Bilindiği gibi, “halk”, “halkçılık” burjuva reformist akımın başından itibaren işlediği ana temalar oldu. Buna yoğun bir sosyal demagoji, baskı ve yoksulluk edebiyatı eşlik etti. Sosyal demagoji sahte sol siyasal şiarlarla birleştirildi (Ecevit, özellikle ilk dönemlerde anti-faşist, anti-emperyalist istemlerin çoğunu istismar etti). Bütün bunlar yığınlar nezdinde devrimci-demokrasinin şiar ve hedefleriyle CHP’nin demagojik şiar ve vaadleri arasındaki ayrımı belirsizleştirdi. Zira devrimci-demokrasi de baskı ve yoksulluk edebiyatı ile faşizme karşı demokrasi hedeflerinin ötesine geçemiyordu yığınlara seslenirken. Buna bir çok grubun CHP karşısında açıklık, netlik ve kararlılıktan yoksun kaypak tutumu eklenince, mücadeleye katılan yığınların bile burjuva-reformizmine dönük umutları canlı kalabiliyordu. Mücadeleye devrimci-demokrasinin denetiminde katılan yığınlar, burjuva siyasal arenada, özellikle de seçimlerde CHP’yi desteklemekten geri kalmıyorlardı.