POLONEZKÖY
istanbul'un ilginç köşelerinden biri olan Polonezköy, Beykoz ya da Ümraniye'den Şile'ye giden yolun üstünde yer alır. Bu köyü, siyasi nedenlerle Türkiye'ye sığınmış olan Polonyalılar 1842'de kurmaya başlamışlardır.
Polonya bu yıllarda Osmanlı Devleti' nin müttefikiydi. Bunun başlıca nedeni de, ikisinin birden Rusya ile başının dertte olmasıydı. Polonya ayrıca, Katolikliği paylaştığı Fransa ile de dosttu, ama Osmanlı tm-paratorluğu'nun yakınlığı, çok zaman, önemli bir pratik avantaj sağlıyordu.
Bu avantaj, genellikle, Rusya ile çeşitli zamanlarda mücadeleye giren Polonyalıların yenilgi durumunda Osmanlı topraklarına sığınması biçimini alıyordu. En tanınmışlarından biri Adam Mickiewicz olan bu Polonyalılardan bazıları Müslüman olup Türk uyruğuna bile geçmişti.
Polonezköy'den
bir görünüm.
L. Antonowicz-
Bauer,
Polonezköyü, ist., 1990
Polenezköy'ün kurulması için fiilen çalışan Mehmed Sadık Paşa da aynı dönemde gelip Türkleşen Polonyalılardandı. Asıl adı Çaykovski'ydi, Cihangir'de evi vardı. Ama projenin fikir babası ve "uzaktan kumandalı" mimarı, aynı ihtilalci kuşağın Paris'e sığınan temsilcilerinden Adam Çarto-riski'ydi. Onun isteği, Polonya'nın Rus işgali altında olduğu bir sırada, dünyanın bir ya da birçok yerinde bağımsız Polonya kolonilerinin kurulmasıydı. Ama bu "bağımsız koloni" Osmanlı mevzuatına hiç uymuyordu. Gene de Abdülmecid'in (hd 1839-186l) göz yummasıyla girişim başlatıldı. O sırada, şimdiki Polonezköy'ün bulunduğu yerde Katolik Lazarist keşişlerin bazı dini kuruluşları vardı. Sadık Paşa buraya bir avuç Polonyalı mülteciyi yerleştirerek işe başladı. Zor maddi koşullarda, Amerika'da Batı'ya göçen öncüleri andırır bir doğa mücadelesiyle Polonezköy'ün temeli atıldı.
Başlangıçta adı "AdampoP'dü. Bunun ilk kısmı Çartoriski'nin ilk adı, "-pol" de Polonyalı anlamındaydı. Ama zamanla Polonezköy adı yaygınlaştı. Bir süre sonra La-zaristler buradan ayrıldı ve köy Polonyalılara kaldı.
Polonyalılar uzun süre çiftçilik ve mandıracılık yaptılar. Köyün ürünleri hâlâ şarküterilerde satılır. Daha sonra pansiyonculuk işi de gelir kaynakları arasına katıldı. Kendi iddiaları muhtemelen doğrudur ve istanbul'un ilk pansiyonlarını onlar açmıştır. Zamanla köyün nüfusu arttı. 15-20 kişiyle başlayan kolonide, 1863'te, artık Türk yurttaşı olmuş 100 kadar Polonyalı aile oturuyordu. Dünyaca ünlü kişilerden Franz List ve Gustave Flaubert Polonezköy'ü ziyaret etmişlerdi.
1863'te Polonya'da çıkan yeni isyanın da bastırılmasından sonra Avrupa siyasetinde Polonya sorunu küllenmeye başladı. Polonezköy'ün "bağımsız" statüsü siyasi önemim kaybetti. Sonunda 1885'te bu statü ortadan kalktı ve köy Osmanlı imparatorluğu içinde herhangi bir yer haline geldi. Daha sonra, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleri de burası için yeni yasal düzenlemeler getirdi.
1940'larve 1950'lerde Polonezköy, sınırlı sayıda varlıklı istanbullunun zaman za-
Polonezköy'de Leonard Dohoda'nm
restoran olarak kullanılan evi.
L. Antonowicz-Bauer, Polonezköyü, ist., 1990
man gittiği ve kaldığı bir tatil yeriydi. "Yastık gibi bonfile" bulunduğu söylenirdi. Ayrıca domuz eti ünlüydü. O yıllarda "her yerde domuz yetişmediği için bu et ender ve pahalıydı. Bazı "itikadı zayıf" istanbullular Polonezköy'e gittiklerinde bu fırsatı ka-çırmaz ve domuz yemeği ısmarlarlardı. İtikadı başka bakımdan zayıf bazı istanbullular için de Polonezköy bir çapkınlık kaçamağı için birebirdi.
1970'lerden sonra Polonyalılar yavaş yavaş köyü ve Türkiye'yi terk ederken Türkler de oraya yerleşmeye başladı. Otellerin yanısıra birçok ev ve villa, buralarda oturanların yararlanacağı yüzme havuzu, tenis kortu gibi spor tesisleri yapıldı. Polonezköy'ün çehresi bir hayli değişti.
Eski kilise yıkıldıktan sonra, 1914'te yapılan ve istanbul'daki kiliselere katılan Polonyalı Katolik kilisesi ve papaz evi duruyor. Köyün mezarlıkları da ilginç. Mehmed Sadık Paşa'nın karısı da Müslüman olmuş bir Polonyalıydı. Ölünce, Müslüman olduğu halde burada gömüldü. Sadık Paşa ise bir süre sonra Polonya'ya döndü ve yeniden Katolik oldu.
MURAT BELGE
Dostları ilə paylaş: |