Bibi. S. Özkan, "Mimar Vedat Tek", Mimarlık, S. 11-12 (1973); Sözen, Cumhuriyet Mimarlığı-
YILDIZ SALMAN
POSTACILAR
Yazılı haberi, mektupları, gönderildiği yerden varacağı yere ulaştıran görevliler. 19. yy'm ikinci yarısından itibaren belli bir merkeze gelen posta malzemesini bu merkezden gönderildiği adreslere dağıtan mü-vezziler.
istanbul'un ilk postacıları, Konstantino-polis'e haber ulaştıran ve haberleri kent dışına götüren Venedikli, Cenevizli vb gemi kaptanlarıydı. Bunlar, Bizans döneminden başlayarak 18. yy'a kadar ve belki bundan da sonra kentin denizaşırı haberleşmesinde önemli unsurlardı.
istanbul'un 1453'te Osmanlılar tarafından fethinden sonra kurulan haberleşme sistemi içinde çavuşlar, tatarlar, yaya haberciler olan peykler, ulaklar vb, yazılı veya sözlü haberi atla, atlı arabayla veya yaya olarak ve yol boyunca belli menzilhane-lerde durup konaklayarak yerine ulaştıran kişilerdi (bak. haberleşme). Bunlar arasından, daha sonra posta teşkilatı kurulunca posta tatarı denmeye başlanan tatarlar günümüz postacılarının (posta mü-. vezzilerinin) ataları sayılabilir.
Haberleşme hizmetleri, Osmanlı'da uzun süreler devlete ve devlet büyüklerine ait resmi haberleşme ile sınırlı kaldı. Özel kişiler, kuşkusuz özel ulaklar, peykler kullanıyorlardı ama bu pek yaygın değildi. Özel kişilerin, halkın da merkezi posta hizmetlerinden yararlanmaya başlamaları 1840'ta Posta Nezareti'nin kurulmasından sonra gerçekleşti. Posta müvezziliği diye bir iş ve müvezziler de (dağıtıcılar) günümüzdeki postacıları andıran şekilde, bundan sonra ortaya çıktı.
Postacıların atası sayılabilecek posta tatarları, haberleşmede öteden beri adı en fazla geçen görevlilerdi. Tanzimat döneminde posta teşkilatı ve posta hizmetleri düzenlenmeye çalışılırken tatarların bir bölümü Posta Nezareti'ne bağlı Postahane-i Âmire'de görevlendirildi (bak. postaneler). Tatarlar Posta Nezareti'ne bağlanıncaya kadar Tataran Ocağı'na bağlı olarak tatarba-
Dostları ilə paylaş: |