Pratikte yaşanan kuyrukçu faciayı, dolayısıyla bu formülün MLKP’nin izlediği politik çizgi bakımından bir anlam taşımadığını artık biliyoruz. MLKP, “demokratik görevleri sosyalist perspektifle ele almak”, demokratik istemleri her durumda proletarya devriminin ve sosyalizmin genel çıkarlarına tabi kılmak bir yana, konumuzu oluşturan ulusal sorunda açıkça görüldüğü gibi, gerçek hayatta tam tersini yapmış; sosyalist görevleri tümden bir yana bırakarak, ulusal hakları ve buna dayalı bir ulusal demokratik çizgiyi esas almış, bunu kendi içinde mutlaklaştırmıştır. PKK kuyrukçuluğunun, ezilen ulus milliyetçiliği karşısında körlemesine boyun eğişin gerisinde tam da bu kavrayış ve pratik tutum vardır. Nitekim gerçek hayatta hiçbir hükmü kalmayan ilkesel soyut temennilerden ulusal sorana ilişkin somut programatik formülasyonlara geçtiğimizde, bunun hiç de bir rastlantı olmadığını; ulusal soruna liberal yaklaşımda ifadesini bulan kavrayış, tutum ve pratiğin bizzat programda da yansımalarını bulduğunu görüyoruz.