Eğitim ile ekonomi, toplumbilim, felsefe, psikoloji vb arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Eğitimin ekonomik temelleri ekonomi biliminin ilke ve kavramlarının eğitim bilime uygulanmasından oluşur.
EKONOMİ VE EĞİTİM İLİŞKİSİ
Ekonomik olaylar arasında neden-sonuç ilişkilerini bilimsel kurallara bağlamaya çalışan ekonomi: kıt kaynakların insanın sonsuz gereksinimlerini karşılayamaması nedeniyle ortaya çıkan, kaynakların kullanılması ve arttırılması ile ilgili sorumları inceleyen bilimdir.
Eğitim ve Ekonomik Kalkınma” başlıklı bir konferansta sunum yapan Prof. Dr. Francisco L. Rivera- Batiz çok sayıda ülkeyi kapsayan ekonometrik Çalışmasının sonucunda şunları belirtmiştir. Bir ülkede nüfusun ortalama eğitimi 1 birim arttığı zaman o ülke kabaca %0.7 büyüyor.
Büyümenin (%0.7’lik) yaklaşık olarak yarısı eğitimin doğrudan katkısı olarak gerçekleşiyor. Diğer yarısı ise eğitim ile ekonomi arasındaki karşılıklı etkileşim sayesinde oluşuyor.
(Önce eğitim kalkınmayı, sonra kalkınma eğitimi, tekrar eğitim kalkınmayı olumlu etkiliyor.)
Eğitimin amacı bireyde istendik yönde davranış değişikliği yapmaktır. Fakat istendik davranışlar toplumun, ekonominin ve bireyin beklentilerine uygun olması gerekir.
Eğitimin toplumsal, siyasal ve ekonomik olmak üzere üç önemli görevi vardır. Eğitim sisteminin ekonominin ilke ve kurallarına göre işlemesi beklenir.
. Eğitim sisteminin ekonominin ilke ve kurallarına göre işlemesi beklenir.
Eğitimin ekonominin gereksinim duyduğu nitelikteki ve nicelikteki insan gücünü yetiştirmesi gerekir.
Ekonomi biliminin gelişmesi, İkinci Dünya Savaşından sonra gelişmiş gelişmekte olan birçok ülkede planlı kalkınma politikasının yaygınlaşmasına yol açmıştır. Ayrıca ekonomik bir bakış açısıyla eğitime yaklaşılması, ekonomi ile eğitim arasındaki ilişkinin çeşitli araştırmalarla ortaya konulması özellikle 1960 yılından sonra Eğitim Ekonomisi bilim dalının yol açmıştır.
Eğitim Ekonomisi, örgün ve yaygın çeşitli eğitim türleri ve düzeyleri yoluyla eğitsel nitelikleri üretmek için, kıt kaynaklarının alternatif kullanım biçimlerini ve bu kaynakların çeşitli bireyler ve toplumsal kümeler arasında dağılımını inceleyen bir bilim dalıdır.
Eğitim harcamaları ile eğitime ilişkin toplumsal talebin karşılanması ve ekonomik büyümenin veya gelişmenin hızlanması sağlanmaktadır.
Eğitim düzeyi arttıkça toplam üretim düzeyinin de arttığı bilinen bir olgudur.
Eğitime yapılan her ek lira harcamanın milli geliri de artıracağı ifade edilebilir.
