H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə85/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   127

Yanlış zamanda yanlış sloganlar

Politik Rapor'da, “Öncü partiden önder partiye geçiş!” hedefine kilitlenenlerin “öncü” bilinci konusunda fikir veren başka bazı ilginç görüşler de var. Bunlardan biri, bugünün koşullarında “üretimin denetlenmesi” şiarının ileri sürülmesi üzerinedir. 90. sayfada özelleştirme saldırısına ilişkin söylenenlerin ardından, 91. sayfada şunlar söylenmektedir:

... buna karşı durmak için, ‘Özelleştirme terörüne karşı işyerlerimizi savunalım!’ ve yine, tıpkı vurgulanan şiar gibi, kriz koşulları altında devrimci bir rol oynayacak ‘işçilerin üretimi denetlemesitalebini öne sürmek, bugün işçi sınıfı mücadelesinin geliştirilmesi bakımından önemlidir.”

Olanaklar, olgular ve gelişmenin yönü” konusunda herşeyi birbirine karıştıranlar ve bu arada siyasal mücadele alanındaki en temel marksist kavramlardan biri olan “devrimci durum”u yerli yerine oturtamadıklarını gösterenler, şimdi de “kriz koşulları” ile “devrimci durum”u birbirlerine karıştırdıklarını ele veriyorlar. Kriz bu ülkede yıllardır var ve döne döne ağırlaşarak sürüyor. Ama hiçbir ciddi devrimcinin aklına kriz koşullarını gerekçe göstererek “İşçilerin üretimi denetlemesi” şiarını ileri sürmek ve bu koşullar altında bunun “devrimci bir rol oynayacağını” ileri sürmek gelmemiştir. Zira her aklı başında devrimci gerçekte bunun tam tersinin doğra olduğunu bilir. Bizzat özelleştirme saldırısının yerli deneyimi (somutta Karabük örneği), üretimi denetlemekten de öteye devralmanın nasıl sonuçlar yaratabileceğini bize göstermiş bulunmaktadır.

Özellikle de taktiğe ilişkin bölümlerinde uluslararası deneyimi genelleştiren Komünist Enternasyonal Programı, “üretimin(284)denetlenmesi” şiarı üzerine şunları söyler:

Devrimci dalga yokken, Komünist partileri emekçilerin günlük ihtiyaçlarından yola çıkarak kısmi şiarlar ve kısmi talepler ileri sürmeli ve bunları Komünist Enternasyonal’in esas hedefleriyle birleştirmelidirler. Fakat bunu yaparken, önkoşulu devrimci bir durumun varlığı olan ve başka bir durumda kapitalist örgütler sistemiyle içiçe geçme şiarı haline gelen geçiş şiarları atmamalıdırlar (örneğin üretimin denetlenmesi sloganı ve benzeri). Kısmi talepler ve kısmi şiarlar doğru bir taktiğin mutlak koşulu iken, bir dizi geçiş şiarı kopmaz bir şekilde devrimci bir durumun varlığına bağlıdır. (İnter Yayınları,, s.86, vurgular orijinalinde)

Bunlar basit gerçeklerdir ve özellikle “üretimin denetlenmesi sloganı” üzerine söylenenler bu ülkede artık iyi kötü biliniyor olmalıdır. Zira kriz koşulları ile “devrimci durum”u birbirine karıştırarak “üretimin denetlenmesi sloganı”nı ileri sürme budalalığı daha önceleri başkaları tarafından da gösterildi ve bu yerinde eleştirilere konu oldu. Ama tüm bunlara rağmen ve 2002 yılında, “üretimin denetlenmesi sloganı”nın hangi koşullarda devrimci bir rol oynayabileceğini ve hangi koşullarda “kapitalist örgütler sistemiyle içiçe geçme” sonucu doğuracağını birbirinden ayıramayan bir “öncü parti” gerçeği ile yüzyüzeyiz. Üstelik de kongresi üzerinden!

Aynı kafa karışıklığı kendini sınıf çalışması alanına ilişkin öteki önerilerde de göstermektedir. Politik Rapor'da havza ve il düzeyinde “işçi konseyleri” ve “memur konseyleri” önerilebilmektedir. Okuyoruz:

Vurgulanan tipteki örgüt biçimlerinden başka, sendikalı-sendikasız tüm fabrika ve işletmelerde işyeri komiteleri ile, söz konusu komitelerin seçip göndereceği temsilcilerden oluşacak; (havza ve il düzeyinde) işyeri komite temsilcileri konseyi kurulması sınıfın örgütlülüğü ve hareketin gelişimi bakımından önemli roller oynayacaktır.” (s.93-94)

Daha ilerde işçi hareketinden memur hareketine geçiliyor ve(285)aynı yerel konsey örgütlenmeleri bu kez onlar için öneriliyor: “İşçi kardeşleri gibi, emekçi memurlar da, ‘işyeri komiteleri’ ile, kent ölçeğinde ‘işyeri komite temsilcileri konseyi’ türü örgütlenmeler geliştirmek ... göreviyle yüzyüzedirler.” (s.99)

Bu pek devrimci önerileriyle “öncü parti”, mücadele ve örgüt biçimleri konusundaki derin kavrayışsızlığını ve aşırı subjektivizmini ele veriyor. Örgüt biçimleri sorunu mücadelenin düzeyi ve biçimleri sorunundan koparılarak tümüyle keyfi bir biçimde konuluyor ve doğrusu eşine az rastlanır bir ataklık gösteriliyor.

Konsey” örgütlenmesi MLKP programındaki “sovyet” örgütlenmesi karşılığıdır. Konsey ya da sovyetler, “öncü parti” işçilere ve onların memur kardeşlerine önerdi diye değil de, mücadelenin belli bir düzeyinde ve bizzat kitle hareketinin kendi dinamizminden çıkarlar. Bu düzey tam da devrimci yükselişle ve onun bir devrim durumuna doğru büyümesiyle bağlantılıdır. Kitle hareketinin devrimci gelişiminin ürünü olan konsey/sovyet/meclis türü örgütlenmeler, başlangıçta devrimci ayaklanma, zafer durumunda ise devrimci iktidar organları haline gelirler. İşçi konseyleri şiarı da, tıpkı üretimin denetlenmesi şiarı gibi, bir geçiş dönemi şiarıdır; ileri sürülmesi ve elbette olanaklı hale gelmesi, devrim dalgasının yükseliyor olması ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Devrimci durumun olmadığı koşullarda bu türden bir şiar, hayatta karşılık bulamamasından bağımsız olarak, konsey örgütlenmesinin içini boşaltmak ve onu gülünç bir oyuncak durumuna düşürmek anlamına gelir. (Aynı konuda bkz. Komünist Enternasyonal Programı, s.88. Komünistler bu sorunu, DHKP-C’nin “halk meclisleri” düşüncesinin eleştirisi çerçevesinde, 1996 sonbaharında ayrıntılarıyla ele aldılar.)


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   81   82   83   84   85   86   87   88   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin