Hldlniava V l h o n I n, I,1 V a hjhvi 3a I o I l n V 31 V h fi 11 fi



Yüklə 8,43 Mb.
səhifə172/980
tarix09.01.2022
ölçüsü8,43 Mb.
#92016
1   ...   168   169   170   171   172   173   174   175   ...   980
NUKEDDİN CERRAHÎ TEKKESİ 98

r

99



NURİ BEY

J L


Jm

Nureddin Cerrahî Tekkesi'nin tevhidhane-türbe binasının kesiti. MSÜ Arşivi /Ali Murat, 1976

M. Hüsameddin Türabî'nin halifesi Şeyh Abdurrahman Hilmî Efendi (ö. 1800); Şeyh Mehmed Sadeddin Efendi'nin halifesi Şeyh Mehmed Sadık Efendi (ö. 1801); Edirnekapı-Acıçeşme'de kendi adıyla anılan tekkenin kurucusu Şeyh Seyyid Halil Nizameddin Efendi'nin (ö. 1775) halifesi Makarnacı Şeyh Mustafa Efendi (ö. 1804); Moravî Şeyh Mehmed Efendi'nin halifesi Şeyh Mehmed Emin Efendi (ö. 1805); Üsküdar'da Kapı Ağası Mescidi'ne meşihat koyan Şeyh Mehmed Arif Dede Efendi (ö. 1822); Şeyh M. Arif Dede Efendi'nin halifesi Şeyh Abdülaziz Zihnî Efendi (ö. 1854); Şeyh A. Zihnî Efendi'nin büyük oğlu Şeyh Yahya Galib Efendi (ö. 1897); Şeyh A. Zihnî Efendi'nin küçük oğlu Şeyh Mehmed Rızaeddin Efendi (ö. 1913); Şeyh Y. Galib Efendi'nin oğlu Şeyh ibrahim Fahreddin Efendi (Erenden). Günümüzde Nureddin Cerrahî Tekkesi'nin tevhidhane-türbe bölümü özgün dekoru ile muhafaza edilmekte, harem dairesinde son post-nişinin akrabaları oturmakta, selamlık bölümünde de, Şeyh î. Fahreddin Efendi'nin öğrencileri tarafından kurulan Türk Tasavvuf Musikisi ve Folkloru Araştırma ve Yaşatma Vakfı çeşitli kültür faaliyetlerini yürütmektedir.

Tekkenin arsası güneyde Nurettin Tekkesi Sokağı, batıda Canfeda Hatun Ca-mii'nin arsası, diğer yönlerde komşu parseller ile kuşatılmıştır. Nureddin Cerrahî Tekkesi'nin günümüzde arz ettiği yerleşim planına geçmeden önce tekkenin kuruluşundan itibaren nasıl bir gelişme izlemiş olduğunu ana hatları ile belirtmekte yarar var: Canfeda Hatun Camii'nin güneybatı köşesinde 1703'te müezzin ismail Efendi tarafından tesis edilmiş olan halvet-hane tekkenin çekirdeği olarak kabul edilebilir, ilk tekke binalarının -bugünkü harem bölümü hariç- aşağı yukarı aynı arazi parçası üzerinde yükseldiği anlaşılmaktadır. Tekkenin kurulmasını müteakkip Nureddin Cerrahînin Tahtabaşı Bekir Efendi Konağı'nın hamamından arta kalan külhandan ya da su haznesinden halvete girdiği bilinmektedir. Vefatını müteakkip bu halvethaneye defnedilmesi türbenin şimdi-

ye kadar değişmemiş olan konumunu tespit etmiş, kendisinden sonra vefat eden postnişinlerin, bunların aile efradının ve bazı imtiyazlı mensuplarının da bu kesime gömülmeleri sonucunda arsanın batı kesimi türbeye dönüşmüştür. Bu arada tev-hidhanenin arsanın doğu kesiminde bulunduğu, bu bölümü türbeden soyutlayan ve sokak üzerindeki cümle kapısından başlayıp kuzeye doğru uzanarak şadırvan avlusuna bağlanan bir geçidin mevcut olduğu, derviş hücreleri, harem, mutfak ve sair bölümlerin de kuzeyde şadırvan avlusu çevresinde sıralandıkları anlaşılıyor. Bu düzen 1200/1785-86 tarihli yenileme sırasında değiştirilmiş, tevhidhane ile türbe arasındaki geçit arsanın doğu sınırına (bugünkü yerine) kaydırılarak söz konusu bölümler aynı çatı altında toplanmış ve bir mekân bütünlüğü içinde kaynaştırılmıştır.

Günümüzde tevhidhane-türbe ile harem, arsanın güney sınırını oluşturan Nurettin Sokağı üzerinde yer alırlar. Tevhid-hane-türbenin arkasında (kuzeyinde) şer-bethane ile şadırvan avlusu, haremin arkasında da bir duvarla bu avludan ayrılmış olan harem bahçesi bulunur. Tevhidha-ne-türbeyi haremden ayıran geçit, cümle kapısı ile şadırvan avlusu arasındaki ulaşımı sağlar. Kuzeyde, doğu-batı doğrultusunda gelişen selamlık kitlesinin ötesinde tekkeye ait genişçe bir bahçe bulunur. Selamlığın batısında mutfağın yer aldığı bilinmektedir.

Basık kemerli cümle kapısının dış yüzünde kitabe yoktur. İç yüzünde yer alan ta'lik hatlı manzum kitabe 1364/1945'te Şeyh 1. Fahreddin Efendi (Erenden) tarafından gerçekleştirilmiş olan onanma aittir. (Söz konusu kitabenin metni bizzat şeyh efendiye aittir.) Cümle kapısından girince solda, tevhidhanenin doğu duvarına konmuş olan kitabe ise tekkenin Ab-dülmecid eliyle 1274/1857-58'de tamir edildiğini ve kısmen yenilendiğini belgeler. Metin, o tarihte postnişin olan Şeyh Yahya Galib Hayatî Efendi'nin akrabasından, Şeyhülvüzera Abdurrahman Sami Pa-şa'ya (ö. 1878) aittir. Diğer taraftan cümle kapısından girince hemen sağdaki köşe-

de ilk tevhidhanenin -dolayısıyla bizzat Pir Nureddin Cerrahî'nin hayatta iken oturmuş olduğu- post makamı bulunmaktadır. Söz konusu makam bir seki ile yükseltilmiş, çevresi demir parmaklıklarla donatılmış ve ayrıcalığı bir Halvetî-Cerrahî tacı kabartması ile belirtilmiştir. Ayrıca cümle kapısının tam karşısına gelen fevkani hünkâr mahfilinin duvarında mermerden bir levha üzerinde sülüs hatlı bir kelime-i tevhid ibaresi göze çarpar. Bu levha başka bir yerden son yıllarda getirilip buraya monte edilmiştir.

Tevhidhane-türbe aslında 18,5x14x16 m boyutlarında yamuk planlı bir alana yayılmıştır. Buna sonradan eklenen "küçük türbe" 6,5x5,25 m, "cennet oda" 3x3 m bo-yutlarmdadır. Aslında ahşap karkaslı, içeriden bağdadi sıvalı, dışarıdan ahşap kaplamalı olan duvarlar 1945 onarımında betonarmeye dönüştürülmüştür. Her iki bölümü de altında barındıran ahşap çatı halen Marsilya tipi kiremit kaplıdır.

Yapının doğu kesimi (16x7,5 m) tev-hidhaneye, batı kesimi (18,5x6,5 m) türbeye ayrılmış, bu iki bölümün sınırına, ahşap çatıyı destekleyen altı tane kare kesitli ahşap dikme konmuştur. Dikmelerin arasında düşey çubuklardan oluşan, demir parmaklıklar uzanır. Nurettin Tekkesi Sokağı boyunca devam eden güney duvarı, kuzey duvarına paralel olmadığından tevhidhanenin güneydoğu köşesi geniş açılı, türbenin güneybatı köşesi de dar açılıdır. Ayrıca söz konusu duvar kıble eksenine de dik olmadığından tevhidhane mihrabı geniş açılı olan güneydoğu köşesine, pahlı bir dolgunun içine yerleştirilmiştir. Tevhidhanenin doğu duvarında geçide açılan dikdörtgen açıklıklı iki pencere, güney duvarında sokağa bakan sivri kemerli üç pencere sıralanır. Bu sonuncuların 1945 onarımından önce barok üslupta kemerlere sahip oldukları bilinmektedir. Güney duvarının önünde, zemini bir seki ile yükseltilmiş olan zâkirler maksuresi uzanır. Maksurenin sınırında iki tane kare kesitli dikme, bunların arasında da ahşap parmaklıklar görülür. Cümle kapısını izleyen geçidin üstünü işgal eden ve bu geçidin doğu duvarındaki iki kapıdan merdiven aracılığı ile ulaşılan fevkani hünkâr mahfili de sonradan kagire dönüştürülmüştür. Tevhidhanenin doğu duvarındaki iki pencerenin arasından hünkâr mahfilinin kavisli çıkması uzanır.

Şadırvan avlusuna açılan girişin yer aldığı kuzey duvarı boyunca 2,75 m derinliğinde iki katlı mahfiller bulunmaktadır. Zemindekiler girişin hizasında kesintiye uğrarlar. Doğudaki parçanın arka (kuzey) duvarında Şeyh 1. Fahreddin Efendi'nin türbesine geçit veren açıklık, batıdaki parçanın arka duvarında küçük türbeye açılan bir pencere vardır. Her iki mahfil katının sınırında, tevhidhane ile türbenin sınır çizgisindeki dikmelerden en kuzeydeki ile aynı hizada yükselen daire kesitli iki tane ahşap dikme mevcuttur. Dikmelerin arası, erkeklere mahsus olan zemin kat mahfillerinde ahşap korkuluklar, kadınlara mahsus olan fevkani mahfillerde de ahşap

kafesler ile donatılmıştır. Kadınlar mahfiline, harem bahçesinden merdivenli bir geçitle ulaşılır.

Türbe İstanbul tekkelerindeki emsali arasında en "kalabalık" olanlardandır. Altlarındaki kabirlerde birden fazla kişinin gömülü olduğu toplam 30 kadar ahşap sanduka mevcuttur. Pir Nureddin Cerrahî'nin sandukası diğerlerinden çok daha yüksek tutulmuş, kıymetli puşideler ve şallarla donatılmış, yaldızlı demir parmaklıklar ile kuşatılmıştır. Türbenin güney duvarında sokağa açılan geniş bir niyaz (muvacehe) penceresi yer almaktadır. Söz konusu niyaz penceresinin Osmanlı baroğuna has bir bileşik kemerle taçlandırılmış olan açıklığı sokak cephesinde mermer sö-velerle çerçevelenmiş ve iki yandan ince sütunçelerle donatılmıştır. Kemerin üstünde uzanan yatay kartuşta sülüsle Pir Nureddin Cerrahî'nin adı ve 3 Şevval 1211/ 1797 tarihi yazılıdır.

Türbenin Canfeda Hatun Camii yönündeki batı duvarında dört tane sivri kemerli, alçı revzenli tepe penceresi sıralanır. Kuzey duvarının hemen tamamını kaplayan açıklıktan küçük türbe denilen kesime geçilir.

