gereken MLKP 3. Kongresi bundan yan çizmiş bulunsa da, biz MLKP 2. Kongresi’nin Kürt hareketi üzerine değerlendirmelerine kısaca göz atabiliriz.
Kürt hareketinin reformist yönelimde önemli mesafeler katettiği bir aşamada, Ağustos 1997’de toplanan bu kongrenin Kürt hareketi üzerine değerlendirmelerinin esasını, akıl almaz bir subjektivizm ile iflah olmaz bir kuyrukçuluğun birleşik ürünü bir PKK özürcülüğü olarak özetlemek mümkündür. Gelişmelerin artık apaçık bir görünüm kazandığı, ulusal hareketteki başaşağı gidişin en kör gözler ile kısır kafalar için bile anlaşılır hale geldiği bir aşamada toplanan bir parti kongresinin, olup bitenler karşısında kendi konumunu ve tutumunu, vahim gidişe yönelik devrimci eleştiri ve uyarılarını ortaya koymak yerine, tutup reformist yönelimi örtmeyi ve onu derinleşip yayılmakta olan “ulusal devrim” halesiyle süsle(192)meyi kendine iş edinmesi kolay anlaşılır gibi değil. Devrimci olmak iddiasındaki bir hareketin kendi kendini en üst örgüt platformu üzerinden böylesine silahsızlandırması, kolay rastlanmayan türden bir dramatik örnek olarak duruyor önümüzde.