SADBERK HANIM MÜZESİ
350
391
SA'DILİK
kaynaktan öğrenildiğine göre ':Kaimma-kam-ı Sadaret Hasan Paşa, Saray-ı Âmi-re'de divana gelüb'' istanbul kadısı. Anadolu defterdarı ile şıkk defterdarları, diğer "erbab-ı kalem ve eshab-ı rakam" yerlerini aldıktan sonra davalara bakılmakta, gündemdeki konular görüşülmekteydi.
Gereğinde kullanması için sadaret kaymakamına "tuğralı beyaz ferman kâğıtları" verilirdi. Örneğin, 1584'te, İstanbul kaymakamı olan Mesih Paşa'ya "beş bin tuğralı beyaz ahkâm kâğıdı" verilmişti. 16. yy'ın sonlarından itibaren sadrazamların daha sık sefere çıkmaları ve uzun sürelerle cephede kalmaları, 17. yy'ın ikinci yarısında ise padişahların çoğu zamanlarını Edirne'de geçirmeleri nedeniyle İstanbul, sadaret kaymakamlarının yönetimine kalmış gibiydi. Padişahlar da İstanbul'un sorunlarıyla ilgili olarak sadaret kaymakamlarına hatt-ı hümayunlar yazmaktaydılar. Bu buyruklar genellikle "Kaymakam Paşa" hita-bıyla başlardı. Bu durum, II. Mahmud'un (hd 1808-1839) merkez örgütünde yaptığı değişikliklere ve Tanzimat'a kadar sürdü. Tanzimat'la birlikte sadrazamların, hükümet başkanı olarak sürekli İstanbul'da oturmaya başlamaları, savaşlara ise asker paşaların serdar-ı ekrem unvanıyla gitmeleri ile de sadaret kaymakamlığına ancak bir kez, 1861'de sadrazam atanan Keçeci-zade Fuad Paşa'nın, Şam'dan gelişine değin gereksinim duyuldu ve Kâmil Paşa bu görevi üstlendi.
Bibi. Uzunçarşılı, Merkez ve Bahriye, 180-185; Tevkiî A bdurrahman Paşa Kanunnâmesi, (ayrı basım), Ankara, 1935. s. 126-127; Tarih-iRâ-şid, İst, 1282, c. I, 489; Tarih-iSelanikî, I, 150, 6l6, 621; E. Ziya Karal, Selim IH'ûn Hatt-ı Hü-mayunlan-Nizam-ı Cedit, Ankara, 1988, s. 25-26; Pakalın, Tarih Deyimleri, III, 79-80.
NECDET SAKAOĞLU
Dostları ilə paylaş: |