H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə112/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   108   109   110   111   112   113   114   115   ...   127

Hızlanan kapitalist gelişmenin yarattığı bu nesnel ihtiyaçlar, siyasal yankısını ve ifadesini, o dönem mevcut gerici burjuva partiler içinde tarihsel özellikleri nedeniyle yapısı buna en uygun CHP bünyesinde buldu. “Ortanın Solu” akımı böyle doğdu. Bunun, kitle hareketlerinin yaygınlaştığı ve TİP’in yankı yaratan seçim başarılarının yaşandığı bir döneme (1960’ların ortası) paralel düşmesi, kuşkusuz dikkat çekici ve açıklayıcıdır.

Burjuva reformist akım son 15-20 yılda Türkiye devrimi karşısında dalgakıran rolü oynadı ve bunda bir hayli başarılı da oldu. Burada özellikle dikkat çekmek istediğimiz nokta, bu akımın daha ilk çıkışından itibaren bu misyonunu açık ve net olarak ifade etmesidir.

Bu akımın öncüsü ve simgesi B. Ecevit, 18. CHP Kurultayı öncesinde (Ekim 1966) Ortanın Solu isimli kitabını yayınladı. Kitabında ana tema olarak devrim ve komünizm tehlikesini işliyor ve bu tehlikeyi ancak “Ortanın Solu” politikasıyla engelleyebileceklerini savunuyordu. Ecevit çok bilinçli bir misyona talipti. Artan kapitalist gelişmenin sınıf çelişkilerini keskinleştirdiğini, sosyal problemleri artırdığını, bunun ise ülkeyi devrim ve komünizm tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını düşünüyor ve bunun ancak “sol” çıkışlarla engellenebileceğini savunuyordu. “Ortanın Solu” politikası bunun reçetesiydi. Kapitalist gelişmenin aşırılıklarını törpülemeye ve böylece sınıf çelişkilerini yumuşatmaya dönük öneriler, sunduğu programın esasını oluşturmaktaydı. Böyle bir program, hem tekelci sermayenin ekonomik ve siyasal tekeli karşısında orta sınıf özlemlerine denk düşecek, hem de sol bir demagojiyle süslendiği ölçüde aşağı sınıfları, işçi ve emekçi sınıfları aldatma işlevi görecek, sola açılan kesimlerinin desteğini alacaktı.

Sosyal demagojiden ve gerici ütopyalardan oluşan bu programın uygulanma şansı yoktu ama, düzen için emniyet sübabı ve devrime karşı dalgakıran rolünü fazlasıyla oynayabilirdi. Bu nedenle doğuşundan itibaren sermaye tarafından sempatiyle karşılandı.

Ecevit’in genel başkan oluşuyla birlikte CHP’ye egemen hale(373)gelen burjuva reformist akım, işçi sınıfının ve emekçi yığınların sola açılan kesimleri üzerinde hızla etkinlik kurmaya başladı. Mücadelenin yükselişi ve reformist demagojilerin pratikte açığa çıkışı ölçüsünde bu etkinlik 1970’lerin sonuna doğru bir süre için gerilese de, bugün gücünü koruyarak devam ediyor. Kuşkusuz yığınların reformist akıma eski canlı, coşkulu, umut yüklü bağlılığı sözkonusu değildir artık. Zengin olaylara sahne olan son 15 yılda yaşanan tecrübeler yığınların, özellikle de işçilerin bilincinde belli izler elbette bıraktı. Fakat reformist ekinliğin hala sürdüğü de bir gerçektir. Her şey bir yana, sol harekette güçlü SHP solculuğu bile bunun göstergesidir.

İşçi sınıfı hareketi, sol hareket ve burjuva reformizmi

Türkiye işçi sınıfının tarihi yüzyılımızın öncesine kadar uzanır. Ama saflarının kalabalıklaşması, belirli bir ağırlığa kavuşması son 40 yılda gerçekleşti. Bu da onun çok genç ve deneyimsiz olduğunu gösterir. Bu durum, reformist akımın şekillendiği ’60’larda özellikle belirgindi (şu son 20 yılın sınıfa çok şey kazandırdığı kesindir). Safları yeni yeni kalabalıklaşan ve hissedilir bir mücadele eğilimini henüz sergileyen Türkiye işçi sınıfının, reformist ideolojik etki sahasına girmesi, kullanılan yoğun sosyal demagojiye aldanması anlaşılır bir şeydir.

Fakat dahası var. Türkiye işçi sınıfı politik temsilcisinden yoksundu. İşçi hareketini devrimci kanallara çekecek, siyasal gelişimini kolaylaştıracak, örgütleyecek, bağımsız sınıf kimliğine kavuşturacak marksist-leninist bir parti yoktu. Böylece, mücadele sahnesine çıkan işçi hareketi sol sloganlar kullanan burjuva reformizmi karşısında savunmasızdı. Bu, 1960’larda büyük bir güç kazanan sol hareket gerçeği ile çelişkili gibi görünüyor. Değil; iki açıdan: Birincisi, dönemin tüm sol grup ve akımları ideolojik konumları, programları ve sözde devrim stratejileriyle burjuva re(374)formiziminin etki sahasındaydılar. Burjuva sosyalizmi burjuva reformizminin alternatifi değil, etki alanıydı. İkincisi, gerek TİP gerek MDD Hareketi, işçi sınıfına değil, başka güçlere bel bağladılar. Birincisi oy desteği ve parlamenter avanaklığa, ikincisi öğrenci hareketiyle desteklenen kemalist cunta hesaplarına vermişti kendini.

70’lerin başında, doğuşu burjuva reformizminden kopuşu ifade eden devrimci-demokrasi (71 Devrimci Hareketi) ise, siyasal sahneye maceracı bir akım olarak çıktığı için işçi sınıfı bir yana, genel olarak yığınlara ilgisizdi. Dahası aldığı ağır yenilgiyle, burjuva reformizminin ve onun soldaki uzantısı revizyonizmin güç toplamasına zemin hazırladı.

Yine de, hayli sulandırılmış bir slogan düzeyine indirilmiş olsa bile, 1965-71 döneminin sosyalizm vurgusu, işçi sınıfının ve emekçilerin çok dar olmakla birlikte belli bir kesimini reformist akımın siyasal denetimi dışında tuttu. Zaten burjuva reformist akım henüz sol hareketi etkisi altına alacak koşullara kavuşmuş da değildi.

12 Mart karşı-devriminin sonuçları reformist akımın CHP’de egemen hale gelmesiyle birleşince bu koşullar oluştu ve Türkiye’de reformizm rüzgarının çok güçlü estiği ve sol hareketi sürekli etki altında tuttuğu bir dönem başladı. Sözkonusu dönemin (1973-80) yaygın kitle mücadelelerine ve devrimci-demokratik akımın sürekli güç kazanmasına da sahne olduğu düşünülürse, bu şaşırtıcı gelebilir. Dönemin elverişli koşullarında çok daha yaygın, güçlü, militan olabilecek ve ileri hedeflere yöneltilebilecek bu mücadelenin, bizzat reformizmin ideolojik-siyasal etkinliğinden dolayı bu boyutlara ulaşamadığı, reformizmin kitle hareketini dizginlemede ve sınırlamada hayli başarılı bir rol oynadığı gerçeği bir yana bırakılırsa; geriye, kuşkusuz bu aynı gerçeğin öteki yüzü olarak, devrimci demokrasinin daha önce sözü edilen temel ideolojik zaafları ve zayıflıkları kalıyor.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   108   109   110   111   112   113   114   115   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin