H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə56/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   127

Kendine ve partisine az çok saygısı olan bir MK, bu kadar önemli bir sorun üzerinden yaşanan köklü bir görüş ve tutum değişikliğini satır arası bir değinmeyle geçiştirebilir mi? Böyle bir MK’nın, onun bu tutumunu onaylayan bir kongrenin ve bu ikisi tarafından temsil edilen bir partinin ciddiyetinden artık sözedilebilir mi? Ama işte bütün bunlar MLKP’de artık bu denli kolay, adeta vakai adiyeden işler olarak, yaşanabiliyor. Bu tabloyu bir de, MLKP kongresine egemen özelleştirel tutum üzerine geçen sayıda aktardığımız o ölçüsüz güzellemelerle karşılaştırın!


İyi ama, çürüme bu değilse nedir peki?(191)

****************************************************

III

Kuyrukçu sürüklenişin ideolojik temelleri

Bu işi asıl yapması gereken MLKP 3. Kongresi bundan yan çizmiş bulunsa da, biz MLKP 2. Kongresi’nin Kürt hareketi üzerine değerlendirmelerine kısaca göz atabiliriz.

Kürt hareketinin reformist yönelimde önemli mesafeler katettiği bir aşamada, Ağustos 1997’de toplanan bu kongrenin Kürt hareketi üzerine değerlendirmelerinin esasını, akıl almaz bir subjektivizm ile iflah olmaz bir kuyrukçuluğun birleşik ürünü bir PKK özürcülüğü olarak özetlemek mümkündür. Gelişmelerin artık apaçık bir görünüm kazandığı, ulusal hareketteki başaşağı gidişin en kör gözler ile kısır kafalar için bile anlaşılır hale geldiği bir aşamada toplanan bir parti kongresinin, olup bitenler karşısında kendi konumunu ve tutumunu, vahim gidişe yönelik devrimci eleştiri ve uyarılarını ortaya koymak yerine, tutup reformist yönelimi örtmeyi ve onu derinleşip yayılmakta olan “ulusal devrim” halesiyle süsle(192)meyi kendine iş edinmesi kolay anlaşılır gibi değil. Devrimci olmak iddiasındaki bir hareketin kendi kendini en üst örgüt platformu üzerinden böylesine silahsızlandırması, kolay rastlanmayan türden bir dramatik örnek olarak duruyor önümüzde.

Bugün olduğu gibi o gün de anlaşılması gerçekten güç bu davranış, MLKP’nin neden son ana kadar gözü kapalı bir kuyrukçu sürüklenişe devam ettiğinin bir açıklamasını veriyor bize. Kongre gibi en üst bir örgüt platformunda Kürt hareketindeki gelişmeleri ancak böyle değerlendirebilen bir hareketin, Kürt hareketindeki reformist gidişi kavramasına, bununla arasına sınırlar çizmesine haliyle olanak yoktu. Bilinç körelmesi en tepede kendini göstermiş, kuyrukçu liberal çizgi bizzat 2. Kongre şahsında ortaya konulmuştu. Bu durumda MLKP için tutulacak başkaca bir yol da doğal olarak kalmamıştı.

Kürt ulusal devrimi” üzerine temelsiz hayaller

93-‘97 sürecini “uzayıp giden bir denge dönemi” olarak niteleyen MLKP 2. Kongresinin “Kürt ulusal devrimi” başlıklı değerlendirmesi, bu tespitten hareketle şöyle sürdürüyor sözlerini: “Sözkonusu süreçte gerek PKK, gerekse de Türk burjuva devleti dengeyi kendi lehlerine bozmaya dönük taktik savaşıma hız verdi ve üçüncü kuvvetleri devreye sokmaya çalıştılar.” (II. Kongre Belgeleri, Sun Yayıncılık, s.249)

Bilgiç havalarda ortaya konulan bu düşünce, gerçekte, PKK’nin kendi gidişatının yönünü ve anlamını devrimci hareketten ve devrimci eğilimli tabanından gizlemek için kullandığı beylik argümanın bir yinelenmesinden ibarettir ve bu, MLKP payına körleşmenin başladığı yerdir. Öyle ya, sorun uzayıp giden dengeyi bozmaya yönelik bir taktik savaşımından ibaretse ve taraflar bu uğurda “üçüncü kuvvetleri devreye sokma” yarışındalarsa, PKK’nin kendi burjuvazisiyle birleşmek, emperyalizmin desteğini(193)almak ve Türk burjuvazisiyle kurulu düzen tabanı üzerinde anayasal bir çözüme ulaşmak için attığı tüm adımlar, yaptığı tüm ideolojik ve politik açılımlar, bir anda bambaşka bir görünüm kazanır; devrimi terketmede ifadesini bulan stratejik anlamını yitirir ve tersine, tam da dengeyi devrim lehine bozmak üzere yapılmış ustalıklı taktik hamleler niteliği kazanır. Bu düşünme kalıbı içinde, PKK’ye daha o günden bugünkü akibeti hazırlayan her türlü zaafiyet, bir anda taktik esnekliğin ve politik ustalığın göstergesi erdemler halini alır. Bunun böyle olduğuna inananlara da, budalalara özgü bir coşkulu hayranlıkla, derinleşmekte olan “ulusal devrim” üzerine güzellemeler yapmak ve gözü kapalı bir biçimde PKK’nin ardından sürüklenmek kalır.

Kongresi üzerinden MLKP’nin önüne konulan görüş, politika ve dolayısıyla pratik davranış çizgisinin anlamı tamı tamına budur ve nitekim sonuçları da buna uygun olmuştur.

Bu PKK kaynaklı bakışaçısıyla kendi gözlerine mil çeken kuyrukçu oportünizm, 2. Kongre değerlendirmeleri üzerinden, olup biten herşeyi artık bu kalıba dökmeye, böylece mazur göstermeye ve bilgiççe havalarda devrimci hareketi buna inandırmaya çalışıyor.

Bazı örnekler üzerinden bunu daha somut olarak görelim.

PKK, Kürt sorununun çözümünde emperyalizmden medet mi umuyor, ABD’den AGİK’e kadar tüm emperyalist devletleri ve kuruluşları soruna el koymaya mı çağırıyor? Kuyrukçu oportünizme göre bunda anlaşılmayacak ne var ki; bunlar, “üçüncü kuvvetleri devreye sokma”ya yönelik diplomatik hamlelerden, bunun ifadesi ustalıklı taktik adımlardan başka nedir ki! Okuyoruz: “PKK, bu süreçte, uluslararası diplomasi taktiğini ve buna bağlı ‘siyasal çözüm’ tezini yükselterek, emperyalist devletleri Türkiye’ye mali ve askeri desteği kesmelerini, kirli savaşı durdurma yolunda baskı uygulamalarını sağlamaya çalıştı” (s. 250).

Devrim doğrultusunda ilerlediği iddia edilen bir hareketin buna paralel olarak “diplomasi taktiği” ile emperyalist devletleri(194)”Türkiye’ye mali ve askeri desteği kesme”ye yöneltmeye çalıştığını, “siyasal çözüm” tezinin de bu çerçevede “yükseltildiğini söyleyebilmek için beyinlerin tümden durmuş olması gerekir herhalde.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   52   53   54   55   56   57   58   59   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin