H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə83/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   127

Tutulan gerçek yolu ise biliyoruz. Dikkatler ve çalışmanın ağırlık merkezi semtlere verildi. Gazi’deki halk hareketinin ardından bu daha kuvvetli bir biçimde teorize edildi ve böylece, yine Birlik Kongresi Belgeleri’nde yer alan bir başka düşünce, pratik yöneliminde MLKP’yi belirler hale geldi. Buna göre, büyük kentlerin gecekondu semtlerinde yoğunlaşan Kürt yoksullarını örgütlemek, “Kürt ulusal hareketi ile kurulan bir köprü olacak”tı (s.81). Kürt hareketiyle gerçek köprülerin tam da buradan kurulmaya çalışıldığını, bunun ise “yedekleme” üzerine o zaten pek iğreti duran sözleri tümden anlamsızlaştırdığını biliyoruz. Kürt hareketini “yedekleme” hedefiyle yola çıkanlar, çok geçmeden onun değişmez yedeği haline geldiler. O günden bugüne durum bu olageldi; “yedeklenme”, giderek kuyruğunda sürüklenme, bir sürekli durum/çizgi halini aldı.

İlkelere dayalı doğru ve sağlam bir tutumdan yoksunluk

Ama yine de bu, bizi, ‘90’lı yılların ortası ile bugünkü durumu aynılaştırma yanlışına götürmemelidir. ‘90’lı yılların ortasında ve hiç değilse söz planında, Kürdistan proletaryası bile PKK’ye terkedilmezken, bugün büyük kentlerin Kürt işçileri bile HADEP’e sunulabiliyor. İşte skandal olarak nitelediğimiz o HADEP yazısından bir pasaj:

Seçim çalışmalarında zayıf bir şekilde işçi sınıfı ve emekçi milyonların taleplerinin de yer alması olumlu bir durum yaratmış ve oyların artmasına neden olmuştur, ama daha büyük bir destek sağlaması için yetmemiştir. Keza, kirli savaş sonucunda göç eden(278)yoksul Kürt köylüsü Batı’da işçileşmiştir. Ulusal sorunlarına bir de sınıfsal çelişkileri eklenmiş bu büyük kitle, emekten yana etkin bir siyaset izlemeyen HADEP çatısı altında örgütlenememiştir. Dolayısıyla HADEP, Batı'da da etkin bir kuvvet olarak ilerlemesi için, Kürt ulusal sorununun yanı sıra ezilen ve sömürülen milyonların talep ve şiarlarını da gündemine alarak politika yapmakla yüz yüzedir.” (HADEP “Türkiyelileşmek” İçin Emekçileşmeli yazısı, Atılım, sayı: 7, 9 Kasım 2002)

Böylesi bir yaklaşım tarzı, kendi bağımsız çizgisi/bayrağı olmayan müzmin kuyrukçuların tutumunu yansıtabilir ancak. Buradan yanısıyan, devrimci “öncü”lerin değil fakat liberal kuyrukçuların tavrıdır. Böylelerine sormak lazım, sahi siz niçin varsınız? Batıdaki Kürt işçisini de HADEP örgütleyecekse, bu onun misyonuysa ve siz de bu işi daha iyi yapabilmesi için ona gönüllü akıl hocalığı yapacaksanız, neden peki ayrı bir parti olarak varsınız ve neden “marksist-leninist komünistler” olmak iddiası taşıyorsunuz? Bir zamanlar, Kürt sorununda reformist yolu tutan her Kürt siyasal akımını, “ana darbenin doğrultusunun ateş menzili içinde” tanımlayan ve bunu da devrimci stratejinizin “bir gereği olarak” gören sizler değil miydiniz? Bir zamanlar, devrimci olarak gördüğünüz bir PKK’ye “doğudaki Kürt işçisini” bırakmayı bile proletaryanın bağımsız devrimci konumuna ve misyonuna aykırı bulan sizler, bugün ulusal burjuva çizgide reformist bir partiye “batıdaki Kürt işçisini” bu denli kolay terketmekle en iflah olmaz kuyrukçular olduğunuzu kanıtlamış olmuyor musunuz?

Kuyrukçu oportünizmin en belirgin özelliklerinden birinin sınıf körlüğü olduğunu bu eleştiri boyunca birçok kez hatırlattık ve örnekledik. Onlar için HADEP ezilen bir ulus olarak “Kürtler”in partisidir, bundan ötesinin bir anlamı ve önemi yoktur. Bu partinin ideolojisi, programı, siyasal hedefleri ve tüm bunların kaynağını oluşturan sınıf niteliği/kimliği onları ilgilendirmiyor. Bu nedenledir ki HADEP’in çalışmasında temel sınıfsal gerçekleri es geçmesini, sosyal sorunlara fazlaca dokunmamasını anlayamıyorlar ve bunu(279)ciddi ciddi, “ulusal dargörüşlülük”ten kaynaklanan bir zaaf sanıyorlar. Bu çok bilinçli dargörüşlülüğünün gerisinde nasıl bir sınıf konumu ve tutumu saklı duruyor dönüp buna bakacaklarına, tutup ona gönüllü akıl hocalığı yapıyorlar, papazca öğütlerde bulunuyorlar.

Ulusal dargörüşlülük”, komünist ya da genel olarak devrimci bir akımda kendini bir zaaf olarak gösterebilir. Burjuva çizgideki ulusal reformist bir harekette ise bu bir zaaf değil, tamı tamına sınıf konumu, tutumu ve tercihinden gelen bilinçli bir davranıştır. HADEP’te bunu bir zaaf olarak ele almak ve ondan bunu aşmasını beklemek, eşyanın tabiatına aykırıdır ve sınıf körlüğünün tipik bir yansımasıdır.

HADEP’ten “emekçileşme”sini beklemek, onun kendi ulusal burjuva sınıf konumunu ve kimliğini terketmesini, temsil ettiği Kürt burjuvazisiyle tüm köprüleri atmasını, yolunu Kürt mülk sahibi sınıflardan köklü bir biçimde ayırmasını beklemekle aynı şeydir. Devrimci dönemindeki PKK üzerinden bir parça anlamı ve mantığı olan bu “ulusal dargörüşlülük” eleştirisi ve “emekçileşme” beklentisi, AB solu çizgisindeki sosyal-demokrat bir burjuva Kürt partisi için ileri sürülünce saçmalığın daniskası haline geliyor. Bu, Kürt işçi ve emekçileri saflarında burjuva ulusal reformist çizgi hakkında yeni hayaller yaratmaktır. Hala bu hayallere kapılmamış Kürt işçilerini de bu çizginin saflarına itmek, bunun gönüllü borazanlığını yapmaktır. İşte bunu yapanlar, yıllardır bu çizgi üzerinde hareket edenler, kuyrukçuluğu kendileri için karakter özelliği haline getirenler, bugün hala ciddi ciddi “öncü parti” olmaktan sözedebiliyorlar!

Kürt hareketinin devrimci çıkışını saptamada 5-6 yıl geriden gelenler, aynı şekilde onun adım adım devrimci konum ve kimlikten koparak reformist bir çizgiye kayışını da epeyce gecikerek saptayabildiler. Her iki durumda da bunu başarabilmeleri için teorik bilinç ve ilkesel yaklaşım değil fakat sarsıcı pratik olaylar gerekti. İlkinde bu, ‘90’lı yılların eşiğinde Kürdistan’da patlak veren poli(280)tik kitle gösterileriydi. İkincisinde, İmralı’da ortaya konulan teslimiyetçi ve tasfiyeci çizgi oldu. Kürt hareketini devrimci olduğu dönemde reformist olarak niteleyenler, tam da “siyasal çözüm” çizgisiyle gerçekten reformizme yöneldiği bir dönemde bu kez “Kürdistan devrimi” üzerine dayanaksız güzellemeler yapmaya ve bunu kendi kuyrukçu politikalarına dayanak olarak kullanmaya başladılar.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   79   80   81   82   83   84   85   86   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin