SA'DÎLİK
Sa'deddin Cibavî tarafından Şam'da kurulan Arap kökenli tarikat. 18. yy'ın başlarında tarikatın Vefaîlik ve Selamîlik kollarını temsil eden Şeyh Ebu'1-Vefa-i Şamî ile Sey-yid Abdüsselam Şeybanî aracılığıyla İstanbul'un gündelik hayatına girmiştir.
Temellerini Sa'deddin Cibavî'nin attığı Sa'dîlik, tasavvuf tarihinde en az incelenmiş mistik kurumların başında gelir. Kurucusu Sa'deddin Cibavî'nin hayatı hakkında yeterli bilgi bulunmayıp, vefat tarihi konusunda da birbiriyle çelişen farklı kayıtlar mevcuttur. Bu yüzden tarikatın kuruluş dönemine ilişkin aydınlatılması gereken pek çok nokta, bugün bile karanlıktadır.
Şam yakınlarındaki Havran'da doğan Sa'deddin Cibavî, Havran ile Şam arasındaki Ciba'da yaşamış ve bundan ötürü "Cibavî" olarak tanınmıştır. Kurduğu tarikatın bir diğer adı da bu yüzden Cibavîliktir. "Ebu'l-Fütuh" lakabıyla anılan Sa'deddin Cibavî'nin ailesi hakkındaki bilgiler de birbiriyle çelişmektedir. Kaynaklarda genellikle babasının adı Şeyh Yunus eş-Şeybanî şeklinde geçmesine karşın Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliya adlı eserinde bu kişiyi Sa'deddin Cibavî'nin dedesi olarak gösterir ve Ebu Medyen-i Mağribî'nin halifelerinden sayar. Sa'deddin Cibavî'nin vefat tarihi de yeterince açık değildir. Kabul edilen 1300 veya 1335 tarihlerinin yamsıra, İstanbul'un tanınmış Sa'dî şeyhlerinden Ali Fakrî Efendi'nin Hüseyin Vassaf'a verdiği bilgiye göre Sa'deddin Cibavî 1113'te doğmuş ve 100 yılı aşkın bir süre yaşadıktan sonra 1224'te vefat etmiştir.
Sa'dîlik, kurucusunun vefatından sonra Şam ve çevresinde aile mensuplarınca yaygınlaştırılmaya çalışılmış, fakat İslam dünyasında Kadirîlik(->) ve Rıfaîlik(->) gibi Arap kökenli diğer tarikatlar kadar başarılı olamamıştır. Ancak 16. ve 17. yy'larda Muhammed bin Sa'deddin (ö. 16li) ve oğlu Şeyh Sa'deddin (ö. 1627), tarikatın Şam merkez olmak üzere Mısır'a yayılmasında önemli rol oynamışlardır. Diğer yandan Sa'dîliğin, Türk tasavvuf kültürünü temsil eden tarikatların faaliyette bulundukları Anadolu'da hiçbir zaman etkili olamadığı görülmektedir. 13-15. yy'lar arasında Rı-faî ve Kadiri zümrelerinin bu coğrafyada faaliyetlerine rastlanmasına karşın Sa'dî kültürü, Anadolu'nun tasavvuf hayatına nüfuz edememiş ve etkisini daha çok Rumeli'de göstermiştir. Tarikatın burada tıpkı Rıfaîlik gibi Bektaşî ve Melamî zümre-leriyle kaynaştığı ve böylece rint meşrep bir tasavvuf anlayışı oluşturduğu bilinmektedir. Bu oluşum, doğrudan İstanbul'un mistik hayatına da etki yapmıştır.
Tarikatın Taglebîlik, Acizîlik, Vefaîlik ve Selamîlik olmak üzere yaygın şekilde örgütlenmiş dört kolu vardır. Bunlardan Vefaîlik ve Selamîlik 18. yy'ın başlarında Sa'dîliği İstanbul'un gündelik hayatına sokan kollar olarak bilinirler.
Sa'dîlik 18. yy'ın başlarında, Vefaîliğin kurucusu Ebu'l-Vefa'i Şamî ve Selamîliğin kurucusu Abdüsselam Şeybanî (ö. 1751) tarafından iki ayrı kol halinde İstanbul'a girmiştir. Bu dönem aynı zamanda Rıfa-îliğin de şehir hayatında örgütlenmeye başladığı yılları kapsamakta ve "kıyam zik-ri"ni esas alan Arap kökenli tasavvuf anlayışının İstanbul kültürüyle kaynaşmasına tanıklık etmektedir. Diğer yandan tarikatın söz konusu iki kolu, Vefaîlik ve Selamîlik bu dönemden itibaren hem kendi bağımsız tekke organizasyonlarını kurmuşlar, hem de bazen aynı tekkelerde Sa'dîlik adına ortak meşihat görevini üstlenmişlerdir.
İstanbul'un gündelik hayatına giren ilk Sa'dî kolu, Vefaîliktir. 1703 veya 1705 tarihlerinde Şam'dan İstanbul'a gelen Ebu'l-Ve-fa-i Şamî'nin temsil ettiği bu Sa'dî kolunu, Abdüsselam Şeybanî'ye bağlı Selamîlik izler. Ancak bazı kaynaklarda Abdüsselam
Dostları ilə paylaş: |