Abdülmecid tarafından yaptırılmış olan ve Cumhuriyet dönemindeki onarımlarda şerbethanenin arkasından bugünkü yerine taşınmış olan şadırvan mermerden kübik bir hazneye sahiptir. Haznenin her yüzünde birer musluk vardır. Muslukların üzerinde kabartma ışın demetleri görülür. Şadırvan avlusunun batı kenarında, küçük türbe ile şerbethanenin köşesinde son postnişin Şeyh İ. Fahreddin Efendi'nin amcazadesi olan Şeyh İsmail Nimetullah Efendi (ö. 1914), güneydoğu köşesinde, geçitten avluya girildiğinde hemen sağda II. Abdülhamid döneminde yaşamış bir saraylı hanım gömülüdür.

Aslında ahşap olup sonradan kagire dönüştürülmüş bulunan iki katlı şerbetha-ne ufak boyutlu basit bir yapıdır. Küçük türbeye komşu olan güney duvarında zamanında bir servis kapısının bulunduğu bilinir.

İki katlı ahşap selamlık binası Cumhuriyet döneminde avlu (güney) cephesi aynen korunmak ve iç düzeni büyük ölçü-

de tadil edilmek kaydıyla restore edilmiştir. Asıl planın şu şekilde olduğu bilinmektedir: Her iki katın da ortasında birer zül-vecheyn sofa yer alır. Zemin kat sofasının güneyinde avluya açılan esas selamlık girişi, kuzeyinde (arka bahçe yönünde) üst kata çıkan merdiven ile bunun altından geçilerek ulaşılan helalar ve abdest teknesi, batısında meydan odası, kahve ocağı ve bunların arkasında mutfak, doğusunda icabında "mihman odası" olarak kullanılan iki tane derviş hücresi (odası) üst kat sofasının batısında şeyh odası ile "küçük oda" tabir edilen diğer bir mekân, doğusunda sertarik odası ile zâkirbaşı odası, kuzeyinde merdivenin arkasında bir hela-abdestlik birimi vardı.

II. Abdülhamid tarafından bugünkü şekliyle tekrar inşa ettirilen iki katlı ahşap harem dairesi 11x8 m'lik bir alanı kaplar. Nurettin Tekkesi Sokağı'na açılan girişi izleyen sofa, zemin katı güney-kuzey doğrultusunda kat eder. Sofanın doğusunda iki oda, batısında bir oda ile harem mutfağı, kuzeyinde üst kata çıkan merdiven ile bunun altından geçilen bir hela ve harem bahçesine açılan kapı bulunmaktadır. Üst katta merdivenin ulaştığı sofanın güney kesimi bir duvarla ayrılarak haremin başo-dası olarak düzenlenmiştir. Söz konusu mekân güney (sokak) cephesinde l m'lik çıkma yapar. Üst kat sofasının yanlarında, simetrik konumda ikişer oda, kuzeyde merdivenin yanında bir hela-abdestlik bulunur. Haremdeki odaların yüklüklerle donatılmış olduğu dikkati çekmektedir.

Nureddin Cerrahî Tekkesi'ni oluşturan bölümlerin cephelerinde, niyaz penceresini kuşatan sütunçeler dışında herhangi bir süsleme görülmez. Duvarın iç yüzlerinde bulunduğu bilinen, II. Abdülhamid dönemi kalem işleri ortadan kalkmıştır. Selamlıkta ve haremde yer alan mekânların, ayrıca türbenin, zâkirler maksuresinin ve mahfillerin tavanı çubukludur. Tekkenin yegâne dikkati çeken süsleme unsuru tevhidhane tavanında görülen ve muhtemelen 1835-1836 tarihli II. Mahmud tecdidinden kalmış olan çıtalı tezyinattır. Enli çıtalar (paşalar) yardımıyla tavanın dikdörtgen çerçevesine teğet olan beyzi bir çerçeve teşkil edilmiş, bunun ortasına yine bey-

Nureddin Cerrahî Tekkesi'nin tevhidhane-türbe binasının tavan planı.


Yüklə 8,43 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   168   169   170   171   172   173   174   175   ...   980




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin